YÛNUS’UM!..

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com

 

Sevgiyi çektiler nefret «dâr»ına
Öyle yaşın yaşın, ağlar Yûnus’um!..
Gözyaşı mîrastır dünden yarına,
Vîran olmuş, şimdi bağlar Yûnus’um!..

Bir ömür yürüdün Hakk’ın peşinde,
Yanıp da kül oldun aşk ateşinde,
Gül yüzlü Nebî’yi gördün düşünde;
Sözlerin, huzuru sağlar Yûnus’um!..

Güzel Türkçemizin gittin izinden,
Bir kez ayrılmadın Şeyh’in dizinden,
Bu dünyaya baktın Hakk’ın gözünden;
Yüreğimde erir, yağlar Yûnus’um!..

Sevginin tahtına postu sermiştin,
Muhabbet bağından güller dermiştin,
Tapduk dergâhında aşka ermiştin;
Adını sayıklar, çağlar Yûnus’um!..

Yokluğun ateştir, köz misalidir,
Şiirlerin cevher, (s)öz misalidir,
Hicrânın sînede güz misalidir;
Yürekleri yakar, dağlar Yûnus’um!..

Bahçenden goncalar dermek isterim,
Kutlu dergâhına ermek isterim,
Mübârek yüzünü görmek isterim;
Derinde kaybolur, sığlar Yûnus’um!..

Söyleyen dillerin söylemez oldu,
Muhabbet bağında çiçekler soldu,
Sevenlerin gözü yaşlarla doldu;
Kabında pişmeli, çiğler Yûnus’um!..

Vicdanlar kör, sağır; duymaz bu çağda,
Kimse nasihate uymaz bu çağda,
Nefis günahlardan doymaz bu çağda;
Şerre düşenleri, eğler Yûnus’um!..

Dünyanın malına tamahın yoktu,
Bu fânî âlemde sevenin çoktu,
Sensiz bu kör çağda tuz bile koktu;
Hakk’ı, hakikati yeğler Yûnus’um!..