EY KÂFİR!..

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Nasıl rahatça durursun ayakta ey kâfir?..
Nasıl güvenle yatarsın yatakta ey kâfir?..

Nasıl geçer boğazından Hudâ’nın ikrâmı,
Takılmıyor mu o nankör damakta, ey kâfir!..

Vazîfe, gāye ve din yoksa başka canlıları,
Nasıl kesip pişirirsin ocakta ey kâfir?..

Bir imtihan değil aslında bunca nîmetler,
Sunuldu şahsına -hâşâ- tabakta ey kâfir!..

Cihanda yankılanır Hak kelâmı lâkin sen,
Beton tıkaçla gezersin kulakta ey kâfir!..

Uzayda canlı arar, reddedersin Allâh’ı;
Yaman çelişkine hiç yok mu nokta ey kâfir!..

Kusur, gedik arayan gözlerin yorulmadı mı?
Takıldı şüphe denen pis çapakta ey kâfir!..

Kadîm inanca modernistçe îtirâzın var,
Çalar terânen o metruk plâkta ey kâfir!..

Şerîatın en ağır hasmısın fakat kurdun,
Yalancı Devlet-i İslâm Irak’ta ey kâfir!..

Nasıl da titrer akıl, türbülansa girdiği an;
Nasıl da mü’min olursun, uçakta ey kâfir!..

Vahiysiz akla güvendin, sonunda can damarın,
Kesildi çift ucu keskin bıçakta ey kâfir…

Bırak mavalları, insâniyet masallarını,
Kelin göründü bu şimşir tarakta ey kâfir!..

Senin elinle zulümler kavurdu merhameti,
Gönül iniltide, vicdan batakta ey kâfir!..

Cenâb-ı Hakk’a husûmette gör şu Nemrûd’u,
O aptalın oku kalmış sadakta ey kâfir!..

O’nun elinde hayâtın, canın ve şahdamarın,
Bakıp da sanma ki Mevlâ uzakta ey kâfir!..

O’nun yarattığı kuvvetle var konuş bakalım,
Ateşle randevu var, son durakta ey kâfir!..

Yalanların şu karanlıkta az buçuk yanıyor,
Sönüp gider o mükemmel şafakta ey kâfir!..

Şu zâlim iblise zindanda arkadaş lâzım,
Sakın oturma ateşten kucakta ey kâfir!..

Ne cür’etin ne inâdın kalır o zor günde;
Yürek de sende bulunmaz, dalak da ey kâfir!..

Ağız mühürlenir elfâz-ı küfrü söyleyemez,
Mecal kalır mı o mosmor dudakta ey kâfir!..

Senin de fıtratın îmâna elverişliydi,
Problemin ezelî intibakta ey kâfir!..

Bozuk görür kötü ahlâkla kirlenen kalbin,
Küfürle pas tutuyor kir-pasakta ey kâfir!..

Günahlarınla mühürlendi kalbin ey fâsık,
Silindi gitti hicâbın yanakta ey kâfir!..

Senin de gizlide Mevlâ’ya vardır îmânın,
Gel istikāmete, en son sapakta ey kâfir!..

Vur ehl-i küfre de, Tâlî, yamuk münâfığa da,
Uyan hakîkate, her bir uyakta ey kâfir!..

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
(fa‘lün)