KALICI HASAR!

YAZAR : Ömer Sâmi HIDIR samihidir@gmail.com

omer_sami_hidir_yuzakidergisi_eylul2016

Sokaklarda eskiye nazaran daha fazla gözümüze batan ve bizi ürperten bir manzara var:

Dövmeler…

Ne kasıtla yaptırdığını aslında yaptıranın da bilmediği garip bir vâkıa bu. Üstelik yaptıranlar bir müddet sonra bıkıyor ve sildirmek için kapı kapı gezmek mecburiyetinde kalıyor.

Dövme yaptırmanın sebebini araştıran bir uzman şöyle diyor:

“Bugün dövme daha çok kendini diğerlerinden ayırmanın bir yolu olarak görülüyor.”

Yani onlara göre diğer insanlar sıradan ve bayağı. Dövme yaptıran ise onlardan farklı, âdeta üstün… Bu gizli kibir bile insanı felâkete götürmeye yeter.

Dövme ilk çıkışı itibarıyla Şamanizm, Paganizm ve Animizm gibi bâtıl dinlerde görülmekte. Câhiliyyede artan her kötü âdet gibi, bu da âhirzamanda her tarafı kaplamaya başladı. Yakın zamana kadar marjinal bir uygulama iken, şimdi maalesef giderek yayılıyor. Son dönemde artmasının bir sebebi de moda ve reklâmların menfî tesirleri. Maalesef ekranlarda sıklıkla görülen dövmeli sporcular, artistler ve şarkıcılar sebebiyle göz âşinâlığı oluşturulmakta ve dövmeli olmak normal bir durum gibi gösterilmekte, hattâ özendirilmekte.

Hâlbuki;

Âyet-i kerîmede buyurulur;

“(Şeytan dedi ki) «…Şüphesiz onlara emredeceğim de Allâh’ın yarattığını değiştirecekler…»” (en-Nisâ, 119)

İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri bu âyetin tefsirinde şöyle der:

“Allah’ın yarattıklarının, yaratılışlarını değiştirmekten biri de dövme yapmaktır.”

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hâdis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Bedene dövme yapan da yaptıran da Allâh’ın rahmetinden uzaktır!” (Buhârî, Libâs, 86, 87; Müslim, Libâs, 119-120)

Dövme, ilâhî dinlerin hepsinde haramdır. Mevcut Tevrat’ta da dövmeyi yasaklayan hüküm vardır. («Dövme» maddesi, TDV İA)

Birçok insan bu işin dînen yasak olduğundan habersiz. Kimisi de sonradan ihtidâ edip, ıslah olduğunda bu dövmelerinden büyük bir utanç duyuyor. Aslında dövme kalıcı bir hasar olduğu için, hemen herkes bundan bir müddet sonra bıkıyor ve pişmanlık duyuyor. Bakın bu işe senelerini vermiş dövmecilikte ustalaşmış bir kişi bile ne diyor:

-15 yıl önce çok severek yaptırdığım dövmeler gözüme batmaya başladı. Sildirmeye kararlıyım.

-Pek çok kişinin benim gibi dövmesini sildirmek için bir yol aradığını fark ettim. Ama öğrendim ki dövmelerin silinmesi öyle kolay bir şey değil.

Kolay silinemediği gibi, sağlığa da ciddî zararları var. Rabbimiz;

“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” (el-Bakara, 195) buyuruyor. Bedenimize zarar vermeye, ona hilkatte olmayan bir şekli vermeye asla hakkımız yok.

Bir düşünelim:

Bize milyarlar değerinde tamamen el işçiliği ile özel olarak üretilmiş eşsiz bir araba emânet olarak verilse, onu yapan firma bu arabayı ihtiyacımız nisbetinde güzelce kullanmamıza izin verse, vicdanımız o arabanın sağını solunu boyamaya, ona zarar vermeye müsaade eder mi? Bu çok saygısızca bir davranış olur. Burada da yaşanan durum bundan farksız. Çünkü beden de bize bir emânet.

