113. SAYI TAKDİM
Kıymetli Okuyucularımız,
Hazret-i Ali buyurmuş:
“Dünyanın; helâline hesap var, haramına azap var, şüphelisine ikab (ceza) var.”
Tam da dünyevîleşen, dünya malı için, makam için, servet için, petrol için; birbirinin boğazına çöken biz müslümanlara lâzım olan bir hatırlatma. Ramazân-ı şerif de; yememize, içmemize, hattâ öfkelenmemize, düşüncesizce konuşmalarımıza koyduğu sınırlamalarla bu ikaz mânâsını derinden taşıyor.
Esas hayatın âhiret olduğunu Ramazan’dan daha derin ne zaman hissedebiliriz ki?
Şehr-i sıyâmın, mübârek oruç mevsiminin bize kazandırdığı hassâsiyeti; helâl-haram-şüpheli meselesinde, yalan, gıybet mevzuunda, kul hakkında, güzel ahlâkta, zarâfette de etkili hâle getirebilmek…
İşte o zaman, Ramazan, Ramazân olur… Bayram da bayram…
Fakat dikkat etmeliyiz:
Dünya girdabı Ramazân-ı şerîfi bile, tüketim çılgınlığı takvimine almakta. Haramın müesseseleşmiş şekli fâizli bankalar; Ramazan, bayram bahaneli fâizli krediler dağıtmakta… Tahrif…
Helâl hassâsiyetinin mühim bir veçhesini teşkil eden «helâl gıda» meselesini GİMDES kurucusu Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER ile hasbihâl ettik. Sahanın uzmanı, tevbe mevsiminde bu konuda da şuurlanmaya ve tevbe etmeye çağırdı.
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; gazabı geçen rahmetin, zamandaki tecellîsi Ramazân’a ve şahsiyetteki tecellîsi Hazret-i Rasûl-i Zîşân’a dikkatlerimizi çekti. Mahşerde her şeyin şahitlik edeceği hakikatinden hareketle hatırlattı:
Elimiz demeli ki:
“Ey gücü her elin üstünde Kudret Sahibi!
Bu kulun, benimle daima hayırlı olan ne varsa onları yaptı. Yaraları sardı. Yetim başları okşadı. Düşenin kolundan tuttu. Muhtaçlara yardım eli uzattı. İki eliyle de hem Kur’ân’a hem de Hazret-i Peygamber’in sünnetine sımsıkı sarıldı. Bu el, hiçbir müslümana zarar vermedi. Bu elden, herkes emin ve sâlim oldu. Bu elden, ancak lütuf kevserleri içildi. Şahidim, şahidim yâ Rab!”
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Rahmetin Tuğyân Ettiği Ramazân-ı Şerifte; KULLUKTA DERİNLEŞME TAHSİLİ» başlıklı makalelerinde, Ramazân’ı kulluğa yoğunlaşma fırsatı olarak değerlendirmeye davet etti.
Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri köşesinde ise «Gönül Sofrasının Kurulduğu Ay» olan Ramazan’da nefis terbiyesi ve bu eğitimin Ramazan sonrasına da yayılması mevzuu istifadenize sunuldu.
Yazarlarımız dosya konumuzu farklı açılardan ele aldılar: Orucun sabır, arzuları frenleme ve metânet gibi kavramlarla münasebeti… İkram, infak, merhamet damarının takviyesi… Orucun sıhhatimize etkisinin biyolojik ve psikolojik izahları… Haramın maddî-mânevî dünyamıza zehirleyici etkisi. Ramazân’ı en güzel şekilde değerlendirmek için tavsiyeler, uyarılar…
Ahmed bin Hanbel, Merkez Efendi, Hoca Tahsin Efendi ve Mahir İZ gibi şahsiyetlerden anekdotlar, hikmetli söz ve hâtıralar…
Şairler de; helâlin hesabını, haramın azabını düşünme, Ramazân’ı dünyaya en tok, ukbâya en aç şekilde değerlendirme temasını işlediler. Gönül mahyalarımıza hikmeti nakşettiler.
Ramazanlar gelip geçecek…
Fakat ömür boyu haram orucu tutmalıyız. Şüpheli orucu tutmalıyız. Yalan orucu tutmalıyız. Gıybet, kötü söz, hattâ kötü düşünce orucu tutmalıyız.
İşte o zaman mahşer iftarında, sırattan geçiş bayramında;
Helâl ile kanaatin ve haramdan kaçınmanın sevabı var…
Yüzakıyla…