BU DEVİR

ŞAİR : M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com>

Kaymasın tek ayağın, kısalmasın kulacın,
Kaynamaz ahbapta aş, bal olur bulamacın.

Öyle bir devir ki en kanaatkârımızın,
Dili şükürde; gözü, sofrasında muhtacın.

Ne kadar emek versek, uğraşsak da çoğu kez,
Çürük çıktı meyvesi, diktiğimiz ağacın.

Koşuşturdukça tabip geç kaldı hep nedense,
Şifâ beklemek hayal, geçti hükmü ilâcın.

Kalmadı hiç kimsede ne insaf, ne merhamet,
Lokma esiri canlar, güler hâline acın.

Gelsin de makam-mevki, nasıl gelirse gelsin,
Kafayı düşünen yok! Mârifet, başta tâcın.

Kim demiş hak haklının, gücün olduğu yerde?
Adâlet boynu bükük, hüküm kanlı haracın…

Bilâl’in omuzunda o gün yankılanan ses,
Yükseliyor Gazze’de bugün Şam’da kırbacın.

Neredeyse menfaat, dalkavuklar o yöne,
Kıblesi belli olmaz yerde dönen topacın.

Söküğünü dikemez, ipliksiz kaldı terzi,
Delik deşik yemeni ayağında saracın.

İtibar görünüşe, iltifat lâkırdıya,
İçin ne önemi var dışı parlaksa sacın?!.

Dirsek çürütedursun ilim yolunda âlim,
Cahil, koltukta hüner; torpil dolu bakracın…

Pazarda yeri yokken; dayısından dolayı,
En seçkin vazolarda, çiçekleri kıracın.

Varsın kuyu üstünde bekleyedursun yetim,
Kime ne faydası var, ipi kopuk sarkacın…

Aralansın perdeler, bitsin körlükte inat,
İnsin tozlu raflardan hikâyesi Hallâc’ın…

Pervânenin ışığa bitmez hasreti gibi,
İçten yanan âşıklar, hasret yoluna haccın.

Gece-gündüz demeden zamanı yormak boşa,
Rızık can nisbetinde gagasında turacın…