MÎRAC YOLCUSU

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com

Sultanlar Sultanı’na davetle gelir Cibrîl,
Bir elde gül birinde, gül kokulu karanfil.

Huzur kaplar her yanı, rahmet yağar geceye,
Yüce Rabbin daveti mânâ yükler heceye.

Güvercin ürkekliği sarar Rasûl’ü birden,
Gelincik, lâle biter; basıp geçtiği yerden.

Yıldızlar daha parlak, Arş-ı âlâ gündüzce,
Âlemde başka hâl var; dağlar, tepeler düzce.

Sessiz adımlarıyla sessizliğin sesine,
Yürürken yârla yâren haz dolar nefesine.

Mîrac yolcularını görür Mescid-i Aksâ,
Yolcularla birlikte yürür Mescid-i Aksâ.

Muhabbet ki; kimsenin konuşmadığı dilden,
Sevda aşka dönüşür filizlenen gönülden.

Beytü’l-Makdis Mekke’ye kaşla göz kadar yakın,
Ağız açsan değecek, dille söz kadar yakın.

Gösterir Habîbi’ne yedi kat semâvâtı,
Ayrı ayrı hayatı, burdaki mahlûkatı.

Nemlendirdi gözleri, gözlerin gördükleri,
Dediler ki; bu durum, dünyada ördükleri.

Varır yedinci kata Sidretü’l-Müntehâ’ya,
Giyindiği edepten, baştan ayağa hayâ.

Hayran olur Azîm’in sınırsız hikmetine,
Beş vakit namaz ile dönüyor ümmetine.

Onlar ki konuşurken zikrederler Allâh’ı,
Kurtuluş müjdesiyle hak ederler felâhı.

25 Ekim 2021, Madrid