Kur’ân’dan Bir Nur: YÂSÎN SÛRESİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK

Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi buyurur:

“Yâsîn Sûresi, Kur’ân’ın kalbidir. Âhiret yurdunu dileyerek bunu okuyan herhangi bir kimse mutlaka bağışlanır. O hâlde bu sûreyi ölüleriniz üzerine okuyunuz.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 20; İbn-i Mâce, Cenâiz, 4; İbn-i Hanbel, Müsned, 5/26,27)

“Her şeyin bir kalbi vardır: Kur’ân’ın kalbi ise, Yâsîn Sûresi’dir. Kim bu sûreyi okursa, Allah ona; Kur’ân’ı on defa okumuş gibi sevap yazar.” (Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ân, 7; Dârimî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21)

Gazâlî ise bu konuda şunu söylemiştir: “Bu böyledir, zira îmânın sahih olması haşri ikrar etmektedir. Haşr ise, bu sûrede, en mükemmel biçimde anlatılmış, bu sebeple de Kur’ân’ın kalbi sayılmıştır.”

Muhaddis İbn-i Hibbân ise; «Ölülerinize Yâsîn okuyunuz.» hadîs-i şerîfinde, ölü tabiriyle, özellikle ölmekte olan kimsenin kastedildiğini söyler. Âlimlere göre can çekişmek gibi zor ve meşakkatli işler karşısında Yâsîn okununca; Allah, zorluğu ve meşakkati kolaylaştırır.

Sekerât hâlindeki insanın yanında Yâsîn okumak, onun üstüne rahmet ve bereket inmesine ve rûhunu kolay teslim etmesine vesile olur.

Yine benzer muhtevâdaki hadîs-i şeriflerde buyurulur:

“Kim bir gecede Yâsîn Sûresi’ni okursa, bağışlanmış olarak sabahlar.” (Câmiu’s-Sağîr, 2/178)

“Kim geceleyin Allah rızâsını gözeterek Yâsîn Sûresi’ni okursa, bağışlanır.” (Câmiu’s-Sağîr, 2/128)

Yâsîn-i şerîfe «ed-Dâfia» ve «el-Kādiye» adları verilmiştir. Çünkü bu sûre, kendisini okumaya devam eden kimseden her türlü kötülüğü def eder ve onun bütün ihtiyaçlarını karşılar.

Büyük velîlerden, Yahya bin Kesîr’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

“Bize kadar gelen haberlere göre, kim sabahleyin Yâsîn Sûresi’ni okursa, akşama kadar gönül huzuru ve ferahlık içinde vakit geçirir. Akşamleyin okursa, sabaha kadar gönül huzuru ve ferahlık içinde bulunur.”

İbn-i Darîs Hazretleri’nin yapmış olduğu rivâyete göre; tabiîn-i kiramdan büyük âlim ve büyük velî Said bin Cübeyr Hazretleri bir delinin üzerine; Yâsîn Sûresi’ni şifâ niyetiyle okumuş ve deli derhâl şifâ bulup kendine gelmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi olan bu sûreyi, mü’minler elbette çok sevmiş, bol bol okumuş ve feyzinden istifade etmişlerdir. Bu sûrenin feyzi ve bereketinden şahit oldukları hâlleri de kitaplara dercetmişlerdir.

Buna göre;

Yâsîn Sûresi yedi veya yirmi bir yahut da kırk bir defa okunursa, Allah Teâlâ, okuyan kişinin hâcetini yerine getirir, kendi lutf u keremiyle bunu karşılar, demişlerdir.

Duâ ve fezâil-i a‘mâl nev’inden kitaplarda Yâsîn-i şerif okumayla ilgili pek çok usûl tavsiye edilmekte…

Sûre-i celîlenin feyzinden farklı usûllerde de istifade etmek isteyenler için bunları zikredelim:

Yâsîn Sûresi’ni şu tekrarlarla okumak tavsiye edilmiş:

Başta «Yâsîn» kelimesini yedi defa tekrarlar.

«Zâlike takdîru’l-azîzi’l-alîm.» cümlesine gelince bunu da on dört defa tekrarlar.

«Selâmün kavlen min rabbi’r-Rahîm.»i on altı defa, «eveleysellezî halâka’s-semâvâti ve’l-arda bi kādirin alâ en yahlüka mislehüm, belâ.» cümlesini on dört defa tekrarlar. Sonra da sûreyi sonuna kadar okuyup tamamlar. Böylece bu tekrarlar kırk bir defa olmuş olur.

Yâsîn Sûresi’ni bu tertip üzerine, yedi defa okuyan kimsenin murâdı ve maksadının -bi iznillâh- yerine geldiğini söylemişlerdir.

Rivâyete göre; Ebû Câfer Muhammed bin Ali -rahmetullâhi aleyh- şöyle söylemiştir:

“Kalbinde bir katılık hisseden kimse, Yâsîn Sûresi’ni zâferan ile cam bir bardağa yazsın, sonra içine su doldurup içsin.”

İmam Süyûtî, el-İtkan kitabında diyor ki:

“Kim Yâsîn Sûresi’ni gülsuyu ve zâferan karışımı bir sıvıyla yedi defa yazıp o kaptan su içerse ve bu içime yedi gün devam ederse, duyduğu şeyleri hâfızasında tutabilir.

Yâsîn Sûresi’ni hâfıza için yazmak isteyen kimse; onu misk ve zâferan karışımı ile yazsın. Bunu suya koyup silik hâle gelinceye kadar bekletsin. Ve suyunu içsin. Ve sonra artık işittiği şeyleri hâfızasında tutabilir. Süt emziren bir kadına bu içirilirse, çocuk için mânevî bir gıda ve Allâh’ın izniyle güzel bir şifâ olur.

Hastalıkları, illetleri, ağrı ve sızıları def etmek için yazmak isteyen kimse; onunla birlikte Fâtiha Sûresi’ni, Muavvizeteyn sûrelerini ve Âyetü’l-Kürsî’yi de misk ve zâferan karışımı ile cam bir bardağa ya da cam bir kaba yazsın. İçine yağmur suyu dökerek yazı silik hâle gelinceye kadar bekletsin ve sonra da o suyu, hastalıklı olan kimseye içirsin.

Ancak bu suyu içen hasta, içmeye başlarken şöyle desin:

«Allâh’ın kadri yüce âyetleriyle ve saygıdeğer isimleriyle şifâ bulmak niyetiyle bu suyu içiyorum.»

Allah Teâlâ, ona şifâ verip afiyet bahşeder, kalbin anormal atışlarına karşı yarar sağlar.

Rızkın bereketlenmesi, hayır kapılarının açılması için Yâsîn Sûresi yazılıp, bereketlenmesi arzu edilen şeyin içine konulur. Böylece o şeyde bereket görülür.” (Şemsü’l-Maârif)

Allah, cümlemizi Kitâb-ı Kerîm’inden gereği gibi, râzı olduğu şekilde maddeten ve mânen müstefîd olanlardan eylesin.

Ey kardeş, bir gün hepimiz öleceğiz değil mi?..

Yâsîn-i şerîfi çok okuyanlar,
Rabbânî nurlara erer demişler.
Hükm-i Kur’ân ile âmil olanlar,
Cennetü’l-Firdevs’e girer demişler. (Gülzâr-ı İrfan)