OKUNURKEN…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Defterleri, sağ elden alanlar, okunurken;
Yaptıkları, sol elde kalanlar, okunurken…

Gökler gibi pâk, ay gibi bir ayna önünde,
Gün görmemiş en gizli yalanlar, okunurken…

Bir bir bizi ukbâya çeken gerçeğe rağmen,
Gündüz-gece dünyâya dalanlar, okunurken…

Sırtındaki tozlar bile tartıldığı günde,
Üstünde önemsiz durulanlar, okunurken…

Bağlarda gezerken kimi Leylâ, kimi Mecnun,
İdrakleri sahrâya salanlar, okunurken…

Evlerde, sokaklarda, karanlık köşelerde,
Köyden ve şehirden cevelânlar, okunurken…

Hep dün yazarak günlüğe, yârınki hesâbı,
Ten yağmalayıp rûhu çalanlar, okunurken…

Birden bire kalkıp da uzaklık ve yakınlık,
Geçmiş, gelecek, şimdiki anlar, okunurken…

Baş döndüren âlemde dönerken kürelerle,
Her zerrede Allâh’ı bulanlar, okunurken…

Doğdum diyerek bir kere, mevsimci kafayla,
Gül vakti açıp güzde solanlar, okunurken…

Vicdânı ağaçsız derelerden, tepelerden,
Feryâda sebep tüm heyelânlar, okunurken…

Hem donmayarak, hem de buharlaşmayarak hiç,
Yağmur gibi deryâya dolanlar, okunurken…

Alnın bir ömür gördüğü mâlûm eşiğinde
Gözlerdeki meçhul seyelânlar, okunurken…

Bol bol bulanık suyla temiz gönlü boğanlar,
Boş felsefeden aklı yolanlar, okunurken…

Bir kalb-i selîm emrine âmâde ömürle
Beş vaktini dosdoğru kılanlar, okunurken…

Rü’yâ dolu bâzen deli hülyâlara âit
Bitmiş, bitecek türlü plânlar, okunurken…

Dilden silinirken yediden yetmişe lâfzı
Rûhen büyüyenler, ufalanlar, okunurken…

Nemrut gibiler, ot gibiler taş gibiler, heey,
Hınzır gibiler hem de yılanlar, okunurken…

Yer-gök televizyon gibi her kaydı açarken
Tam anladığın dilde falanlar, okunurken…

Hâkim, avukat susturulup hükme bahâne
Sen, ben, o, bu, şunlar ve filânlar, okunurken;

Gurbet denilen süzgece aldırmadığından
Vuslat günü hasrette kalanlar, okunurken…

Dîvânesi, pervânesi, bîgânesi, tek tek,
Cennet ve cehennemlik olanlar, okunurken…

Ey cân, o zaman sağda mısın, solda mısın bak;
Kim orda su serper, bayılanlar, okunurken?!.

Dünyâda kapan secdeye… Tâ ismin okunsun,
Mahşer günü müjdeyle dolanlar, okunurken…

Son listede Seyrî, ne saâdet, sayılırsa,
Sonsuz payı cennet sayılanlar okunurken…

Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

6 Nisan 2004, İstanbul