KAZANANLAR ve ALDANANLAR. ESAS KAZANÇ ve ESAS KAYIP

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi   -Su Testisi- Tabiatındaki nefsânî arzular ve hırs, insanı dâimâ kazanmak duygusuna karşı iştahlı hâlde yaşatır. Dünyevî olarak hep sual ve merak içindedir? “Neye yatırım yaparsam kazanırım?” “Neresi prim yapar?” “Hangi meslek daha iyi?” “Hangi okul, çocuğuma parlak bir istikbal hazırlar?” Hâlbuki bütün bu suallerin üstünde, hepsini de ihâta edecek çok daha mühim bir […]

Continue reading »

SONSUZ MÂRİFET UMMANLARI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ARTI ve EKSİ SONSUZ İnsan, bir muammâ. O; artı ve eksiye, hayra ve şerre, yani müsbet ve menfîye doğru sonsuz bir istîdat ile yaratıldı. Özde ahsen-i takvîm üzere yaratılmış olduğundan; rûhundaki istîdatları inkişâf ettirdiğinde, Cenâb-ı Hakk’ın izniyle, âlâ-yı illiyyîne doğru sonsuz terakkî etme imkânına sahip. Buna mukabil; nefsine imtihan maksadıyla konmuş fücûra kapılır, dünyanın […]

Continue reading »

SOBAYA ODUN LÂZIM!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com –Hayrola ne yapıyorsun? –Görmüyor musun, kış geçse de soğuklar istediği zaman ensemizde. –Eee! –E’si, sobaya odun lâzım! –?!. Üç gün sonra: –Peki, şimdi ne yapıyorsun? –Dedim ya, soğuğa karşı tedbir alıyorum. –Fakat bu? –Yahu ne çabuk unuttun! –Neyi? –Sobaya odun lâzım! –?!. Üç ay sonra: –Yine mi? –Mecbur. Zamansız zamansız karşıma çıkınca hazırlıklı […]

Continue reading »

Güzel İnsanın MADDÎ SORUMLULUKLARI

YAZAR : Sami GÖKSÜN   Güzel insan cömert olacak, asla cimri olmayacaktır. Bu noktada dengeyi iyi muhafaza etmelidir. Yani ne cimrilik yapmalıyız, ne de israf ederek gösteriş tüketimine gitmeliyiz. Bu mevzuda Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz. Ancak kibirlenmeyin ve israf etmeyin. Şüphesiz Allah nimetinin eserini kulunun üzerinde görmek ister.” (Buhârî, Libâs, 1; İbn-i Mâce, Libâs, […]

Continue reading »

Harem-i Şerif’ten Hâtıralar -4- GÜNEY AFRİKALI KARDEŞ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Bir Ramazan umresinde idi. İkindi namazını Ravza-i Mutahhara’da kılmak niyetiyle otelden çıktık. Ebû Zer Kapısı’ndan içeri girmeden evvel kapı önünüde biraz durup arkadaşlara camiye giriş ve çıkış âdâbından bahsettim. Sonra da arkadaşlarımıza hitâben; “Şimdi camiye giren ve çıkanlara bir bakalım, kaç kişi âdâbı üzere camiye giriyor ve çıkıyor?” diye gözetlemeye başladık. Camiye girip çıkanların -istisnâları hariç- […]

Continue reading »

DÎNİN DİREĞİ NAMAZDIR

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Namaz dînin direğidir. Nasıl ki bir çadır, kendisini ayakta tutan ana direklerden biri çöktüğünde yıkılır, ayakta duramaz. Aynen onun gibi İslâm dîninin ana sütunlarından biri olan namaz sütunu yıkılırsa gerçek mânâda İslâm binasının tesisi mümkün olmaz. Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; “İslam beş temel üzerine bina edilmiştir.” dedikten sonra kelime-i şahâdetten […]

Continue reading »

İLK MUHÂCİRLERİN HABEŞİSTAN SOHBETLERİNDEN

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Müslüman, her zaman ve her zeminde inancına göre hareket eden insandı. Ne durumda olursa olsun, inanç ve amelinden asla taviz vermezdi. Habeşistan’a hicret eden müslümanlar; İslâm’ın o eşsiz güzelliğini, oralara götürmüşler, en güzel bir şekilde de yaşayıp yansıtıyorlardı. Nerede ve hangi hâlde olursa olsunlar, bir dakikalarını bile boş geçirmiyorlardı. Habeş ülkesinde de ciddî sohbet halkaları […]

Continue reading »

EN MUHTEŞEM HİDÂYET REHBERİ, İNSAN TERBİYESİNİN ZİRVESİ

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Eğitim bir sanattır. Bu sanatın en zirvesi de peygamberlerdir. Cenâb-ı Hak; peygamberleri, insan terbiyecileri olarak lutfetmiştir. Peygamberler içinde Fahr-i Kâinât Efendimiz’in yeri ise zirvelerin zirvesidir. Çünkü O -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; sadece kendi asrına, kendi kavmine değil, kıyâmete kadar gelecek bütün asırlara, o asırlarda gelecek bütün insanlara en muhteşem hidâyet rehberidir. O’nun terbiye ve […]

Continue reading »

RAHMETE DÖNÜŞTÜRMEK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ASIRLAR ÖNCE MISIR’DA Hazret-i Yûsuf kuyudan saraya yükselen hikmetlerle dolu hayat hikâyesinin sonunda, anne-babasını ve kardeşlerini Mısır’a getirmişti. Yakub -aleyhisselâm-’ın evlâtları burada yerleşip bir kavim oluşturdular. Asırlar içerisinde, Mısır’da hükümdar olan firavunlar; ülkelerinde iğreti gördükleri İsrailoğullarına, yani Yakup -aleyhisselâm-’ın torunlarına zulmetmeye başladılar. Mısırlılara «Kıptî»; İsrailoğullarına ise, torun mânâsına «Sıptî» deniliyordu. Cenâb-ı Hak, İsrailoğullarının içinden […]

Continue reading »

YANLIŞ DÜZELTME METODU

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bu dünya, doğruların ve yanlışların harman yeri. Pişmanlık veya pişkinliklerin iç içe estiği ortam. Ancak anlayabilenler için yanlışlıklar, her gönülde bir nedâmet sızısı. Fakat kimilerinde pişmanlık biraz tuhaf yansıyor: ‒Biliyorum, yaptığım hiç hoş olmadı. ‒Ne güzel işte, yanlışının farkına varmışsın, artık düzelmek daha kolay. ‒Sıkıntı burada zaten. ‒Nasıl yani? ‒Düzelmek, ya da düzeltmek, […]

Continue reading »
1 97 98 99 100 101 172