MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -8- GÖNÜL ELBETTE DÜŞER AŞKINA!*

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com   Bir pırıltınla senin, Tur bile kaç pâre olur! Gönül elbette düşüp aşkına bîçâre olur. Mum olur lutf ile baksan nice taşlar, kayalar, Taşlaşır kahr ile baktın mı cihan, hâre olur. Âh edip ağla gönül, ağla ki ihyâ olasın, Ağlamak çünkü senin derdine tek çâre olur. Sefer ister gönül ammâ onu bağlarsın sen, Çözülür bağ da nihâyet, […]

Continue reading »

BİLİR Mİ?

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com   «Bilirim» diyorsun; «Bildiğin nedir?» Musa’yı bilmeyen Tûr’u bilir mi? Ne anlatır söyle; «Gökteki bedir» Zulmeti bilmeyen nûru bilir mi? Gönülle gören mi, gözle gören mi? Gönlünü post edip yere seren mi? Güzel olan gül mü, gülü veren mi? Gül nedir bilmeyen hârı bilir mi? İçinin sesine kulak ver, dinle! İstersen derdine ağlayıp inle! Daha çok işim […]

Continue reading »

Kerküklü Faiz’den Nükteler

Doç. Dr. Nihat ÖZTOPRAK Şair Faiz, hikmetli sözler sandığı gibidir. Kapağı açıldıkça ortaya inciler saçılır. SANTURA GEL Kerküklü genç şairlerden Fâiz (öl. 1897) bir gün bir kahvehanenin önünden geçerken kulağına santur sesi çalınır. Nereye gideceğini ne yapacağını unutmuş bir hâlde gayriihtiyarî oturup dinlemeye başlar. İlmi ve takvâsıyla tanınmış şeyhlerden Halis Efendi’nin oğlu oluşu dolayısıyla onun bu hareketi kulağı paslı, müzikten […]

Continue reading »