HADDİ AŞMAK

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com   Bugün yaşadığımız hayat tarzını, insanlarla olan muâşeret ölçülerimizi ne yazık ki biz belirleyemiyoruz. Toplumda hâl-i hazırda yaşayan genelgeçer kaideler, insan yaşantısına yön çiziyor. Daha farklı davransanız, hemen dışlanmaya tâbî tutuluyorsunuz. Eskiden buna «mahalle baskısı» denirdi. Oysaki müslümanın hayatı «kıble» merkezli olmalı ama kıblesizlerin baskısı altındayız. Hiçbir şeyimiz müslümanca değil. Ateş çemberinin içindeyiz. Etrafımızda olup bitenlere, ölenlere öldürülenlere bakınca […]

Continue reading »

İklim Değişikliğinden Müteessir Olan SADECE MEVSİMLER Mİ?

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com   Zaman geçtikçe; üzerimizdeki gökyüzü ve altımızdaki yeryüzünde, değişik hâllere tanıklık ediyoruz. Bir zamanlar; belirgin çizgilerle ayrılan mevsimler, artık bulanıklaştı. İlkbaharın, o güzel diriliş muştularını, artık tam mânâsı ile göremiyoruz. Yazlar, kışlar ve diğer mevsimler, sanki aynı dönemde yaşanır oldu. Her şey hızla değişiyor ve dengeler kayboluyor.    Eskiden, bahar çiçeklerinin ne zaman açacağını bilirdik. Kışın gidişini, baharın […]

Continue reading »

233. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Fârika…   Harika bir kelime.    Ayırt edici husûsiyet.    Şu âyet-i kerîmeyi bu açıdan okuyalım:   “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece; «Îmân ettik!» demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?” (el-Ankebût, 2)   Demek ki, sadece; «Îmân ettik!» demek yetmiyor. Ayırt edici özellikler kazanmak gerekiyor.    •Haşyetullah… Allah korkusu…    •Rahmet insanı olmak…    •Maddiyata karşı zühd…    •İmkânlarla infak…    Ayırt edilmek için bir başka […]

Continue reading »

REZİL ÇARPITMA

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com   Yana yakıla aradılar. Ayıplayacak bir şey, bir zaaf, bir noksan, bir kusur. Âlemlerin Fahri’ne sürülebilecek bir leke!..    Yolsuzluk, menfaatperestlik aradılar. Fakat kapısına yığılan ganîmetlerden kendisine bir dirhem kalmayıncaya kadar fakir fukaraya dağıttığını gördüler ve geri çekildiler.   Gaddarlık, zulüm ve haksızlık aradılar. 20 yıl boyunca kendisine zulmetmiş düşmanlarını, en güçlü zamanında; «Haydi serbestsiniz!» deyip bırakıverdiğini gördüler. «Malzeme bulamadık» deyip […]

Continue reading »

İFSAD ve ISLAH

H. Kübra ERGİN hkubraergin571@gmail.com   Allah Teâlâ Hazretleri buyuruyor:   “Onlara;    «–Yeryüzünde fesatlık (bozgunculuk) yapmayın!» denildiğinde;    «–Biz sadece ıslah edicileriz.» derler.    Dikkat edin! Onlar fesat çıkaranların ta kendileridirler. Lâkin farkında değillerdir.” (el-Bakara, 12)   Kur’ân-ı Kerim’de elliden fazla âyette geçen «fesâd» kelimesi Arapçada mastar olarak; «bozulmak, sapmak» anlamında, isim olarak da; «zulüm; çalkantı, düzensizlik; kuraklık, kıtlık» mânâlarında kullanılmıştır. Genellikle müfessirler fesâdı; «bir şeyin istikametinden saparak yararlı hâlinden […]

Continue reading »

İslâm Ümmetinin Baş Tâcı; EHL-İ BEYT

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com   Allah Teâlâ, hikmetine binâen eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanı, sonsuz rahmeti mûcibince kendi hâline bırakmamış; onun ebedî saâdetini temin için gerekli tâlimatları, insanların en kâmili olarak seçtiği rehberlerle inzal buyurmuştur. Bu münasebetle, insanlar ne kadar şükretseler sezâdır. Kezâ, peygamberlerin vârisleri mevkiindeki, onların tâlim ve terbiyelerini vekâleten devam ettiren âlimler de, bu rahmetin diğer bir tecellîsi cümlesindendir. […]

Continue reading »

YENİ MÜFREDAT ÜZERİNE…

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com   Asil medeniyetimizin değerlerinde, bilginin hikmetle yoğrulup insanlığın faydasına sunulması esastır. Şerefli İslâm dîninin hedefi, «kâmil insan» yetiştirmektir. Tarihten bugüne medeniyet kuran milletlerde; bilgelik, adâlet, iffet, şecaat, edep ve terbiye hâkimdi. Fazîletli değerler merkezdeydi. Hakikî eğitimde; madde yanında, ruh ihmal edilemez. Eğitimden maksat, nesillere doğru ve müsbet bir kişilik kazandırmanın yanı sıra iki cihan huzur ve mutluluğu […]

Continue reading »

YARATILIŞ MURÂDINI BULMAK

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com   İnsan, sonsuzluk denizinde yalnız bir yolcu gibidir. Gözleri bu sonsuzluğun içinde kaybolurken, yüreği ise sürekli bilinmezlerin peşinde koşturup durur. Bu yolculukta ne kadar yürüdüğünü, ne kadar yol aldığını ve aslında ne aradığını tam mânâsıyla bilmez; ama ileride bir yerlerde, aradığı şeyin cevabının olduğunu bilir ve aramaya devam eder.    İnsanın bu mânâ arayışı, onun fıtratında gizlidir. Zira Allah […]

Continue reading »

232. Sayı Takdim

TAKDİM Kıymetli Okuyucularımız, Fedâkârlık kelimesi; Arapça, İngilizce ve benzeri lisanlarda «kurban» ibâdeti ve mefhumu ile aynı kökten türetilmiş. Türkçemizde de fedâ, fedâîlik ve fidye kelimeleriyle kökteş. Zafer için her şey fedâ edilir. •Allâh’ın dîni ve sözü en yüce olsun diye, •Vatan, namus, birlik ve beraberlik korunsun diye, •Mazlumun akan kanı dinsin diye her şey fedâ edilir. Hattâ Hazret-i Mevlânâ’nın o âşıkāne […]

Continue reading »

GAYE

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com   Kâinatta, kendi yaratılışımızda ve hayatın akışında bir gayelilik görüyoruz. Bu durum, ulvî duygularımızı da besliyor. Rabbimiz; mü’min kullarını tarif ederken, bu nevi tefekkürleri dînî duyguların hizmetinde kullanmalarını tebrik ediyor:    “Onlar; ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allâh’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler):    «–Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın.    […]

Continue reading »
1 7 8 9 10 11 127