Ne Demek!

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yolda ben kırmızı bilmem, vitesim var, ne demek! En yamuk yanlışa dümdüz hevesim var, ne demek! İyilikten yana yığdınsa demâdem kötülük, Sorarım kalbine, mecbûr abesim var, ne demek! Hak yolundan saparak yerde çakıldın çukura, Göğe ey küflü tekerlek, gresim var, ne demek! Ey kümes ruhlu beyin, dön de sekiz cennete bak, Sonra gurbette düşün; taş kümesim […]

Continue reading »

Edebî Sular…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Şâirin hâlini yansıtmaya namzetse sular, Suya yansır şuarâdan, nice yüz, seyre medar. Kimi, ırmaklara benzer, coşuyor çağlayarak, Kimi her mevsim akarken, kimi yalnızca bahar. Kimi her geçtiği vâdîye taşır bin bereket, Kimi, bir sel gibidir, arda kalan kum ve hasar. Kimi, dipsiz kuyulardan çekiyor bir kova su, Kimi, zemzem gibi makbul, kimi bir anda buhar! Bir […]

Continue reading »

Çocukluğun İçinde

Yusuf Dursun Ne Hint’te ne Çin’deyim, Sanma ki Maçin’deyim, Attâya gönderdiğin Çocuğun içindeyim. Dev de benim cüce de; Gözüm-gönlüm yücede. Ninemin dizindeyim, Masal dolu gecede. Uçurtmaya ip oldum, Göklere sahip oldum. Sen birden büyüyeli, İnan bir garip oldum. Yaşlı yıllarda kaldım, Tozlu yollarda kaldım. Senden ayrı düşeli, Yaban ellerde kaldım. Bir yıldız peşindeyim, Göklerin dışındayım. Güneş benim kardeşim, Ay dede […]

Continue reading »

Ararım…

Servet YÜKSEL Adımız okununca tarih bile hislenir, Bugün nereye baksam; «İmdat!» diye seslenir, Üç kıtada gezdiğim zamanları ararım. Onlar ki, bu toprağı tutan çınarlarımız, Gönüllerin can suyu, şefkat pınarlarımız, Ardınca yürüdüğüm sultanları ararım. Bu eğreti yapılar nasıl sabaha çıkar ? Temelinde ter olsun, harcını ihlâsla kar, Taşları adam eden Sinanları ararım. Sen ey gelinlik kızım, meleklerden güzelsin, Sancımı dindirmeye bir […]

Continue reading »

Gazel

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Hasret çekerek vuslata ermek ne kadar güç!.. Serden geçerek cânını vermek ne kadar güç!.. Ağyâr ile hem-hâl olanın nârına yanmak, Kalkan gibi hep göğsünü germek ne kadar güç!.. Bülbül gibi günlerce açılsın diye ummak, Birden açılan gülleri dermek ne kadar güç!.. Cânâna adanmış şu garip cân-ı azîzi, Kan isteyenin pâyine sermek ne kadar güç!.. Derler Seferî […]

Continue reading »

Gözlerim Avucumda

Sadettin KAPLAN Oturmuşum toprağa dizlerim avucumda, Kararıyor içimde gözlerimin akları; Bir karınca dev yiyor ta öteki ucumda. Toprağı kar delende, kan yürür kardelende; Islık çaldıkça Pan’a Midas’ın kulakları… Oturmuşum denize özlerim avucumda, Islanıyor altımda Helen’in mor genleri, Can pazarında Hektor ta öteki ucumda. Geçler erkenleşiyor, dalga dikenleşiyor; Susadıkça kanıma çölün sürüngenleri… Oturmuşum ateşe közlerim avucumda, Altımda mızrak gibi evsizlerin evleri, […]

Continue reading »

Kesret Nedir?

Rıfat ARAZ Yâ Rab Sana açtım elim; Beni yakan gurbet nedir?.. Gönül oldu son menzilim; Yâ bendeki hasret nedir?!. Kalbim ile görsün gözüm; Varı vardan seçsin özüm!.. Sen’i söyler alınyazım; Bunca ibret, hikmet nedir?.. Kulak verdim her bir dile; Düşüp geldim zorlu yola!.. Ne hâldeyim kim ne bile? Beni saran hayret nedir?.. Yaktım aşkın envârını; Gezdim ömrün diyârını!.. Verdin cennet […]

Continue reading »

Harem Efsânesi

Olcay YAZICI Sunar düşlerini bulutlara, Haseki namzedi nâzenin güzel… Gönül semasında saadet ara, Saraydan yükselen hüzünlü gazel… Ağyardan arınmış sükût köşesi, Edebin, erdemin, helâlin köşkü… Gökten nar kırmızı elma düşesi, Aşkın en acısı, padişah aşkı! Kılıç gibi keskin, çetin imtihan: Bir yanda devletlû, bir yanda gözde… Ne sultan dayanır, ne haşmetlû han, Yenilir irade yakıcı sözde! Efsunlu, esrarlı… Meçhul bir […]

Continue reading »

Söylesin…

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Söyleyin kim kesti ışığımızı? Ya da kör kuyuda kalan söylesin!.. Mâşuk mu küstürdü âşığımızı? Ya da aşkımızı çalan söylesin!.. Oynaşıp dururuz delicesine, Duygular taş kesmiş ölücesine, Mânâyı yorardık velîcesine, Sırr-ı hikmet nedir bilen söylesin!.. Arardık gerçeği gündüz ve gece, Çözülürdü çözülmeyen bilmece… Darda isek yetişirdi «imece», Şimdi can dostunu bulan söylesin!.. Sermayeyi kaygısızca yok ettik. Haram-hile ile […]

Continue reading »

Allah -Azze ve Celle-

Mustafa Necati BURSALI Bir’dir, Tek’tir, Ezel’dir, Allah azze ve celle! Güzel hem ne güzeldir, Allah azze ve celle! Ben anlatamam ki tam, Vasfından âciz kelâm, Kuddûs, Melik, es-Selâm, Allah azze ve celle! Arzın, fezânın Rabbi, Rûz-i cezânın Rabbi, Kutlu ezânın Rabbi, Allah azze ve celle! «Ol!» der, yoktan var eder, Kimi sever, yâr eder, Kimini de hâr eder, Allah azze […]

Continue reading »
1 904 905 906 907 908 1.002