O (S.A.S.) EĞİTTİ…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yüce ahlâkını Kur’an’da Hudâ methediyor, Ahmed ismiyle müsemmâ, o fazîlet güneşi… Beşerin nefsi kudurmuştu, ümitsizdi gönül, Eğitip etti ümitvâr, o beşâret güneşi… vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

“LÂ HAVLE!”

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) II. Abdülhamid Han’ın Istırabıyla Filistin, Gazze, Suriye ve zulmün harap ettiği tüm İslâm diyarları için… Merhamet nerde, zulüm can yutuyor, Soykırımlar hele vicdan yutuyor, Katliam timsahı çıldırdı yine; Durmadan mîdesi, insan yutuyor! Yine vahşet, yine dehşet, yine alçakça zulüm, Keyf-i zâlim yine mazlumlara kusmakta ölüm! Ne felâket, yine yağmur gibi kurşun yağıyor, Yine lânetli adamlar, bebeden […]

Continue reading »

SARP YOKUŞ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Köleler çok yine âzâd edebilmek, çile, zor, Şiddet altında yetim kalbi doyurmak hele, zor. Bombalardan sürünen yoksula ikrâm, çok güç, Bir olan gerçeğe îmân edişin zorluğu üç. Zorlu gün sabr-ı cemil tavsiye etmek ise, kor, Merhamet tavsiye etmek de çetin, âyete sor. Benzetir Hazret-i Hak, hepsini sarp bir yokuşa, Aşalım her zoru Seyrî, erelim kurtuluşa… feilâtün […]

Continue reading »

GÖRECEKSİN O’NU…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Açılır perdeler ey göz, görene, Gör de bak bir daha seyreyle yine, Var olan burda ne, cennetteki ne? Göreceksin O’nu ey yolcu uyan, Candan ol, Hazret-i Allâh’a revan! Gölgeler meydanı gel-geç bu fasıl, Her şeyin gerçeği, mahşerde asıl, Bak ecel sonrası, gördün mü, nasıl? Göreceksin O’nu ey yolcu uyan, Candan ol, Hazret-i Allâh’a revan! Lâ demez […]

Continue reading »

MEVSİM GEÇMEDEN…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Gaflet ayrığını kökünden yolsun, Gönül bağı, rahmet gülüyle dolsun, Sarıl besmeleye geçmeden mevsim, Bülbüller şakısın, cennetlik olsun… Tükenme, sönmesin kalbinde azim, Besmele çek; Allah, Rahmân ve Rahîm!  

Continue reading »

KİMLER KİME ZİMMETLİ?

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Dünyâda garipler ve yetimler, üşüyorlar, Bencil ısınanlar, yedi gökten düşüyorlar. Bir yanda keyif ehli, duyarsız hegemonya, Bir yanda sefâlet dolu, açlık dolu dünyâ. Eyvah dolu enkāza bakın; nerde hamiyyet? Kimler, kime zimmetli, uyansın beşeriyyet! Ey şefkatin insâfı, uyan, bunca figanla, Ey merhametin kalbi, bu feryatları anla! Ey aynı vücûdun sayısız uzvu olan biz, Birlikte huzûruz ya […]

Continue reading »

BİR SÂAT ve EN GÜZEL TÂAT

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Ölen diyor ki: –Bu dünyâ hayâtı bir sâat, Onunla cenneti almaktır en güzel tâat. Fakat bu sâati eylerse kim, oyunla ziyan, Bütün nasîbi olur, tâ ebed, onun hüsran. vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün (fa’lün)

Continue reading »

LÂ-MEKÂNLARA…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Bizler ki cennetin ve cemâlin garîbiyiz, Dönmek vazîfemiz, o mübârek vatanlara!.. Âlemde coşkumuz yedi kat kubbeden öte, Sığmaz bu rûhumuz şu betondan tavanlara! Fânî vücûd adımlarımız, metre metredir, Bâkî gönül adımlarımız, lâ-mekânlara!.. mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün

Continue reading »

BÜYÜK AYASOFYA CÂMİİ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Bu mübârek câmi, bir müjde-i Peygamber olan feth-i mübîn ile muammer ve Cenâb-ı Hakk’ın «belde-i tayyibe» ifadesiyle işaret ettiği zafer hikmetine müyesser bir câmi-i kebîr. Hasret dolu bir fetretin ardından tekrar ibâdete açılması münasebetiyle Hakk’a şükür, halka tefekkür… Tekbîr ile, Hak erlerinin başladı marşı, Allah sesimiz, tuğlarımız, süsledi Arş’ı. Bir çağladı Han Mehmedimiz, yirmi birinde, Dağlar […]

Continue reading »
1 2 3 4 6