Mü’minlerin Annesi SAFİYYE BİNT-İ HUYEY BİN AHTÂB -radıyallâhu anhâ-

Nüseybe AKSOY

610 yılında Medine’de doğdu. Babası yahudi kabîlelerinden olan Benî Nadîr’in reisi Huyey bin Ahtâb, annesi aynı kabîleden Berre bint-i Semev’el’dir. Safiyye Vâlidemiz ilk evliliğini Benî Nadîr’in ileri gelenlerinden şair Sellâm bin Mişkem ile gerçekleştirdi. Ondan boşanınca Kamus Kalesi komutanı olan Kinâne bin Rebî‘ Ebu’l-Hukayk ile evlendi. Safiyye Vâlidemiz’in iki evliliğinden de çocuğu olmamıştır. (İbn-i Hacer, Fethu’l-Bârî, IV, 814) Soyu, Benî İsraîl’e ve Hazret-i Harun -aleyhisselâm-’ın nesline uzanmaktadır.

ALLAH RASÛLÜ’NÜN SAFİYYE VÂLİDEMİZ İLE EVLİLİĞİ

Hicrî 7. yılda gerçekleşen Hayber zaferinden sonra yahudiler, Allah Rasûlü’ne müracaatla kendi arazilerinde ortak olarak kalmak istediler. Bu istekleri üzerine Rasûlullah; yahudilerin hepsini sürgün etmeyip, istediği anda çıkarmak şartı ve toprağı işleyip yarısını vermek sûretiyle, ortak olarak kabul ettiğini bildirdi.

Bu anlaşma ile Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in Safiyye Vâlidemiz’le evliliğinin «mağlûp olanlarla uzlaşma» siyasetinin bir neticesi olduğunu da görüyoruz.

Hayber’de elde edilen esirler arasında kabîle reisi olan Huyey’in kızı Safiyye Vâlidemiz de vardı. Allah Rasûlü siyâsî bir taktik olarak kavmin ileri gelenlerinin kızları ile evlenip akrabalık kuruyor, böyle yaparak da onların gönüllerini İslâm’a ısındırmak istiyordu. Bilâl-i Habeşî tarafından Safiyye Vâlidemiz de Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna getirilmişti. Allah Rasûlü;

“–İstersen müslüman ol seni nikâhım altına alayım, istersen de seni âzâd edeyim kavminin yanına dön…” buyurdu.

Safiyye Vâlidemiz Allah Rasûlü’nün Hayber’e gelişinden birkaç gün önce bir rüyâ görmüştü. Bu rüyâyı îmâ ederek;

“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Siz beni İslâm’a davet etmeden önce, ben zaten İslâm’a girmeyi düşünüyordum.” dedi. (İbn-i Sa‘d, Tabakāt, VIII, 121) Bunun üzerine Allah Rasûlü, Safiyye Vâlidemiz’i âzâd ederek nikâhı altına aldı. O da «mü’minlerin annesi» olarak şereflendi.

FAZÎLET BAKIMINDAN SAFİYYE VÂLİDEMİZ

Safiyye Vâlidemiz; zekî, cömert, ibâdete düşkün, cesur ve hizmet ehli bir hanım efendiydi.

Meselâ isyancılar Hazret-i Osman’ın evini kuşattığında, Safiyye Vâlidemiz, Halîfe’nin evine yiyecek götürürdü. Buna zamanla isyancılar engel oldu. Safiyye Vâlidemiz de kendi evinden Hazret-i Osman’ın evine bir tahta uzatarak su ve yemek göndermeye devam etti. (İbn Sa‘d, VIII, 128)

Safiyye Vâlidemiz, hicrî 50. yılın Ramazan ayında (Ekim 670) veya 52. yıl (Eylül 672) Medine’de vefat etti. Bakî‘ Mezarlığı’na defnedildi.

SAFİYYE VÂLİDEMİZ’DEN ÖĞRENDİKLERİMİZ

➢Allah Rasûlü’ne yaptığı hizmetleri bir zevk bilir, hastalanmasına dayanamazdı. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- âhirete irtihallerinden birkaç gün önce rahatsızlandığında;

“–Keşke Sen’in yerine acıları çeken ben olsaydım.” demiştir.

➢Safiyye Vâlidemiz affediciydi. Kendisine iftira eden câriyesini dahî cezalandırmamış ve âzâd etmiştir.

➢Yapılan haksızlıklara karşı da tahammülü yoktu. Hazret-i Osman zamanında çıkan siyâsî çalkantılara karşı gücü nisbetinde yardım etmiştir.

➢Sadaka vermeyi ve başkalarına iyilikte bulunmayı çok severdi. Hayatta iken de kendi evini sadaka olarak vermiştir.

Ey Rabbimiz! Bizlere de affedici olmayı ve böylelikle Sen’in affına nâil olabilmeyi nasip eyle!..

Âmîn…