TERCÜMÂN-I HAK

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Dest-i kudretle yazılmış hilyedir Kur’ân Sana!.. (Muallim Nâci)

Cihâna emreder Rahîm:
Rasûl’e ilticâ edin!..1
Bu şartladır muhabbetim;
Habîb’e ittibâ edin!..2

O Gül’den öğrenin sözü,
O Cân’a benzetin özü,
O Nûr’a döndürün yüzü,
Temiz ve pür ziyâ edin!..3

O Nûr’a etmeyin ezâ,4
Edepte etmeyin hatâ,
Gürültü etmesin sadâ,
Pür ihtiram nidâ edin!..5

Alın demiş, helâl sayın,
Haram diyorsa almayın,
Sakındırırsa dalmayın,
Tamâmen elvedâ edin!..6

Rasûl’e itiraz, vebal,
İtâat eylemek, kemal,
Derunda kalmasın sual,
Nifaktan imtinâ edin!..7

O’nun zarif lisânı pak,
Hevâya düşmeden uzak…8
Hadîsi, tercümân-ı Hak,9
Ne derse tam edâ edin…10

Büyük lütuf, o Gül Nebî,11
Olun şerefle tâlibi,
Suheyb ve Hamzalar gibi,
Yolunda can fedâ edin!..12

Şefâatiyle Rehber’in,
Rızâya yaklaşın, erin,
Salât edin, selâm verin,
Gönül gönül duâ edin…13

vezni: mefâilün / mefâilün

1 “Biz her peygamberi -Allâh’ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman Sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileseler, Rasûl de onlar için istiğfar etseydi; Allâh’ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.” (en-Nisâ, 64)
2 “(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31)
3 “Ey Peygamber! Şüphesiz ki Biz Sen’i şahit, müjdeci, uyarıcı; Allâh’ın izniyle O’nun (yoluna) çağırıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (el-Ahzâb, 45-46; ayrıca bkz. el-Ahzâb, 21)
4 “Ey îmân edenler! Siz Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın…” (el-Ahzâb, 69; ayrıca bkz. el-Ahzâb, 57; et-Tevbe, 61)
5 “Ey îmân edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (el-Hucurât, 2; ayrıca bkz. en-Nûr, 63; el-Hucurât, 3-5)
6 “…Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının…” (el-Haşr, 7)
7 “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda Sen’i hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam mânâsıyla kabullenmedikçe îmân etmiş olmazlar.” (en-Nisâ, 65)
8 “O, arzusuna göre konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.” (en-Necm, 3-4)
9 “…İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye Sana bu Kur’ân’ı indirdik.” (en-Nahl, 44; ayrıca en-Nahl, 64; el-A‘râf, 157)
10 “Kim Rasûl’e itaat ederse Allâh’a itaat etmiş olur…” (en-Nisâ, 80 ve çok sayıda âyet-i kerîme)
11 “Andolsun ki içlerinden; kendilerine Allâh’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, mü’minlere büyük bir lutufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Âl-i İmrân, 164)
12 “…Allâh’a inanın, Rasûl’ü ile beraber cihâd edin…” (et-Tevbe, 86; ayrıca bkz. el-Ahzâb, 22-23; et-Tevbe, 111)
13 “Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salât ederler. Ey mü’minler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin.” (el-Ahzâb, 56)