Bir cildiye mütehassısı doktor şu noktaya işaret ediyor:

“Dövme yaptıranların sayısı arttıkça sildirenlerin sayısı da artıyor. Fakat dövmeyi sildirmek yaptırmaktan daha zor.”

Ayrıca dövme yaptırmanın bir de sağlık boyutu var. Çünkü deri altına iğne ile enjekte edilen bir sıvı ve açılan yaralar söz konusu olmakta.

Kalıcı dövmelerde kullanılan Azo boyalar, kozmetik ürünlerde kullanılmamaktadır. Yani vücut ile buluşması mahzurlu görülüyor. Bunlar, genelde tekstil ve araba boyaları için üretilmekte. Güvenilirliği ispatlanmamış olan bu boyalarla dövme yapılmakta ve vücutta lenf bezleri yoluyla bütün organlara dağılmakta. Sonuç olarak kanser riski oluşturmaktadır.

Uzman Dr. Tanju SÜRMELİ diyor ki:

“Dövme hepatit B ve C hastalığına sebep olabilir. Hepatit virüsü önemli… Çünkü 3 ilâ 6 ay içerisinde kansere çevirebilir, kişi canından olabilir.”

Dövmede kullanılan kimyevî boyalar vücutta kimyevî reaksiyonlar meydana getirmekte ve neticede lenf bezi iltihabı, alerjik reaksiyon ve keloid gibi hastalıklara sebep olmaktadır.

MR tetkiki esnasında metal eşyalar içeri alınmaz ve vücuda yaklaştırılmaz. Fakat MR yaptıracak olan kişide dövme varsa, boyalarda bulunan metaller sebebiyle, ciddî acı ve yanmalara maruz kalır.

Dövme yapıldığı esnada kan damarları zedelenirse, «hematom» denilen bir başka hastalık meydana gelmektedir.

Dövme yapılan zemin canlı bir organ olduğu için zaman içinde deri gerilip tekrar büzülebilir bu ise dövmeyi tamamen iğrenç bir şekle sokmaktadır.

Dövme özentisi o noktaya gelmiş ki, buna cesaret edemeyen bazıları da geçici dövmeler yaptırıyorlar. Hattâ dövme görüntüsü veren birtakım elbiseler bile üretilmiş.

Dînî açıdan düşündüğümüzde, haram olan bir şeye özenmek ve Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tarafından lânetli olduğu belirtilmiş bir şeyi üzerinde taşımaya çalışmak ne kadar acınası bir hâldir!

Geçici dövmeler bir ay sonra deriden çıksa bile, alerjik rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.

Görülüyor ki sırf şeytânî bir estetik ve zevk uğruna bedene yapılan her müdahale yanlış ve her açıdan vücudumuz için büyük bir tehlike. Asıl kalp dünyamız için de büyük bir hasar!..

Mevlâ’m bizi ve çevremizi bu gibi fecî hâllerden muhafaza eylesin.

Aslında dövme ve benzeri şeylere başvuran insanların, aradığı farklılığı ve orijinalliği, ahsen-i takvîm içinde aramaları lâzımdır. Rabbimiz;

“…Onların nişanları, ayırt edici alâmetleri, yüzlerindeki secde izidir, (huşû içinde kılınan bir namazın rûhâniyeti ve yüzdeki nûrudur.)…” (el-Feth, 29) buyurmakta. Biz, büyüklerimizi abdest ve duâlarla arınmış, nur yüzleriyle tanırız. Bilhassa seher vaktinde ibâdet ve zikrullah ile meşguliyetin sîmâya letâfet verdiği, erbabınca malûmdur. Esas hayat olan âhiret hayatındaki sîmâmız ise, bu dünyada ilâhî talimatlara göre yaşayıp yaşamadığımıza göre belirlenecektir.

Keşke gençler, sağlıklarına ve psikolojilerine geri dönülmez zararlar veren bu kalıcı hasardan uzak durup, iki dünyada sîmâlarını nurlandıracak en güzel nişanları kazanmaya yönelebilseler…