Mü’minlerin Annesi HAFSA BİNT-İ ÖMER BİN EL-HATTÂB EL-ADEVİYYE -radıyallâhu anhâ-

Nüseybe AKSOY

Hazret-i Hafsa Vâlidemiz, Allah Rasûlü’ne nübüvvet gelmeden beş sene evvel 605 senesinde Mekke’de doğdu. Babası Ömer bin el-Hattâb bin Nüfeyl bin Abdiluzzâ el- Kureşî el-Adevî. Annesi Zeyneb bint-i Maz‘ûn el-Cumahiyye’dir. Hazret-i Ömer Efendimiz’in nesebi, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile birleşmektedir.

ALLAH RASÛLÜ’NÜN HAZRET-İ HAFSA VÂLİDEMİZ İLE İZDİVÂCI

Hafsa Vâlidemiz ilk izdivâcını Huneys bin Huzâfe -radıyallâhu anh- ile gerçekleştirdi. Bedir Gazvesi’ne katılan Huneys bin Huzâfe dönüş yolunda rahatsızlandı ve daha sonra Medine’de vefat etti. (Buhârî, Megāzî, 12)

Hazret-i Ömer, kızını fazîletli biriyle evlendirmek istiyordu. Bu sebeple niyetini Allah Rasûlü’ne açtı. Allah Rasûlü de yakında Hazret-i Hafsa’nın hayırlı biriyle evleneceğini söyledi ve hicrî 3. yılın Şâban ayında 400 dirhem mehir ile Hazret-i Hafsa ile evlendi. Böylelikle Hafsa Vâlidemiz de «mü’minlerin annesi» olma bahtiyarlığına erişti.

Hazret-i Hafsa okuma yazma bilen nâdir hanımlardan biriydi. Sadâkatli, bilgili, kültürlü ve kuvvetli bir iradeye sahipti. Babası Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- Efendimiz gibi vakurdu.

HAFSA VÂLİDEMİZ’İN FAZÎLETİ

• Hafsa Annemiz; Allah Rasûlü’nü daima kendi nefsine tercih eder, kendisine gelen hediyeleri de O -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e takdim ederdi. Hafsa Vâlidemiz’in yatak olarak kullandığı bir yorganı vardı. O ve diğer vâlidelerimiz, çoğu vakit yiyecek bir şey bulamaz, yemek bulunduğu zaman da ekmek bulamazlardı. Buna rağmen asla içinde bulundukları durumdan şikâyet etmezlerdi.

• Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh- devrinde Kur’ân âyetleri, Zeyd bin Sâbit -radıyallâhu anh-’ın başkanlığındaki bir komisyonun çalışmalarıyla resmî bir mushaf hâlinde bir araya getirildi. Ebûbekir -radıyallâhu anh- Efendimiz’in vefâtı ile; bir araya getirilen Mushaf-ı Şerif, Hazret-i Ömer’de kalmış, Hazret-i Ömer’in şehîd edilmesiyle Hafsa Vâlidemiz’e intikal etmiştir. Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- Efendimiz de mushaf nüshalarını çoğaltacağı zaman asıl nüshayı getirtmiş, çoğaltma işi bitince de Hafsa Vâlidemiz’e geri vermiştir. (Buhârî, Fezâilü’l-Ḳur’ân, 3)

• Hazret-i Hafsa -radıyallâhu anhâ-, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’den altmış hadis rivâyet etmiştir.

• Allah Rasûlü’nün vefâtından sonra da mütevâzı bir hayat yaşamış, kendisine verilen tahsisatın büyük kısmını infâk etmiştir.

HAZRET-İ HAFSA ANNEMİZ’DEN ÖĞRENDİKLERİMİZ…

Hazret-i Hafsa Annemiz, babasının vefâtından sonra Mushaf-ı Şerîf’i muhafaza eden bahtiyar bir hanımdı. Bu da Hafsa Vâlidemiz’in insanlar arasında ne kadar büyük bir itimada şâyân olduğunu gösterir.

• İnfakta bulunmayı çok severdi. Vefâtından sonra da hayır işlerinin devam etmesi için vasiyette bulunmuştur.

• Hafsa Annemiz dünyadayken cennetle müjdelenen hanımlardan birisiydi.

• Elindeki imkânlar ile şükür içinde bir ömür sürmüştür.

• Babası gibi bir miktar sert olan yapısı sebebiyle, Rasûlullah ile evlilik hayatında bazı terbiyelerden geçti. Fakat o da huzur ve saâdetin remzi olan vâlidelerimizin yolundan ayrılmadı.

• Mütevâzı davranışlarıyla Allah Rasûlü’nün gönlünde mümtaz bir mevkie sahip olmuştur.

“Rahmân ve Rahîm olan Rabbimiz, Hafsa Vâlidemiz gibi her işinde; «Allah -celle celâlühû- ne der?» diye düşünebilmeyi nasîb eylesin.”

Âmîn…