ÇOCUKLARINIZIN BÜYÜMESİNİ KAÇIRMAYIN!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com

Yıllar önce Mehmet Ali BULUT Ağabeyimiz, İHA (İhlâs Haber Ajansı)nda benim haber müdürümdü. Kendisini çok severdim. Onunla birçok hâtıram var, hepsi de tasavvufî ve kalbî mesajlar dolu hâtıralardır. Bunlardan bir tanesi var ki sizinle paylaşmak istiyorum.

İHA’da çalıştığımız dönemlerde sık sık yurt dışı iş gezileri olurdu. Ben de bu iş gezilerine katılmak istiyordum. Yurt dışına gezi olacağı zaman, ilk talipli hep ben olurdum. Dışarı çıkmak, gezmek hoşuma gidiyordu. Haber müdürümüz olduğu için, hem de kendisini sevip saydığım için, isterdim ki beni göndersin; «Ben zaten gönüllüyüm, ben gideyim…» derdim.

Bir gün yine böyle bir talep geldi, bir firma davet etti. Ben de hemen koşarak;

“–Mehmet Ali Ağabey! Filân firma yurt dışına muhabir istiyor, ne dersin, ben gideyim mi?” dedim. O da gülerek;

“–Gel aşağıya inelim, bir çay içelim.” dedi. Beraber aşağıya indik; o, çayından bir yudum aldı ve bugün herkesin kulağına küpe olacak şu sözleri söyledi:

“–Bak, Fahri SARRAFOĞLU, senin ikiz çocukların var değil mi?”

“–Evet Ağabey, bir yaşına girmek üzereler.”

Sonra Mehmet Ali Ağabey cebinden bir fotoğraf çıkardı ve canı gibi sevdiğini çok iyi bildiğim kızı Mina’nın fotoğrafını gösterdi ve;

“–Sen yurt dışına gitmek istiyorsun; gidiyorsun, geliyorsun, geziyorsun, zevk alıyorsun, para da kazanıyorsun. İyi, güzel ama peki, burada neler kaçırdığını, neler kaybettiğini biliyor musun?” diye sordu. Bendeniz, şaşkın şaşkın gözlerinin içine bakarak;

“–Neyi kaçırıyorum Ağabey? Hanım izin veriyor, yurt dışına çıkınca harcırah aldığımız için maddî olarak da gelir geldiği için o da seviniyor.” dedim.

Mehmet Ali Ağabey;

“–İyi güzel de ikizlerin bu arada büyüyor ve sen onların nasıl büyüdüğünü hep kaçırıyorsun. Onların en önemli, özel günlerinde yoksun, dışarıdasın. Onlar bir daha aynı yaşta olmayacaklar, her anları değişik, onların büyüdüğünü sadece fotoğraflarda mı görmek istiyorsun? Bana bak Sarrafoğlu kardeşim; sen sen ol, çocuklarının büyümelerini kaçırma. Yurt dışına daha sonra da gidersin ama, o çocukların bir daha aynı yaşta olmaz. O anları bir daha göremezsin. Çok şey kaçırırsın işte en acı da odur…”

Sevgili anne ve babalar! Lütfen siz de hayatın akışı içerisinde çocuklarınızın büyümesini kaçırmayın. «Okuldu, dershâneydi, kazandı, kazanamadı» derken bir bakmışsınız, gelinlik çağa gelmiş kızınız. Oğlunuz askere gitmiş, ama siz; «Ne ara büyüdü, daha dün parkta yürüyordu.» dersiniz. Şunu demek istiyorum; ânı en iyi şekilde değerlendirin, başta kendime diyorum; «Ânı en iyi şekilde değerlendirelim!»

Kısaca:

“Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.(en-Nisâ, 9)