BİR OSMANLI ÇINARININ ARDINDAN…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Ramazân-ı şerîfin ilk gecesi, bir Osmanlı münevveri, dâvâ adamı, tarihçi ve muharrir Kadir MISIROĞLU Hakk’a yürüdü. Seksen altı senelik ömrü, Hak ve hakikate kalem ve kelâm ile hizmet ve gayretlerle doluydu. Bu çileli yolda nice fedâkârlıklara tahammül etti, asla taviz vermedi. Kendisine Cenâb-ı Hak’tan rahmet dilerken, onun şahsiyetinin ve vermek istediği mesajın öne çıkan noktalarını tebârüz […]

Continue reading »

ZORLA MI?

Asım UÇAROK “Dinde zorlama yoktur!..” (el-Bakara, 256) Bu âyeti; dînin dünya sahasına karışmasına mâni olmak isteyenler pek severler, bize sık sık tebliğ ederler!.. «Madem zorlama yok, bizi zorlamayın!» demeye getirirler. Böylece; İslâm’ı tebliğ etmeyi, iyiliği emredip, kötülükten men etmeyi, adâleti, hakkı, sabrı ve merhameti tavsiye etmeyi de ikrah / zorlama imiş gibi göstermeye çalışırlar. Kimseye karışmayan, vicdana ve camiye mahpus […]

Continue reading »

Şanlı Mâzimizden Seçme Nükteler. ZÂHİR Mİ GĀİB Mİ?

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Ebû Hanîfe Nu‘mân bin Sâbit, 699 yılında Kûfe’de doğdu. Hanefî mezhebinin kurucusudur. «Ebû Hanîfe» veya «İmâm-ı Âzam» isimleriyle anıldı. Onun öncülüğünde başlayan Irak fıkıh ekolü imamın bu künyesine nisbetle «Hanefî mezhebi» adını aldı. Esasen Ebû Hanîfe’nin içtihadlarında hocası Hammâd, onun hocası Alkāme silsilesiyle; Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali, Abdullah bin Mes‘ûd ve Abdullah bin Abbas’tan […]

Continue reading »

KIBRIS’TA…

ŞAİR : Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com -«Kırklar»ın mânevî huzûrunda- Koynunda «Kırklar»la Kıbrıs Adası, Burda mücâhidler, erenler vardır… Dünyaya İslâm’ı yayma sevdası, Uğrunda canını verenler vardır… Ömre düstur etmiş tevhid sözünü, Gazâ meydanında buldum izini, Allah Rasûlü’nün nurlu yüzünü, Dünya gözü ile görenler vardır… Hakk’ın Habîbi’nin gördüğü rüya, Ordular gidiyor; süvari, yaya, Mücâhid bir gemi, iniyor suya, O kutlu kervana girenler vardır… […]

Continue reading »

GİRNE GÜZELLEMESİ

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Şu Girne’nin bakışları sürmeli, Fistan giymiş göğsü sarı düğmeli, Bu güzeli sevmeyeni dövmeli; Hem dövmeli hem Ada’dan sürmeli. Çeşit çeşit goncası var, gülü var, Dudağında kadeh kadeh mülü var, Sabah-akşam gün yüzünde tülü var, Nikâh kıyıp gün yüzünü görmeli. Beşparmak’ın eteğine uzanmış, Bahar gelmiş sarı, yeşil boyanmış, «Vatan» demiş uykulardan uyanmış; Bu dilberi bilmem nasıl […]

Continue reading »