Bağışıklık Sistemimiz -8- DİYABET ŞEKER HASTALIĞI ve BAĞIŞIKLIK

Uzm. Dr. Abdurrahman SARMIŞ asarmis@gmail.com

Yeni koronavirüs pandemisinin; yazın gelmesiyle birlikte dünya genelinde yavaşlasa bile bazı ülkelerde hızının daha da artarak devam ettiği günümüzde, her türlü mikroplara karşı en güçlü silâhımız olan bağışıklık sistemimize zarar veren âmillerden şeker konusunu geçen ay işlemiştik.

Bir de meşhur ismiyle «Şeker hastalığı» olarak bilinen «Diabetes mellitus» denen bir hastalık var ki, eğer kontrol altında tutulmazsa bağışıklık sistemimizi oldukça kötü etkilemekte ve bu hastalık neredeyse herkesi tehdit etmektedir. İrsî yatkınlık büyük bir risk faktörü olmakla birlikte; özellikle yeme-içme alışkanlıkları ve hareketsiz hayat tarzı sebebiyle insülin direnci ile başlayan bu durum, yakınlarında şeker hastası olmayan fertlerde dahî görülmektedir. Bu yüzden şeker hastası olmasak da bazı hususlara dikkat etmemiz faydalı olacaktır.

HASTALIĞI KISACA TANIYALIM

Şeker hastalığı -basitçe- damarlarımızda dolaşan şeker molekülü ile bu şekerin hücrelerde kullanılmasını sağlayan insülin hormonu arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Hücrelere geçemeyen şeker, kanda dolaşarak bütün vücuda dağılır.

En sık görülen çeşidi; «Tip 2 Diyabet» dediğimiz, 30-40’lı yaşlarda ve/veya sonrasında ortaya çıkan, insülin direnci ile gelişen, insülinin hücrelere tesir etmesinde kısıtlılık olan tiptir. Kan şekeri yükselince kanda insülin artar; ancak bir türlü şekeri düşürmeye muvaffak olamadığı için, kandaki insülin hormonu seviyesi normalin üzerine çıkar. Eğer kan şekeri seviyesi kontrol altına alınmazsa; bu yüksek şeker, birçok damara ve organa hasar verir.

İleri merhalelerde;

•Göz damarlarında ciddî problemler,

•Böbrek hasarına bağlı yetmezlikler,

•Ayaklarda ve vücudun muhtelif yerlerinde iyileşmeyen yaralar ortaya çıkabilir.

Oldukça sinsi ilerleyen bu hastalık, birçok kişide belirti vermeden uzun süre devam edebilir (veyahut kişi bu belirtileri önemsemez).

Belirtileri kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:

•Kandaki şekeri atmak için sık sık idrara çıkmak (İdrar tahlilinde şeker varlığı buna delâlet eder).

•Özellikle idrar yaptıktan sonra aşırı susama hissi.

•Daha çok kasların kaybıyla oluşan ânî kilo kayıpları.

•Kandaki şeker, hücrelerde kullanılmadığı için, yoğun açlık ve tatlı yeme isteği.

•Kandaki yüksek şeker sebebiyle, sıvı kaybından gözün etkilenmesi ile bulanık görme.

•Susuzluktan en çok etkilenen organlardan biri olan deride, mantarlara bağlı iltihaplar ve muhtelif yaralar.

•Vücudun fazla şekeri atmak için enerji harcamasıyla, genel bir hâlsizlik ve kırgınlık hissi.

•Vücudun hormonal muvâzenesinin bozulması ile rûhî çökkünlük ve ânî öfke nöbetleri.

•Ve en önemli belirtilerden, bizim asıl mevzumuz olan; muhtelif mikroplarla oluşabilen enfeksiyonlara meyilli olmak.1

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZE ETKİLERİ

Hepimizi ilgilendiren güncel pandemi verileri üzerinden gidecek olursak;

•Tip 2 şeker hastalığı, Covid-19 sebebiyle yoğun bakım ihtiyacı açısından ciddî bir risk faktörüdür.2

•Covid-19 ile bu hastalık arasındaki sebep sonuç münasebeti henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı hipotezler öne sürülmektedir.3

Koronavirüs enfeksiyonu ile birlikte kanda sitokin dediğimiz muhtelif moleküller artmakta, bazı maddeler kandaki yoğunluğunu ve pıhtı oluşmasını kolaylaştırmaktadır. İnsülin direnci bulunan ve kanında yüksek miktarda şeker olan kişilerde, damar hasarı riski arttığı için, kandaki bu maddelerin çokluğu ile birlikte pıhtı oluşumu ve kanama tehlikesinin daha da artabileceği düşünülmektedir.4 Kalp damarlarına pıhtı attığında kalp krizi, beyin damarlarına attığında da inme hastalığı ortaya çıkmaktadır. Şeker hastalığı olmadan dahî bu durumlar Covid-19 hastalarında görülebilmektedir. Bu yüzden kan şekerimizi kontrol altında tutmak, bu dönemde daha da elzem hâle gelmiştir.

