İMAM HATİPLİ OLMAK

Zahit GENÇ zahitgenc80@gmail.com

Açıldığı günden beri; îmanlı, ahlâklı, çalışkan, dürüst, vatansever nesiller yetiştiren ve milletimiz için iftihar kaynağı olan imam hatip okulları, en güzel ilmî ve dînî eğitim müesseseleridir.

Bunun için; memleketin iyiliğine çalışan, kimseye kötülüğü dokunmayan, güzel insanlar yetiştiren bu okullar, insanlarımız tarafından baş tâcı edilmiştir.

Yine bu yüce milletimiz; îmanlı, edepli, güzel ahlâklı ve vefâlı; Kur’ân ve Sünnet çizgisinde hayat sürmeyi gaye edinen; vatana, millete ve dîne hizmeti şeref bilen her imam hatipliyi de göz bebeği olarak kabul etmiştir.

Ebeveynlerin çocuklarını imam hatip okullarına göndermek istemeleri ise, sebepsiz değildir. İnanan her insan; evlâtlarının hayırlı birer kişi olmasını, İslâm’ı iyi öğrenip güzel yaşamasını ister. Allah ve Rasûlü’nü sevip, Kur’ân ve Sünnet çizgisinde bir hayat yaşamasını arzu eder. Bu duygu ve düşüncelerle evlâtlarını imam hatip okullarına gönderir.

Ülkemizin içinde bulunduğu şartlara göre en iyi, en güzel ilmî ve dînî eğitim alarak bu okullarda yetişenler; sağlam bir karakter ve İslâmî şahsiyet sahibi olarak buradan mezun olurlar.

Bu durum bir imam hatipli için tüm dünya nimetlerinden de, çeşitli mal ve makamlardan da çok daha güzel ve kıymetlidir. Her imam hatipli bunun şuur ve idrâkindedir. Bunun için Rabbimiz’e ne kadar hamd etsek yine azdır.

İmam hatibe kayıt için çocuğunu getiren bir babaya okul müdürü şöyle sorar:

“–Amca bu çocuğu niçin bu okula kayıt yaptırmak istiyorsun?”

Saf, temiz, îmanlı o Anadolu insanı der ki:

“–Hocam biz okuyamadık bu okusun, biz öğrenemedik bu öğrensin, biz İslâm’a hizmet edemedik bu etsin; ağzı Kur’ânlı, göğsü îmanlı olsun. Doğru ve dürüst, namuslu ve edepli olsun. Helâli, haramı bilsin; Allâh’ı ve Rasûlü’nü sevsin.

Minaremizde bir ezan, minberimizde bir hutbe okusun; mihrabımızda bir namaz kıldırsın. Camimizde vaaz, cenazemizde duâ etsin. Biz ölünce arkamızdan da bir Fâtiha göndersin. Vatana, millete, devlete hayırlı olsun; kısacası inandığımız gibi bir adam olsun diye getirdim…”

Bu ifadelerden anlıyoruz ki; ağzı Kur’ânlı, göğsü îmanlı, yüzü nurlu, tevekkül ve teslîmiyetli, huzurlu, fedâkâr, saygılı, hoşgörülü, medenî cesaret sahibi, cömert, çalışkan insanların yetiştiği ilim yuvaları imam hatip okullarıdır.

Bize göre imam hatip lisesi mezunu olmak, belki de birçok üniversite mezunu olmaktan daha önemli ve güzeldir. Başta yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’i ve diğer İslâmî ilimleri tahsil etmek ve bilhassa İslâm’ı en güzel şekilde yaşamak, bu okullarda alınan eğitim ve ruh sayesinde sağlanır.

Bir imam hatipli olarak, bu okulların değerini bildiğim için; üç evlâdımı da bu güzel, değerli, mübârek ilim yuvalarında okutup mezun ettim. Diğer evlâtlarımı da Rabbim nasip ederse bu okullarda okutacağım ve bütün yavrularını imam hatipte okutmuş bir baba olmanın sevincini yaşayacağım. Bunların bize dünyada bereket, âhirette rahmet ve mağfiret olacağı inancındayım.

Bir İslâm büyüğü ve Allah dostu olan Musa TOPBAŞ Hazretleri der ki:

“Çocuklarımızın, tahsilleri hususunda imam hatip liselerini tercih etmeliyiz. Burada yetişen gençler; mânevî bir hava içinde, ilim ve îtikad bakımından kuvvetli oldukları için, hangi fakülteye girerlerse girsinler muvaffak oluyorlar. Hiç sınıfta kalmadan, yüksek tahsillerini yüksek puanlarla, halk çocuğu tevâzuu ile dünyevî ve uhrevî ilimlerle mücehhez olarak ikmal ediyorlar.

Bu okullar çocuklarımıza, din ağırlıklı genel lise tahsili vermektedirler. Ve geçtiğimiz yıllar göstermiştir ki ondan sonraki meslek seçimlerinde imam hatip mezunları daima en başarılı kimseler olmuşlardır. Meslek olarak imam hatiplik başka, böyle bir okulu bitirmek ve sonra istediği mesleğin tahsiline devam etmek başka. Ben bir vatandaş olarak birtakım duygularımı dile getirmek ve okuyucularımızın bazı tereddütlerine tercüman olmak istedim.

Burada Allâh’ın emirlerini öğrenip hayatını ona göre tanzim eden, Allah’tan korkmayı hayat felsefesi hâline getiren bu insanlardan ülkemize ancak fayda gelir. Siz bakmayın koparılan yaygaralara!.. Sonra unutmayın ki bu dînin sahibi bizzat Allah’tır. Ve O’nun hükmüne karşı gelmeye kimsenin gücü yetmez…”

Bu okullarla ilgili olarak rahmetli Prof. Dr. Ayhan SONGAR da şöyle demişti:

“Bugün hayatımı yeniden yaşasa idim; lise tahsilimi imam hatip okulunda yapar, çocuğumu şerefle, iftiharla o okula gönderirdim.”

Günde beş vakit camilerimizden yükselen o nurlu, ilâhî çağrılarla gönüllerimizi coşturanların, o eşsiz ezanlarla ruhlarımızı huzura erdirenlerin; arkalarında saf bağlayıp namaz kıldığımız, okudukları Kur’ân-ı Kerîm’i huşû ile dinlediğimiz din görevlilerinin yetiştiği bu kutlu ocaklar imam hatipler değil mi?

Bunun için imam hatipli olmanın kıymetini, güzelliğini; en iyi bu okullarda okuyanlar, bu okulları yapanlar, yaşatanlar ve severek hizmet edenler bilir.

Velhâsıl imam hatip nesli; meslekî derslerin yanında fen, matematik ve kültür dersleri de alarak dînî ve millî değerlerle yetişen, dünyası için âhiretini fedâ etmeyen, ukbâsı için çalıştığı gibi dünyası için de çalışan, yaratılış sebebinin Allâh’a en güzel şekilde kulluk olduğunu bilen bir nesildir.

Bu sebeplerden dolayı; imam hatipli olmanın en güzel bir meziyet olduğuna inanıyor, bunun mutluluğunu ve huzurunu yaşıyorum.

Bu okulların açılmasına, yapılmasına vesile olanlardan; bu okullara öğrenci gönderenlerden; bu ilim ve irfan yuvalarında cân u gönülden görev yapanlardan Rabbim râzı olsun diyorum. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyor, yaşayanlara şükranlarımı sunuyorum.