MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -7- AŞKININ HAZZI NASIL İŞLEDİ BİLMEM GÖNLE?

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com

 

İçtiğin neydi senin öyle dün akşam güzelim?
De ki artık gece-gündüz o şaraptan içelim!

Aşkının hazzı nasıl işledi bilmem gönle?
Gelmez ordan çıkarak bir daha dünyâda dile!

Ona ben yalvarırım: Gel hadi ey haz, dile gel!
Reddedip der bana: Gönlün bilemezsin ne güzel!

Aşk her gönle bir uğrak verir elbette ama,
Yerleşip gönlüme Allâh’a şükür kıldı vefâ!

Dedim; ey aşk! Hudâ hakkı için kimsin sen?
Dedi; dâim sürecek, bitmeyecek ömrüm ben!

Bî-mekânsın dedim ey aşk, diyârın yok mu?
Dedi: Gözlerde yaşın, sînede nârın yok mu?

Sararıp solmuş olan yüzlere bak öyleyse!
Kanlı yaşlar akıtan gözlere bak öyleyse!

Güllerin rengi benim, bülbülün âhengi benim,
Nağmenin zevki benim, tel tel eden çengi benim!

Beni yoldan çıkarır bir küçük işveyle bu aşk!
Savulur şey mi hocam, Allah için söyle bu aşk?

Seslenir ay ona; nûrum geliyor nûrundan!
Ederiz der, ona gökler de seninçün deveran!

Aklım oynar-duramaz, rûhumu bir yangı sarar,
Baş, huzûrunda düşüp der: Yeter artık bu kadar!
_______________________________________
* Dûş çi hordeî? Be-gû, ey büt-i hemçü şekkerem,
Tâ heme ‘ömr ba‘d ezin men şeb ü rûz ez-an horem
matla‘lı gazel (Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr Seçmeler, nşr. Şefik CAN, İst: Ötüken, 2000, II, 242-243)

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)