GEÇMİŞTEN BİR HÂTIRA…

Dr. Naif ÖZKUL 1966 senesinde Beyazıt’taki İstanbul Tıp Fakültesi Anatomi amfisinde, yaşı ileri hekimlerin yakından tanıdığı Prof. Dr. Sami ZAN Hocanın «urogenital organlar» konulu dersin açılış merasiminde, amfi her zamankinden farklı lebâleb dolu idi. Öğrencilerden; bu dersi takibe, izlemeye gelenler arasında tıp öğrencileri dışında iktisat ve hukuk öğrencileri de vardı. «Urogenital organlar / üreme ve böbrek anatomisi» dersi; birtakım maket, […]

Continue reading »

EYVAH SÂLEBE’YE! EYVAH SÂLEBELERE!..

İrfan ÖZTÜRK Ramazân-ı şerif ayı münasebetiyle; müftülükçe hazırlanan vaaz ve irşad programında, bize de vaaz görevi verilmişti. Listeye baktığımda, bize zekât ve fitre ile ilgili konular ayrılmıştı. Ramazân’ın son Cuma vaazı, zekâtla ilgili idi. Konuyu hazırlamak üzere ilgili kitaplardan aldığım zekâtla ilgili şu hazin, içler acısı kıssayı okudum: ZEKÂT VERMEKTEN KAÇINAN SÂLEBE BİN HÂTİB’İN ÂKIBETİ Ebû Ümâmetü’l-Bâhilî der ki: Sâlebe […]

Continue reading »

KIRIK SANDIK…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Yol kenarında gelenin geçenin ayağına takılan, kırık bir sandık vardı. Kaç kişiyi yere düşürdü. Kaç kişiyi tökezletti. Bir sürü âh aldı, yığınla kötü söz işitti. Fakat hâlâ kaldırımın üzerinde duruyor, hiçbir yere ayrılmıyordu. En sonunda kaldırım taşlarından biri öfkeden patladı: “–Gidi kırık sandık! Nedir insanlara da bana da şu çektirdiklerin? Yeter artık, çek git tepemden!” […]

Continue reading »

Ruhları Dirilten Zaman Dilimi HAC MEVSİMİ -2-

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com MEDÎNE-İ MÜNEVVERE Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz «hicret» emri ile Mekke’den ayrılırken, mübârek gönlü hüzünlenmiş; derûnundan kaynayan şu sözler sâdır olmuştu: “Sen, Allah katında beldelerin en sevgili olanısın. Çıkarılmış olmasaydım, senden çıkmazdım…” Bu hislerle Medîne-i Münevvere yoluna koyulmak; Mekke-i Mükerreme’ye takılıp kalan gönlü, yeni bir heyecanla dalgalandırır. Zira Allah Teâlâ’nın Habîbi, kâinâtın halk olunma vesilesi, […]

Continue reading »

YÂSİR AİLESİ -2-

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamber Gülistanı’ndan gül devşirmeden önce herhangi bir garip genç olan Ammâr; Allah ve Rasûlü’ne îman ve itâat ile beraber, adı kıyâmete kadar hayırla anılacak Hazret-i Ammâr -radıyallâhu anh- olmuştu. Oturmuş kişiliği ve istikrarlı duruşu neticesinde aile efrâdının da topluca müslüman olmasına vesile olmuş, bize bir başka boyut açarak bir de bu buuttan seslenmiş oluyordu. Onun şu veciz […]

Continue reading »

AYAK UYDURMAKLA AYAK DİREMEK ARASINDA…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Dillerde dolaşan tavsiyeler: “Zamanı yakala…” “Değişime ayak uydur…” “Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy!..” “Çağın değerlerine sahip ol…” Son asırlarda, fert ve toplum hayatında sürekli katlanarak hızlanan bir değişim rüzgârının yaşandığını inkâr etmek mümkün değil. Fakat değişimi, putlaştırmadan ve göz ardı etmeden; «Değişen değerler / değişmeyen esaslar», «Her yerde değişen / belli bir bölgede değişen», «Hızlı […]

Continue reading »

EHL-İ BEYTİN İSLÂM DÜŞÜNCESİNDEKİ YERİ

Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Hazret-i Peygamber’in vefatından sonra on yıl gibi kısa bir süre içerisinde Cezîretü’l-Arab’dan çıkıp Mısır, Suriye, Irak ve İran gibi o zamanki dünyanın en mütemeddin yerlerine hâkim olan genç İslâm Devleti’nin üçüncü halîfesi Hazret-i Osman’ın, Mısır’dan ve başka yerlerden gelen memnuniyetsiz ve tahrik edilmiş bir grup tarafından şehid edilmesi; günümüze kadar sürecek bir fitnenin fitilini ateşledi. […]

Continue reading »

EHL-İ BEYTE ŞÜKRAN BORÇLUYUZ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Geçtiğimiz yıllarda İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinden bir grup genç kızımız, hem yabancı dillerini geliştirmek hem de İslâm’ı tebliğ etmek gayesiyle yabancı ülkelerden mektup arkadaşı edinmeye karar vermişler. İnternet sayesinde bu pek de zor olmamış. Türkçe Olimpiyatlarına katılmak için Türkiye’ye geldiğinde tanıştıkları Kanadalı bir yaşıtlarıyla elektronik posta vasıtasıyla yazışmaya başlamışlar. Fakat arkadaşları sinemadan, müzikten vesâire konulardan bahsetmeyi tercih […]

Continue reading »

EHL-İ BEYT ve AİLE

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsan doğduğunda âciz. Muhtaç. Zayıf. Dertlerini anlatamayacak kadar çaresiz. Sadece ağlayabiliyor. Karnı acıkınca ağlıyor. Uykusu gelince ağlıyor. Oynamak isteyince ağlıyor. İlgi bekleyince ağlıyor. Epey müddet, ağlamaktan başka hiçbir mahareti, gücü ve dili yok. Tek imdâdı, anneciği. Sonra babacığı. Yani bir aile ocağı. Bir şefkat kucağı. Bu gerçeği anlatabilen en tesirli lisan da, yetimlerin hıçkırıkları ve […]

Continue reading »

«ÂŞÛR»,«AŞURE» VE BİRLİĞİN DİRLİĞİ…

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Muharrem ayının onuncu gününe, Arapça «onuncu» anlamında «âşûrâ» denmektedir. Muharrem ayı ve Âşûrâ günü İslamiyet’ten önce de, ehl-i kitap olan yahudiler ve hıristiyanlar tarafından da mukaddes sayılmış, Muharrem’in onuncu gününde «şükür orucu» tutulmuştur… Yahudiler, Musa -aleyhisselâm-’ın düşmanlarından kurtuluş günü ve Firavun’un ordusuyla birlikte denizde boğularak helâk olduğu gün olan Âşûrâ gününü, şükür orucuyla ihyâ ederler. Hıristiyanların Âşûrâ […]

Continue reading »
1 740 741 742 743 744 1.007