Ney Üçlemesi NEY, NEFES, NEYZEN…

YAZAR : Ali Rıza KAŞIKCI ali_rz_@hotmail.com 1… NEY Malûmdur. Ney daha bir kamışken koparılır kamışlıktan. Sonra yedi delik açılır vücudunda. Yedi sevda yarası. Bir ucundan nefesini verir insanoğlu ve parmaklarıyla «ney»in yaralarını sarar. Ve «ney»den çıkan ses de insanoğlunun yaralarını. İçine kızgın yağlar doldurulur. «Ney»in derdidir bu yağ. İnsanoğlunun sermayesi gibi onun sermayesi de derdidir çünkü. Yedi yara taşır o […]

Continue reading »

Cehennemi Söndüren Ateş

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HERKES KENDİ GÖTÜRÜR! Hak dostlarından Behlül Dânâ; hikmetli ve ibretli sözlerle devrinin insanlarını, bilhassa Halîfe Harun Reşid’i îkāz etmeye çalışır, hakikat perdelerini aralayarak sık sık kıssadan hisseli mânevî dersler verirdi. Halîfe de onun bu hâlini sever, saraya girip çıkmasına müsaade ederdi. Behlül Dânâ, uzun bir süre […]

Continue reading »

Suya Yansıyan Tefekkürler

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SUYUN AKIŞINA BİR BAK İnsanoğlu dâimâ su kenarını sever. Nehir ve deniz kenarlarına iştiyak duyar. Derin mavilikleri seyretmenin ona huzur verdiğini düşünür. Suyun insana düşündürdüğü bin bir hakikat vardır. Bilhassa Hak dostlarında bu tefekkür çok daha derindir. Şeyh Sâdî Hazretleri der ki: “Akıp giden bir derenin […]

Continue reading »

KULLUK EDEBİ

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GÜZEL AHLÂKI TAMAMLAMAK Peygamber Efendimiz buyurur: “Ben, gü­zel ah­lâ­kı ta­mam­la­mak üze­re gön­de­ril­dim.” (İmam Mâ­lik, Mu­vat­tâ, Hüs­nü’l-hulk, 8) Bir başka hadîs-i şerif: “Kıyâmet günü, mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, […]

Continue reading »

«ENE / BEN!» Demek Yok

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi   «ENE / BEN!» DEMEK YOK, «YÂ RABBÎ SEN!» DEMEK VAR… EFENDİMİZ’İN HOŞLANMADIĞI İFADE Ashâb-ı kiramdan Hazret-i Câbir -radıyallâhu anh- anlatır: Bir gün, Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e gittim ve kapısını çaldım. Rasûl-i Ekrem Efendimiz; “–Kim o?” diye sordular. “–Benim!” diye cevap verdim. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-; “–Ben, ben! (Öyle mi?!.)” […]

Continue reading »

KALICI SERVET HAKİKÎ SAÂDET

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DEFİNE ARAYAN ADAM Hazret-i Mevlânâ, anlattığı hikâyelerle insanın iç dünyasına ışık tutar. Şu hikâyede de bizler için birçok sır ve hikmet gizlidir: Mîrasyedi bir adam vardı. Konduğu mîrâsın hepsini yedi, bitirdi; ağlayıp sızlanmaya başladı. Zaten mîras malının vefâsı yoktur! Mîrâsı bırakan da, murâdına ermeden geçip gitmiştir; mal da ondan ayrılmış kalmıştır! Mîrâsa konan da, […]

Continue reading »

Zahir ve Bâtında İstikamet

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi EMROLUNDUĞUN GİBİ OL! فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ Cenâb-ı Hak bizi, Zâtına kulluk edelim diye yaratmıştır. Bu ibâdet vazifesi, «mârifetullah» ve «muhabbetullâh»ı da hedefler. Bu vazife dâimîdir. Yani bir mü’min; hayatının her ânında, her safhasında, Allâh’ın kulu olduğu hakikatini unutmadan yaşamalıdır. Son nefese kadar, kulluğa devam etmelidir. İstikrarlı bir şekilde kulluğa devam etmenin adı; «İstikamet»tir. Rabbimiz; […]

Continue reading »

MAZLUMUN ÂHI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ZULM İLE ÂBÂD OLUNMAZ Allah Teâlâ’nın mübârek esmâsı içinde; «el-Hak, el-Adl ve el-Muksıt» isimleri de yer alır. Cenâb-ı Hak; adâletlidir, adâletle muâmele edenleri sever. Adâletin zıddı zulümdür. Cenâb-ı Hak, mazlumların haklarını zalimlerin yanında bırakmaz. Hakkı tecellî ettirir ve hakkı sahibine verir. Ekseriyâ bu dünyada dahî zalim zulmünün cezasını bulur ve mazlum, hakkına kavuşur. Bu […]

Continue reading »

HAK DOSTLARININ ZİRVE ÖLÇÜLERİ

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HEVESLE OLMAZ Cenâb-ı Hak indinde, mü’minler derece derecedir. İhlâs ve takvâ; muhabbet ve mârifette derinleşerek, Cenâb-ı Hakk’ın lutfuna ererek mukarreb olan kulların, yani Allah Teâlâ’ya yakınlıkta mesafe alabilenlerin, kendilerine mahsus hâlleri ve husûsiyetleri vardır. Cenâb-ı Hak; peygamberlerin de bazılarını, diğerlerinden üstün kılmış ve derecelerce yükseltmiştir. Ashâb-ı kiram da Allah ve Rasûlü’ne yakınlıkta aynı seviyede […]

Continue reading »

ÇİLELERE TEBESSÜM

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DOSTLUĞUN ŞARTI «el-Vedûd» ismiyle muhabbetin menbaı ve menşei olan Cenâb-ı Hak, kuluyla dost olmak ister. Kalb-i selîme kavuşarak dostluğuna erebilen bahtiyarları; cennet-i âlâya davet eder, ona ebedî ikramlar hazırlar. Bu dünya hayatında kulun gayesi, Cenâb-ı Hakk’ın dostluğuna erme yolunda gayret etmek olmalıdır. Ancak dostluk ve muhabbetin şartı; dosttan gelen ezâ ve cefâyı dahî hoş […]

Continue reading »
1 2 3 4 5 6 9