Temiz Olalım

Âdem SARAÇ   Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hazretleri, şirk bataklığına düşmüş insanları, öncelikle Allah ve Rasûlü’ne îman etmeye davet ediyordu. Bunun için, bir an bile ara vermeden geceli gündüzlü çalışıyordu. Her şeyi ile çökmüş bir topluma, zirvelerin zirvesini gösteren Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onları temizleyip arındırmak için, öncelikle tevhid inancına çağırıyordu… Lâ İlâhe İllâllah deyin, diyordu… […]

Continue reading »

Talea’l-Bedru Aleynâ

Ali HÜSREVOĞLU Okunuşu: Talea‘l-bedru aleynâ min seniyyêti’l-vedâ‘ Vecebe’ş-şükrü aleynâ mê deâ lillêhi dâ‘ Eyyühe’l-meb‘ûsu fînê ci‘te bi’l-emri’l-mutâ‘ Anlamı: Ay doğdu bizlere, Vedâ Tepeleri’nden. Allah’a çağıran biri bulundukça şükür gerekli oldu bize. Ey bize gönderilen Elçi, Sen itâat edilmesi gereken bir emir getirdin bize. Bilgi: Asr-ı saadeti ihya projesi koleksiyonundan olan bu eser «Kutlu Doğum Ayı»nda tasarlandığı için bir hâtıra olmak […]

Continue reading »

Sevgililer(!), Kadınlar(!), Anneler Günü(!) Derken!

Hayrettin DURMUŞ   Sevgi, ilmek ilmek dokuduğumuz kilim. Bir ilmeğini yanlış düğümlediğimiz zaman deseni bozulacağı için her an üzerinde titizlenmemiz gereken ömürlük bir uğraşı… Sevgi, akordunu bozmaya yeltenemeyeceğimiz «ezelden bize baht olan» gönül ezgimiz… Sevgi, dağları taşları eriten, nefret tohumlarını çürüten, pare pare bulutları yürüten, suları köpürtüp coşturan, umutsuz kapıları açtıran esrarlı güç, muazzam hazine ve ilâhî lütuf… Güneş, sevgiyle […]

Continue reading »

İletişimde Pencere Farkı

Aynur Tutkun En alt kattaki komşuyla en üst kattaki komşunun penceresinden bakıp sokağınızı ve çevreyi seyrettiğiniz oldu mu hiç? Aynı çevre iki farklı pencereden nasıl da farklı görünür değil mi? Alt kattaki pencereden ağaçların gövdeleri, insanların bacakları, arabaların tekerlekleri, kaldırımlar, sokak kenarlarındaki çöpler göze takılırken; üst kattaki pencereden yemyeşil ağaçlar, insanlar, arabalar, ufak-tefek çöplerin görülemediği sokaklar, masmavi gökyüzü, tüm kalabalıklığı […]

Continue reading »

Gitsinler, Tekrar Gelsinler!

Handenur YÜKSEL Yıldırım lâkabıyla tanınan dördüncü Osmanlı hükümdarı Sultan I. Bayezid, 1354’te doğdu. Osmanlı’nın Rumeli’deki geleceğini tayin eden Kosova Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı. Babası Sultan I. Murad’ın (Hüdavendigâr) savaş meydanında vefatı üzerine tahta geçen Bayezid, Batı Anadolu’daki Türkmen beyliklerini, Aydın, Saruhan, Menteşe ve Germiyan’ı Osmanlı idaresine kattı. Karamanoğlu’nun elinde bulunan Konya’yı kuşattı, fakat alamadı. Macar ve Venediklileri Niğbolu Muharebesi’nde […]

Continue reading »

Mecidiye Nişanı ve Ahmet Rasim

DURSUN GÜRLEK Gül, dalında gülümsediği gibi, kalem de yazarken güzelleşir. Hele usta bir yazarın elini süslerse, âdeta coşkun bir ırmağa dönüşür. Ucundan akan mürekkep nur olup kâğıtla bütünleşir. Eskiden kalemini konuşturan, velûd yazarlara «muharrir» diyorlardı. Bugünkü «kompozisyon» dersinin adı da «tahrir»di. Resmî dairelerdeki yazı işlerini yürütenler ise, «tahrîrat kâtipleri»ydi. Çok yazı yazmaktan eli nasırlaşan fikir işçisi, en az yarım asrı […]

Continue reading »

Osmanlı Tahtında Bir Velî Sultan

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Sultan II. Bayezid melek huylu bir insandı, temiz yüzü kalbinin aynasıydı. Gençliğinde hür bir hayat sürmesine rağmen, padişahlığında kendini ibadete vermiş, hayır işlerine yönelmişti. Bu yüzden halk arasında kerâmetlerinden söz ediliyor, «Bayezîd-i Velî» diye anılıyordu. Meselâ aşağıdaki hâdise, tarihî kayıtlara geçmiştir: Bir gün sultanın meclisinde seyyahın biri, Dalmaçya insanının özelliklerini ve o bölgenin tabiî güzelliklerini anlatıyordu. Söz […]

Continue reading »

Râşid Halîfeler Dönemi (Hulefâ-i Râşidîn)

Ahmet MERAL HAZRET-İ ÖMER DÖNEMİ 2 (634-644): Fetihleri kolaylaştıran en önemli unsurlardan biri de Bizans’a bağlı o bölgelerdeki baskıcı ve zâlim yönetimlerdi. Antakya Patriği büyük Mihail, mevcut yönetimlerin bu zulmünü «Chronique» adlı eserinde şöyle anlatıyor: “Her şeye kâdir olan, fânîlerin kurdukları imparatorlukları istediği yolda değişikliklere uğratan, onları dilediğine veren, düşkünü en üste çıkartan, Romalıların bize yaptığı kötülüklere şâhit olan Cenâb-ı […]

Continue reading »

Destanlar Kıtası Afrika

Doç. Dr. Ahmet KAVAS akavas@istanbul.edu.tr Afrika kıtası sözlü edebiyatın önemli unsurlarından birisi olan destan kültürü bakımından oldukça zengindir. 21’inci yüzyıla girerken dünyanın pek çok yerinde destanlar sadece yazılı hâle getirilerek birer tarih malzemesi olarak kalırken bu kıtada hâlâ canlılıklarını muhafaza etmektedirler. Öyle ki bazen bir destan değişik ülkelerde birbirinden farklı şekillerde anlatılmaktadır. Genelde kuzey, batı, doğu, merkez ve güney diye […]

Continue reading »

Çanakkale’deki Kaleler

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Tuş mu olmuştu barış, kanlı ve zâlim ayaza? Sayısız haçlı dayanmıştı tamâmen Boğaz’a. Gördü, tâ şah damarından nice vampir içecek, Fışkırıp sıçradı kan, onca yürekten aya dek… İngilizler ki ne azgın koca bir ordu ile, Hem de yüklendi Fransız, sayısız yurdu ile… Kuduran türlü donanmayla uçak, top, güm güm, Kalkıp işgâle Boğaz’dan, dediler; Türk’e ölüm! Unutup […]

Continue reading »
1 978 979 980 981 982 1.028