DOSTLARA RİCA*

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com

 

N’olur ol Kâinat Şâhı, Rasûl’e,
Selâmımı lütfen götürün dostlar.
Mugāyir olmasın edeb, usûle,
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Gülzâr-ı Medine nûrun yatağı,
Orda Sâmi Sultan’ımın otağı,
Bırakmıyor beni nefsin batağı;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Engel mi var âşık olan erlere,
Yol üstünde mürîdâna, pîrlere,
Gittiğimiz tüm mübârek yerlere;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Rabbim bir an düşürmesin harama,
İlaç O’nda, kanayan bu yarama…
Birer birer tüm ashâb-ı kirâma,
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Son nefes de; «Allah!.. Allah!..» dedire,
Helâl kazandıra, helâl yedire,
Muhakkak uğrayın şanlı Bedir’e;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

At kendini muhabbetin ağına,
Gir dolaş aşk ile selâm bağına,
Sevgili Mekke’ye, Hirâ Dağı’na;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Yine fitne ile sarılı çevre,
Sürakâlar mahsus değil o devre,
İlk hicret durağı Cebel-i Sevr’e;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Tavafta doruğa çıkınca hasret,
Kalır mı gönülde gam ile kasvet?
Karşında göz eder Haceru’l-Esved;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Duâ buyur, nasip olsun seneye,
Sığar mı bu sevda, söyle sîneye,
Safâ, Merve, Müzdelife, Mine’ye;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Allah için toza belen, tere bat!
Vuslat ânı secde, yerine rahat,
Severiz Uhud’u, bizim Arafat;
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Huccâcın taâmı zemzemle hurma,
Fırsat elde iken, hemen git, durma!
Setreyle, suçumu yüzüme vurma!
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

Bakma Gülcemal’in sen gözyaşına,
Tükettim ömrümü boşu boşuna…
O beldenin toprağına, taşına,
Selâmımı lütfen götürün dostlar.

* Bu şiirin son mısraı; «Bir selam göndersem götürür müsün?» şeklinde iken, bizzat M. Sâmi RAMAZANOĞLU Efendi Hazretleri tarafından;
«Selâmımı lütfen götürün dostlar.» şeklinde düzeltilmiştir.