YÂ RASÛLÂLLAH! -sallâllâhu aleyhi ve sellem-

Mustafa Necati BURSALI Cemâl-i yâre âşık, Benim, yâ Rasûlâllah! Ahmed Muhtâr’e âşık, Benim, yâ Rasûlâllah! Bakma yüzde karama, Benim, yâ Rasûlâllah! Derman Sen’de yarama, Benim, yâ Rasûlâllah! Zaif, muhtâc-ı himmet, Benim, yâ Rasûlâllah! İşte bîçare ümmet, Benim, yâ Rasûlâllah! Bülbül gibi zârım var, Benim, yâ Rasûlâllah! Nice intizârım var, Benim, yâ Rasûlâllah! Sanki bir kırık testi, Benim, yâ Rasûlâllah! Çöller […]

Continue reading »

MAHZUN ŞEHİR

Memduh CUMHUR Bosna’da bayram sabahı, rüzgâr amansız bugün, Gün ağarırken güneşin rengi değil, kan gelir. Göklere dek her yeri baştanbaşa kaplar hüzün. Eski şadırvanda sular gitgide sessizleşir. Rüzgâra bîgâneleşir yaşlı çınarlar bile, Gölgesi kaybolmaya yüz tutmuş ağaçlar ile, Hayli zamandan beri gönlüm gibi mahzun şehir. Sonsuza dek senden uzaklaştığı gün, kaç erin, Gözlerinin nûru söner sönmesin îman diye. Son ışık […]

Continue reading »

YETMİŞ YAŞIN DEDİRTTİKLERİ!

Memmed ASLAN Sağımdan-solumdan çarpıyor ölüm, Yaş yetmiş, iş bitmiş, daha ne kaldı?!. Elekten geçenim, hayır amelim, Üstünde kalanım, bahane kaldı!. Hâlâ çözülmemiş gör düğün derdim; Kök atıp sînemde gördüğün derdim, Ben zillet çektikçe gördü gün derdim; Zulmet bana düştü, nur ona kaldı… Üç nefes, beş nefes… kala-kalmaya, Üzükmek istemir ilme-ilmeye. Arzular çin olsa, ne var ölmeye?!. Bilesen bu dünya şâhâne […]

Continue reading »

RÜZGÂR

Hakkı ŞENER Seher vakti nerelerden gelirsin? Esişin içimi yakıyor rüzgâr!.. Şu garip hâlimi sen de bilirsin, Gözlerim yollara bakıyor rüzgâr!.. Ne haberler vardır geldiğin yerde? Derman getirdin mi amansız derde? Gelirken gördün mü sevdiğim nerde? Hasreti boynumu büküyor rüzgâr!.. Selman gibi gördüğüne sordun mu? Üveys gibi makamına vardın mı? Yeşil kubbesine yüzler sürdün mü? Nefesinde güller kokuyor rüzgâr!..

Continue reading »

MERHABA ŞİİRE, SÖZE MERHABA!

Hadi ÖNAL Merhaba âfâka, yöne merhaba! Geçmişe, bugüne, öne merhaba! Hazarlarda doğan güne merhaba! Merhaba bahara, yaza merhaba! Merhaba şiire, söze merhaba! Merhaba Bişkeklim, Çuylum, Talaslım! Issık göllüm, dertlere derman taslım, Destan destan öğüt veren Manaslım. Kopuza, rebâba, saza merhaba! Merhaba şiire, söze merhaba! Merhaba, düğüne, toya, şölene, Taşkent’ten, Tirmiz’den koşup gelene, Özbek kardeşime, kadir bilene, Türklük çıkrığında beze merhaba! […]

Continue reading »

TAHMÎS

Harun ÖĞMÜŞ Hâlâ mürîd-i râh-ı sedâd olmadın gönül, Cânân önünde tâlib-i dâd olmadın gönül, Hayfâ ki bezm-i dostta yâd olmadın gönül, Erdik bahâre sen yine şâd olmadın gönül, Her yanda güller açtı küşâd olmadın gönül.* Herkes kadeh elinde ve dilber kolunda şen, Pür-neş’e gülsitâna varıp zevk eder iken, Zâhid misâli çille çekip kaldın evde sen, Yer yer serildi gülşene kâlîçe-i […]

Continue reading »

HASAT BEREKETİ

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Gözlerimden hicranı bir bir sağsın nazlı yâr, Yüreğimden dilime kopmaz bağsın nazlı yâr. Goncalar kadar taze, gülistan gibi temiz, Güneş gibi üstüme her dem doğsun nazlı yâr. Yükseltip âsumâna yıldızları gezdirsin, Sonra o saltanattan yere yağsın nazlı yâr. Sebepler zincirinde şu gönlümü coşturup, Hüzün gemilerini çölde boğsun nazlı yâr. İlham rüzgârlarıyla vadiye davet eden, Cemrelerle süslenmiş yüce […]

Continue reading »

ARDINDAN

EDÎBÎ (Recep YILDIZ) Bilsen, sana arzû ile bakmıştım o akşam, En son bakışım olduğu herhâlde açıktı… Rüzgâr esiyor, gözbebeğim ıslanıyordu, Her yer dolunay, her yöre besbelli ışıktı… Yalnız, içimin kendisi saklıydı içimde, Saklandığı yerden o vakit âh ile çıktı… Bir sen var idin, bir de benim hisli sükûtum, Beynim, o kadar loştu ki her şey bulanıktı… Kasvet ve hüzün birlik […]

Continue reading »

ŞÜKRÜ ELÇİN İÇİN TARİHLER

CEMÂLÎ (Mustafa ASLAN) Böyledir kānûnu dünyânın çıkar can âkibet, Eylesin Rabbim giden her câna sonsuz mağfiret, Hamdülillâh var inancım târihin yazmak gerek: Şükrü ELÇİN göçtü dünyâdan, İlâhî, rahmet et 1891 شكرى الچين گوچدى دنيادن الهى رحمت ايت +117 حمد للّٰه 2008 Sabırla, metanetle savundu dâvâsını, Her şeyden geçti âhir özleyip Mevlâ’sını, Yaz kalem tarihini sitâyişle şöylece: Şükrü ELÇİN Bey bu […]

Continue reading »

YİNE BAYRAM GELDİ

CELİL (Halil GÖKKAYA) Sıla-yı rahimi rahmet bilerek, Uçarak giderdik Kale Köyü’ne. Dertleşirdik bir araya gelerek, Bayram geldi anne, sen yoksun yine… Çığlık çığlık kapılara koşardın, Sevincinden dolup dolup taşardın, Hani sen hep bizim için yaşardın, Bayram geldi anne, sen yoksun yine… Ne bana hiç kızmayan gül yüzün var, Ne başımı yasladığım dizin var! Evimizin dört yanında izin var, Bayram geldi […]

Continue reading »
1 414 415 416 417 418 483