HAVF ve RECÂ

Şerife Şule TESLİMOĞLU serifeteslimoglu00@gmail.com Kalbinden ne geçerse, bilir onu Yaradan, Akıl idare eder, haklı ile haksızı. Mâsivâ perdesini, kaldırırsa aradan, Devâ bulur özünde, dert olup çöken sızı. Merhametle ısınır, üşüyen her bir zerre, Cemre gönül bağına düşer katre misali. Kuru dal filizlense, çiçek açsa bir kerre, Günbegün gerçekleşir O’na vuslat hayali. O yolu görmek için, nice yollar açılır, Atılan her […]

Continue reading »

ANA-BABA ÖĞÜTLERİ…

ŞAİR : Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com Deryâlara vardırıyor, Ana-baba öğütleri… Güzelliğe erdiriyor, Ana-baba öğütleri… Yakın tutuyor arayı, Yapıyor gönül sarayı, Canda yakıyor çırayı; Ana-baba öğütleri… Hakk’a yakın, öz oluyor, Güle dönmüş köz oluyor, Dost katına yüz oluyor; Ana-baba öğütleri… Sevgi, saygı olur hep bir, Varmaz bucağına kibir. Ömür çarşısında sabır; Ana-baba öğütleri… Çağdan çağa bir nur akar, İçinde bir kandil yakar. […]

Continue reading »

BİNLERCE ŞÜKÜR!*

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Bizlere fetihler ihsan eyleyen, Yüce Yaradan’a binlerce şükür! Ahsen-i takvîmle insan eyleyen; Yüce Yaradan’a binlerce şükür! Aczimizle nice haram düşlesek, Nefsimize uyup günah işlesek, Bağışlıyor, biz tövbeye başlasak; Yüce Yaradan’a binlerce şükür! Rahmetiyle âlemleri kuşatan, Sonsuz nimetiyle bizi yaşatan, Gufrânıyla silip, baştan başlatan; Yüce Yaradan’a binlerce şükür! Hakk’ın rızâsına kutlu seferim, Rasûl’ün izinde yılmayan […]

Continue reading »

MES’ÛLÜZ…

ŞAİR : Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com Yaradan’ı tanı, Hakk’ı unutma; Allâh’ı unutan dilden mes’ûlüz… Helâl rızıktan ye, haramı yutma; Harama uzanan, elden mes’ûlüz… Hile katma asla yaptığın işe, Ölçüyü kaçırma, insanca yaşa! Çünkü hak edilen iş, gelir başa, Başımıza gelen hâlden mes’ûlüz… Nankör çatısının altında kalma! Hiç kimsenin asla âhını alma! Kin atına binip nefretle dolma; Fırtınaya dönen yelden mes’ûlüz… Sabır […]

Continue reading »

ORUÇ GAZELİ

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) İpekten olsa da ten, rûh için serilmez mi? Gül olsa, gül yağı süzmek için verilmez mi? Ekim zamânı açık el; hasat zamânı, dolu; Avuç avuç saçarak bin demet derilmez mi? Huzûr için çile çekmek safâ değil de nedir? Firâka ağlayan âşık, huzurda gülmez mi? Yakınlaşınca visal, öyle bir sarar heyecan, O an gönül, yemeden-içmeden […]

Continue reading »