İslâm Ümmetinin Baş Tâcı; EHL-İ BEYT

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com   Allah Teâlâ, hikmetine binâen eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanı, sonsuz rahmeti mûcibince kendi hâline bırakmamış; onun ebedî saâdetini temin için gerekli tâlimatları, insanların en kâmili olarak seçtiği rehberlerle inzal buyurmuştur. Bu münasebetle, insanlar ne kadar şükretseler sezâdır. Kezâ, peygamberlerin vârisleri mevkiindeki, onların tâlim ve terbiyelerini vekâleten devam ettiren âlimler de, bu rahmetin diğer bir tecellîsi cümlesindendir. […]

Continue reading »

RUM KUMANDAN!

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com   Hâlid bin Velid -radıyallâhu anh-, 583’te Mekke’de doğdu. Ailesi tarafından, o dönemin çocuklarının yetiştirilme usûlü çerçevesinde; bir yandan kahramanlık, yiğitlik, cesaret, akrabalık asabiyeti, atalarının dînine bağlılık gibi hislerle yoğrulurken, diğer yandan bedenî ve teknik kuvvetini geliştiren kılıç, ok, binicilik gibi sporlarla uğraştı. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in İslâm’a davetini başta kabul etmese de Hudeybiye Antlaşması’ndan […]

Continue reading »

Gayeye Ulaştıran Vasıta; ÜMİT

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsanın belirli istikamette yola çıkması için bir gayesi; kesintisiz bir gayretle gayesine ulaşmak için de şevk ve heyecanı olmalıdır. Bu sebeple, nice yolculuklar başlamadan bitmiş; bitmeyenler, sürdürülenler de menziline varamadan ya sonu meçhul sapaklarda yön değiştirip kaybolmuş veyahut da gücünü yitirip akîm kalmıştır. Ümit; hayat yolcuğunun, menziline vâsıl oluncaya kadar azimle sürdürülebilmesi için gerekli şevk ve […]

Continue reading »

O’NUN RÛHÂNİYETİYLE…

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK SARIĞIMI BULUN! Hâlid bin Velid -radıyallâhu anh-’ın sarığı, Yermük Savaşı’nın en şiddetli çarpışmaları yaşandığı sırada başından düşer. Sarığının düştüğünü fark eden Hâlid bin Velid, dört bir yanı düşman askeri ile çevrili olsa da savaşmayı bırakarak sarığını aramaya başlar ve askerilerine sarığının bulunmasını emreder. Askerler sarığı uzun süre cenk meydanında aradıktan sonra bulurlar. Sarık maddî mânâda hiçbir […]

Continue reading »

ONLAR BÖYLE SEVİYORLARDI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İmanın kapısı kelime-i şahâdettir. Kelime-i şahâdetin kapısı da Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Bize kelime-i şahâdeti îman ve İslâm için şart kılan Cenâb-ı Hak, bir bakıma o mübârek kelimede Hazret-i Peygamber’e karşı insanlığın sahip olması gereken bakış açısını ve muhabbet ölçüsünü en öz şekilde sergilemektedir. O, her şeyden önce Allâh’a «kul»dur. Ancak kullar […]

Continue reading »