BAŞI BEŞİK, SONU MEZAR…

Sami GÖKSÜN İnsan, kâinâtın en üstün varlığı olarak yaratılmış ve yeryüzünde halîfe kılınmıştır. İnsan; fânî olan bu dünyada yüce Rabbimiz’e kulluk için vardır. Allâh’ın iradesini yeryüzünde hâkim kılmak için vardır. Allâh’ın şânını yüceltmek için vardır. Allâh’ın emir ve yasaklarıyla, onlara uygun yaşamak için vardır. O’nun dînini yüceltmek, i‘lâ-yı kelimetullah için vardır. Peygamberler ise insanlığa bu hakikati tebliğ etmek için gönderilmiştir. […]

Continue reading »

ALLAH BİZİMLEDİR!

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Yalnız örümceğin ağı kalmıştı mânia, Mahzun Ebûbekir: Görülürlerse fâcia!.. Arş’ın son elçisiydi O rahmet alâmeti, Kast eylemek o câna, kopartır kıyâmeti!.. Hissetti Hakk’ın Elçisi, Sıddîk hüzünlenir; «Dostum Ebûbekir» dedi «Allah bizimledir!» Beyhûde üzme kendini Allah bizimledir! Mazlum, yıkık gönüllere er-geç doğar Bedir! Arz eyle Hakk’a hâlini, dik tut ümîdini! Yalnız koyar mı mü’mini? Allah bizimledir! Düşman […]

Continue reading »

En Değerli Hazine; ŞİMDİKİ ZAMAN

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsan dünya hayatının med ve cezirleri karşısında boş yere üzülür veya sevinir. Hâlbuki, hiçbirisi de kalıcı olmayıp insanın zihnini oyalayan, dünya imtihanının neticesini tayin eden geçici tezâhürlerdir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de; “İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde (sevinir, bunun bir imtihan olduğunu düşünmeden); «–Rabbim bana ikrâm etti.» der. Onu […]

Continue reading »

YILDIZLARIN BÛSESİ

Şerife Şule TESLİMOĞLU serifeteslimoglu00@gmail.com   Allah için çarpmalı, bu kalp her şeyden evvel, Berrak, pürüzsüz îman bir de ihlâslı amel… Cevr u cefâ bahrinde, inci olmak dilersen, Çırpınma sığ sularda, derin ummanlara gel! Deryâya benzer âlem, dalıp tefekkür eyle, Enginlere kulaç at, gör bak nasıl da güzel! Fâriğ olmaz âsuman envârı «mihr ü mâh»tan, Geçsin gönlün sehâbdan şavk-ı mehtâba yönel! […]

Continue reading »

BİR ACAYİP DÜNYA!..

Servet YÜKSEL servety@t-online.de   Bir acayip dünya, bir garip zaman, Anladım ki, gördüğümüz düş değil… Bu şeytânî oyunlardan el aman, İnsanın değeri bir kuruş değil… Vicdanı sızlamaz, kızarmaz yüzü, Biberin içinde kiremit tozu, Sucukta, salamda eşeğin özü; Yanan, dönen; kebap değil, şiş değil… Aldatan aldandı, gafiller bilmez, Sözün kıymetini câhiller bilmez, Niye memleketten belâ eksilmez? Ah, doğruluk ele geçmez kuş […]

Continue reading »

TIRTIL, KOZA, KELEBEK

Melda ÖZATA Mistikliği kendisinden mi gelir, yoksa içinde bulunduğu loş, antika dükkânından mı, henüz kestirememişimdir. O ünlü hattatların el yazması sülüsler, ta’likler, kûfîler… gibi çeşitli yazıları, o çevreler, bohçalar, vazolar, tombaklar, opaller, sedefli kaşıklar, masalar, necefler, gümüş, akik tesbihler, buna benzer neler neler… Bu eski yıllanmış eşyaların içinde, kendi dünyasına gömülmüş, öyle yaşar. Ekmek parası için alır, satar. Ama gerçekte […]

Continue reading »