RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -19-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-, hicret yoluna devam ederek Harrâr denen yere vardı.1 Rasûlullah -aleyhisselâm- ve hicret arkadaşları; burada mola verip istirahat ettikleri gibi, vakit namazlarından bazılarını orada kıldılar.2 Harrâr’dan da yine Medine istikametine doğru hareket edip, bir hayli yol aldıktan sonra; ertesi gün, ticaret kervanı içinde, Şam’dan dönmekte olan Hazret-i Talha bin Ubeydullah ve Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ile […]

Continue reading »

RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -17-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm- ile yol arkadaşları, bunca kötü takipçileri atlatıp hicret yolunda ilerliyorlardı. Harrâr’da kısa bir mola verip, orada bulunan Harrâr suyundan kanasıya içtiler. Orada fazla oyalanmadan ilerleyip, Seniyetü’l-Mere denen yere vardılar. Râbiğ vadisinde Ecya diye anılan suyun yakınında olan Seniyetü’l-Mere’de mola verip dinlendiler. Su ihtiyaçlarını da karşılayıp, tekrar yola koyuldular.1 Hicret yolculuğu, plânlandığı gibi sürüyordu. Sevr Dağı […]

Continue reading »

RASÛLULLAH (s.a.s.)’İN HİCRETİ -15-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-’ı ellerinden kaçıran müşrikler; o kadar öfkelenmişler ve o kadar çığırdan çıkmışlardı ki, neredeyse birbirlerini yiyeceklerdi. Her tarafa adam saldıkları hâlde, O’nu bir türlü bulamamışlardı. Bunca adamlarına rağmen; her geçen gün daha çok adam salıp, en kuytu yerlere varıncaya kadar, O’nu arıyorlardı. Mekke müşrik toplumu, takibatlarını devlet bazında yürütüyordu. Hem öyle ki, müşrik şehir devletinin bütün […]

Continue reading »

RASÛLULLAH (S.a.s.)’İN HİCRETİ -9-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr İzciler de, iz peşinde gidenler de kudurmuş gibiydiler! Ebû Cehil ile Ümeyye bin Halef, o kadar öfkelenmişlerdi ki, neredeyse birbirlerine gireceklerdi! –Sizin peşinize takılmakla hata ederek, zaman kaybettik. Buralara niye gelsinler ki? Onların gideceği yer Yesrib, burası ise tam ters istikamette! –Daha ne duruyoruz burada öyleyse? Yeterince zaman kaybettik zaten! Öfkeyle birbirlerine bağırırlarken, Ebû Cehil, lâfı getirip […]

Continue reading »