138. SAYI TAKDİM
Kıymetli Okuyucularımız,
Gerçek zenginlik nedir?
Birtakım servetleri depolamak mı?
Birtakım müstahkem mevkilere gelmek mi?
Ülkeleri, hattâ dünyayı ele geçirmek mi? Milyonlara ve milyarlara kahren hükmetmek mi? Yoksa merhamet taşıran altın bir kalbe sahip olmak mı?
Merhamet dolu bir vicdana sahip olmak mı?
Ülkemizin 15 Temmuz’da yaşadıklarına bu zâviyeden de bakılabilir. Ülkenin en zeki evlâtlarına; yabancı muhibbi, bozuk itikatlı, tavizkâr, içi başka dışı başka bir şekil verip, vatandaşın üzerine sürdüler. Halkın uçaklarıyla, halkın silâhlarıyla…
Fakat Cenâb-ı Hakk’ın lutfu ve inâyetiyle;
Ekmeğinin derdinde, süper zekâ olmayan fakat basîret denen, firâset denen aklı en derin şekilde tarihî hâfızasında taşıyan halk; bayrağına sahip çıktı, meydanlara indi ve bu dış güdümlü plânı bozuverdi.
Çünkü gerçek zenginlik, gerçek takvâ…
Gerçek zenginlik, basîret sahibi olmak.
Gerçek zenginlik, vatan-millet aşkı…
Gerçek zenginlik, hakkı bâtıldan ayırt edebilme kabiliyeti…
Gerçek zenginlik, helâl ile kanaat, harama karşı nefret…
Rabbim milletimizi bu meziyetlerden ayırmasın.
Takvâ yönünden fakirleştirmesin…
İnsanlık bakımından fakirleştirmesin…
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, başyazıda «Allâh’ın Lutfu Gerçek Bir Basîret»i, âyet-i kerîmeler ve tarihten misallerle kaleme aldı. Dîne, vatana, millete hâdim gerçek neslin ayarlarını şöyle hulâsa etti:
“Yabancılaşan değil, öz olan ve öz kalan bir nesil yetiştirmek.
Âsî değil, fazîletli bir nesil yetiştirmek.
Cehennem gibi yangınları söndürecek bir rahmet nesli yetiştirmek.
Güzelliği çirkinleştiren değil, çirkinlikleri bile güzelleştiren bir nesil yetiştirmek.
Diriltmeye gelen masumları dahî öldüren kimseler değil, öldürmeye gelen gafilleri dahî dirilten bir nesil yetiştirmek.”
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Üstâdımız;
«Hiçlik» üzerine; âdeta bir tarih ve medeniyet panoraması arz eden, muhtevâlı bir makale yazdı. Dergâh duvarlarını süsleyen hikmet dolu sessiz levhalar, aslında bir hiç olduğumuzu hatırlatarak bizi; edebe, tahammüle, sabra ve hâdiselerin iç yüzünü görmeye davet ediyor. Gerçek zaferlerin, bir abd-i âciz olma şuurundan, haddini bilmekten geçtiğini ifade ediyor.
Mevlânâ’dan da; «Benliğin reddi ve toprak olmak» hususu dile geldi.
Muharrirlerimiz, gerek gerçek zenginlik başlıklı dosya mevzumuzda, gerekse ümmetçe karşı karşıya bulunduğumuz terör ve milletçe yaşadığımız akîm teşebbüsün arka plânını, iç yüzünü ve tarihî tekerrür arz eden taraflarını kaleme aldılar.
IŞİD ve PDY’nin ortak tarafları…
Yabancıyla içli dışlılık ve tekfir hastalığı…
Körü körüne itaat fâciası…
Hasan Sabbah ve Haşhâşîler, Osmanlı’ya isyan eden bir âlim: Şeyh Bedreddin.
Tarihimizde halkımızın mukadderâtına sahip çıkma refleksi.
Şakîk-i Belhî, Ömer bin Abdülaziz, Ömer Muhtar, Nihat Sami BANARLI…
Kanaat, israf, zenginliğin eksileri ve artıya çevirme imkânları da dosyamızda.
Ahmet ZİYLAN’dan, Mehmet MENCET’ten hâtıralar, tavsiyeler…
Şiirler…
Her türlü terör ve cinayetin tel’îni…
Şehâdetin tebriki…
Birlik-beraberliğe davet…
Kanaate, takvâya, gerçek zenginliğe davet…
Yüreğinden rahmet tevzî eden mü’mine ne mutlu!..
Gönlünü dergâh hâline getiren mü’mine ne mutlu!..