Aşılama ile daha çok duyduğumuz antikorlar; mikroplara mahsus silâh gibidir. Antikorların salgılandığı sisteme «salgı esaslı bağışıklık sistemi» denirken, öldürücü hücrelerin vazife icra ettikleri sisteme «hücre temelli bağışıklık sistemi» denir.

Tip 2 şeker hastalarında görülebilen önemli durumlardan biri de hücre temelli bağışıklık sistemi dediğimiz, mikropları ve zararlı maddeleri öldürücü T hücrelerin ve Bellek T hücrelerinin zarar görmesidir.5

Çeşitli araştırmalar neticesinde görülmüştür ki, bu hastalıkta;

•Hücreleri alârma geçiren sitokinlerin kana salınmasında,

•Mikrop ve yabancı maddelerin fagositoz dediğimiz işlem ile hücre içine alınıp imhâ edilmesinde,

•Her türlü mikrobun öldürülmesinde zâfiyet olmakta,

•Muhtelif bağışıklık hücrelerinin faaliyetlerinde bozukluk meydana gelmektedir.6

PEKİ, NE YAPMALIYIZ?

Öncelikle bedenimizi iyi tanımalı ve aşağıdaki durumlara göre dikkatli olmalıyız:

•Eğer şeker hastalığımız var ise; bize verilen diyet, tedavi ve egzersiz programlarına tam bir şekilde tâbî olmalıyız.

•Kan şekeri takibini düzenli yapmalı, ölçüyü kaçırmamalı, nefsimize hâkim olmalıyız.

Burada; diyet ve egzersiz genellikle tedaviden önce gelmeli, bunlara rağmen düzelme olmayınca ilâç desteği olmalıdır.

Tabiî ki;

Buradan genelleme yapamayız, mutlaka her kişinin kendi hekimi ile ortak karar alıp uygulaması gerekmektedir.

Tavsiyelerimiz:

Tip 2 Şeker Hastası iseniz:

Tip 2 şeker hastalığı, insülin direnci teşhisi konuldu ise, mutlaka diyet ve egzersiz hususunda yardım almalısınız. Bunu hekiminiz veya yönlendirdiği diyetisyen vs. gibi ehil kişilerle yapmanızı, programa da sâdık kalmanızı tavsiye ederiz. Bu hastalık var diye asla moralinizi bozmamanızı, bununla yaşamayı öğrenmenizi, bunu âdeta bir nefis terbiyesi gibi görüp yeme-içme mevzuunda daha dikkatli olmanızı tavsiye ederiz.

Hasta Değilsiniz Lâkin;

•Ailenizde Tip 2 şeker hastalığı var ancak sizin tahlilleriniz normal ise; yeme-içme konusunda dikkatli olmanızı, hareketsiz bir hayat tarzınız var ise en azından günde 40 dakika yürüyüş yapacak şekilde harekete geçmenizi tavsiye ederiz.

•Ailede hastalık var ve sizde hiçbir belirti yok ise 35 yaş üzerinde senede bir defa kan ve idrar tahlili yaptırmanız tedbirli harekete uygun olacaktır.

•Tahlilleriniz normal ve aile geçmişinizde herhangi bir şeker hastası yok ise; yeme-içme konusunda yine de itidalli olmanızı, geçen ayki yazımızda belirttiğimiz yüksek miktarda şeker içeren gıdâ katkı maddelerinden mümkün mertebe uzak durmanızı ve herhangi bir şikâyet veya hastalık olmasa da orta yaşlardan sonra imkân nisbetinde yılda bir kez kan tahlili yaptırmanızı tavsiye ederiz.

Son olarak bizi birçok hastalıktan koruyacak derecede mânâ içeren, kısa ve öz şu hadîs-i şerif ile yazımızı nihayete erdirelim:

“Âdemoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır.” (Tirmizi, Zühd, 47)

Cenâb-ı Hak afiyet ve sıhhat üzere dâim eylesin!..

_________________________

1 https://www.dralpercelik.com/seker-hastaligi-belirtileri/

2 Piva S, Filippini M, Turla F, et al. Clinical presentation and initial management critically ill patients with severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) infection in Brescia, Italy. J Crit Care. 2020; 58: 29-33.

3 Myers LC, Parodi SM, Escobar GJ, Liu VX. Characteristics of Hospitalized Adults With COVID-19 in an Integrated Health Care System in California. JAMA. 2020; 323(21): 2195-2198.

4 Lim, S., Bae, J.H., Kwon, HS. et al. COVID-19 and diabetes mellitus: From pathophysiology to clinical management. Nat Rev Endocrinol 17, 11–30 (2021).

5 Tessaro F.H.G., Ayala T.S., Nolasco E.L., Bella L.M., Martins J.O. Insulin influences LPS-Induced TNF-α and IL-6 release through distinct pathways in mouse macrophages from different compartments. Cell. Physiol. Biochem. 2017;42(5):2093-2104.

6 Berbudi A, Rahmadika N, Tjahjadi AI, Ruslami R. Type 2 Diabetes and its Impact on the Immune System. Curr Diabetes Rev. 2020;16(5):442-449.