ADI ÜSTÜNDE… (S.A.S.)

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

-sallâllâhu aleyhi ve sellem-

Yüce Mevlâ O’nu gösterdi cemâlin sorana,
Yüce Mevlâ O’nu gönderdi celâlin sorana,
Tercümân oldu, Rasûl oldu O kul Rahmân’a…
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

Şân-ı Peygamber’i anlatmaya bir harf kâfî!..
«Ve rafa‘nâ leke zikrak!»1 O muhâtab «kâf»ı,
O’nun ahlâkı, temiz kalbi Kitâb’ın zarfı!..
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

O’nu methetmek için âşığı başvursa dile,
Ne desin Hak tarafından övülen gonca güle?
Bir de bizzat O durur karşına; «Lâ fahre!»2 ile…
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

O, güneşten de mücellâ, kamaşır gözlerimiz,
O, cihân içre en âlâ, tükenir sözlerimiz…
Gül’e mahcûbiyetinden kızarır yüzlerimiz…
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

O’na lutfeyledi Mâbûd’u, makām-ı Mahmud,
«Ümmetî!» der, dökerek yaş, ederek Hakk’a sücûd,
Ümmetin kâmilen affıyla olur tek hoşnud…
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

O’nun aşkıyla, ölüm dense, sahâbî ister,
O’nun aşkıyla koşar cepheye Mehmetçikler,
O’nun aşkında sanat var, O’nun aşkında hüner…
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

O’nun evsâfı mükemmel, ya senin ey ümmet?
Hani O’ndan sana mîrâs o emânet, sünnet?
Nerde Tâlî, hani ahlâk, hani şefkat, rahmet?
Adı üstünde «Muhammed»dir O pek çok övülen,
Hakk’a mahbub ta ezelden ebediyyen sevilen!..

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)