155. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Nefes nefese yaşıyoruz hayatı. Büyük bir koşuşturmaca… Âhirzaman alâmetlerinden biri zamanın hızlanması yahut hızlanmış olarak telâkkî edilmesidir. Bu koşuşturmaca, hayırlarda yarışmak için olsa tamam; fakat tamamen dünyaya, dünyevî olana yönelik olunca, zamanın kıymetini unutturuyor. Nefes nefese yaşamak. Fakat; “Çalışmıştır yorulmuştur amma boşuna!” (el-Ğâşiye, 3) hükmünde olunca ne kadar acı!.. Ölçüsü nedir; çalışmak fakat kaybetmemenin, çalışmak ve kazanmanın, koşmak […]

Continue reading »

Allah’tan Kullarına Sorular! -1- YOK MU İBRET ALAN?

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Biz fânî insanlar, bilmediğimiz bir şeyi öğrenmek için soru sorarız. Bâkî olan Allah Teâlâ ise başka gayelerle sualler sorar. Çünkü tesirli söz söyleme sanatı olan «belâgat»ta, soru sormanın daha pek çok gayeleri vardır. Kur’ân-ı Kerim; Hakk’ın eşsiz belâgat ve fasâhatteki en mükemmel sözüdür. Kur’ân’da nice hakikatler sual üslûbunda anlatılır. Cenâb-ı Hak; peygamberlerine tebliğ hususunda […]

Continue reading »

Allah’tan En Çok İstenecek İki Nimet: HAYIRLI ÖMÜR, HAYIRLI ÖLÜM

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com “Falan kişi kanseri yendi!”, “Fi­lânca sağlığına dikkat ettiği ve düzenli spor yaptığı için şu kadar yıl yaşadı!” deniliyor. Hâlbuki doğrusu; yaşamadı, yaşatıldı. Hastalığın atlatılmasında hastanın moralini yüksek tutmasını hafife alıyor, sağlığa dikkat etmenin ve spor yapmanın faydasız olduğunu söylüyor değiliz elbette. “Allah hastalığının şifâsını verdi!”, “Vesilelere başvurduğu için Allah da uzun ömür verdi!” […]

Continue reading »

İnsan Yetiştirmenin En Müessir Yolu; ÖRNEK OLMAK

YAZAR : Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Üzerinde bulunduğumuz topraklar; bin yıldır İslâm’a hizmet etmiş, bundan dolayı da büyük bedeller ödemiş, dünyanın en değerli(!) topraklarıdır. Tarihten gelen mirası, gelecekte ümmete sancaktarlık yapma namzedi olması hasebiyle bir türlü rahat bırakılmayan gerek içeriden gerekse dışarıdan sayısız düşmanı olan özel bir coğrafyadır. Osmanlı ecdâdımız ile gücünün ve kudretinin zirvesini yaşayan bu topraklar, imparatorluğun dağılması ile […]

Continue reading »

HÜSN-İ HÂTİME ENDİŞESİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Bir gün yetmiş yaşında hıristiyan bir adam Bâyezîd-i Bistâmî -rahmetullâhi aleyh- ile tanışmak ve aklındaki bazı soruları kendisine sormak niyetiyle yanına geldi. Bâyezîd-i Bistâmî onu güler yüzle karşıladı, sorduğu sorulara sakince ve hikmetle cevap verdi. Yaşlı adam, onun hem ahlâkından ve mâneviyâtından hem üslûbundan etkilenerek herkesin huzûrunda müslüman olmak istediğini açıkladı. Yaşlı adamın ömrünün […]

Continue reading »

Kemâlâtın Anahtarı: TEFEKKÜR

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsanın kendisine ihsan buyurulan değere liyâkatinin alâmeti, ancak gayesinin bu vasfa uygunluk nisbeti ile tebârüz eder. Bu yüzden, yaratılış hikmetine uygun bir insanlık, ulvî gayelere sahip olmayı gerektirip; kemâlât mertebesi, bu yolla ulaşılabilen bir keyfiyettir. Kur’ân-ı Kerim’de, istikamet üzere olmanın önemi; “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tevbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak […]

Continue reading »

154. Sayı Takdim

  Kıymetli Okuyucularımız, Yaşamak ve yaşatmak… En temel seviyede insanın yapmaya çalıştığı budur. Yaşamak ve kendini, sevdiklerini, ailesini yaşatmak… Hayatta kalma enerjisi. Hayatta tutma azmi. Yaşamanın hedef ve gayesi. Birçok bitki, ölümüne yakın tohumlarını vermeye başlar. Yaşamak sona eriyorsa, yaşatma heyecanı devreye girer. Nesil endişesi de diyebiliriz buna. Neslini sürdürme azmi. İnsanda ve mü’minde kemâlini bulur bu endişe: İslâm’ı yaşamak […]

Continue reading »

Yahya Kemal’in Gönül Dünyasında; GÜL’ÜN GÜZELLİĞİ

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Yahya Kemal anlatıyor: “Annem, Yazıcızâde’yi, sabah namazlarını kıldıktan sonra okurdu. Beyaz başörtüsü ile elindeki kitaba, îmanla eğilişini hâlâ görür gibiyim. Çok yerlerini anlamadığım hâlde, annemin yüksek sesle ve makamla okuyuşundan dinlediğim Muhammediyye’nin o mısraları bana bizim öz maceramız, evimizin, mahallemizin, Üsküp’ün ve müphem sûrette bütün milletimizin dünya ve âhiret macerası gibi gelirdi. Daha o […]

Continue reading »

GÖZ DEĞİL KALP GÖRÜR

YAZAR : M. Aşır KARABACAK ma.karabacak@gmail.com Sevbân -radıyallâhu anh-, Yemenli bir köle idi. Hazret-i Peygamber onu satın alıp âzâd etti. O ise eski sahibine, Efendiler Efendisi’ne bir kölenin efendisine bağlı olabileceğinden daha fazla bağlandı ve hayatı boyunca O’nun yanından ayrılmadı. Sanki bir gölge gibi, varlığının sebebi olan Allah Rasûlü’nün takipçisi oldu. Yemenli Sevbân, baş gözüyle değil kalp gözüyle gördü Efendiler […]

Continue reading »

ÂLİMLER DE SUSTURULURSA…

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Fahr-i Kâinât Efendimiz zamanıydı. Bir savaş esnasında ensardan Hallâd -radıyallâhu anh-’ın şehid düştüğü haberi, annesi Ümmü Hallâd’a ulaşmıştı. Ümmü Hallâd -radıyallâhu anhâ- bürgüsünü bürünüp, yüzünü de peçeyle örtmüş olarak Allah Rasûlü -aleyhissalâtü vesselâm-’ın yanına geldi ve oğlu hakkındaki haberin doğru olup olmadığını sordu. O sırada Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanında bulunan bazı kişiler, […]

Continue reading »
1 53 54 55 56 57 128