ÜSKÜDAR’DA AKŞAMÜSTÜ

Harun ÖĞMÜŞ

 

Sâhilde kurulmuş oturan İskele Câmî,
Açmış sıcacık koynunu, tüm çevreye hâmî…

Rıhtımda durup yolcu boşaltınca vapurlar,
Bir anne kadar onları şefkatle kucaklar…

Her gün Yeni Valde’yle eder beş kere cilve,
Her cilvede yapmakta gönül coşkusu zirve…

Bîgâne Atik-Valde bu sevdâya yukardan,
Aldırmaz Ayazma’yla Hüdâyî de vakardan…

Çepçevre sarılmış da Selîmiyye elemli,
Küsmüş kararan bahtına, bir hayli sitemli…

Kışla’ysa onun aksine oldukça gururlu,
Meydan okuyor sanki Harem semtine doğru…

Kuşkonmaz, o sâhilde bir endamlı gelindir,
Nâzende vücûduyla ne süzgün, ne şirindir…

Her cins-i latif kurtulamaz câzibesinden,
Hep öyle güzel, şûh olabilmek hevesinden…

Derken yakamoz cümbüşü başlar suda yer yer,
Tüm sevgililer kol kola sâhilde yürürler…

Mahrem Kule üstünde solarken gün uzaktan,
İstanbul’u seyretmeli artık Salacak’tan…