Mahlûkātın da Gönlünü Fetheden
O’NUN EMSALSİZ ŞEFKATİ
ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)
Hazret-i Peygamber, muazzam bir orduyla büyük fetih için Mekke’ye doğru yol alıyordu. Arc mevkiinden Talub’a ilerlemekte iken yol üzerinde bir kelp, uzanmış vaziyette yavrularını emzirmekteydi. Efendimiz j; bu manzarayı görünce, hemen Cuayl bin Sürâka’yı çağırdı ve ona anne kelbin ve yavrularının başında nöbet tutmasını emretti. Koca ordunun onları rahatsız etmeden ve ürkütmeden geçmesini temin için ikaz buyurdu. (Vâkıdî, II, 804)
Medine-Mekke yolu, Hazret-i Peygamber’in,
Muazzam ordusuyla donanmıştı, pür âmin…
Bir yerde yol üstünde anne bir köpekceğiz,
Yatmış, yavrularını emziriyordu sessiz.
Gelen on bin kişiye baktı, korku duymadı,
Muhammedü’l-Emin’di çünkü serdârın adı.
Merhamet ve şefkatin kalbiydi O hak Nebî,
Her varlığa rahmetti O Allâh’ın Habîbi,
Görünce manzarayı, emretti sahâbeye;
«–Bu emziren anneyi ürkütmeyin hiç!» diye.
«–Burda nöbet tut!» dedi Cuayl bin Sürâka’ya,
Gözetti bir kelbi de, böyle Nûr-i Süreyyâ.
Dilsiz mahlûkātın da fethetti kalplerini,
Çünkü gönül fethiydi O’nun feth-i mübîni.
İşte İslâm ahlâkı, Nebî’den hikmet ile,
Her kalp anlasın Seyrî, yaşasın rahmet ile…