YETİM DUYGULAR

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com

 

Arz ve semâ kül olur, yetimlerin âhından,
Payına düşmez ışık, aydınlık sabahından.

Hüzünkâr yüreğinde, kahır yükünü taşır,
Kıvrım kıvrım yolları, bir başına dolaşır.

Uğramaz bir tebessüm, solgun dudaklarına,
Ağır gelir bedeni, cılız ayaklarına.

Millet bayram ederken, onun bağrı kan olur,
Yaşadığı çileler, acıklı roman olur.

Ezildikçe ezilir, büker durur boynunu,
Tok görüneyim diye, taş doldurur koynunu.

Aldığı her nefeste, sabır bitip taşarken,
Elâlem bir ölürken, o bin ölür yaşarken.

Harâmîler keserken, gün ortası yolunu,
Acılar kırıp döker, kanadını kolunu.

Rüzgâr tarar şefkatle, okşanmamış saçını,
Döşeklere düşünce, kim verir ilâcını?..

Gözbebeği taşımaz, kızgın gözyaşlarını,
Mesken eder kendine, yüce dağ başlarını.

Keşkelere mahkûmdur, sitem yüklü sözleri,
Yokuşlar kaderidir, düşlese de düzleri.

Yüreğini sarmış da mesken tutmuş acılar,
Upuzun gecelerde, sırdaşıdır sancılar.

Gönülde depreşirken, onca yetim duygular,
Kemirdikçe kemirir, belleğini kaygılar.

Tamtakır hissiyâtı, acılarla beslenir,
Bölünür uykuları, heyûlâlar seslenir.

Dertlerle bir başına, eziyettir yaşamak,
Bunca çileye rağmen, meziyettir yaşamak.

Prangalara mahkûm, özgürlük nedir bilmez,
Yarası sağalmadan, yetimin yüzü gülmez.

Umutlar Kaf Dağı’nda, geleceğine dair…
Yetimi yetim anlar, sen anlamazsın şair!..