Röportaj – Muzaffer Seferleri Dile Getiren Eserler: Edebiyatımızda Zafer-nâmeler Rıdvan CANIM Kimdir?

1955 yılında Edirne’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Edirne’de tamamladı. 1979 senesinde Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. 1980-85 yılları arasında Erzurum/Tortum Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği vazifesinde bulundu. 1985 yılında araştırma görevlisi olarak girdiği Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi’nde, 1987 yılında «Türk Edebiyatında Sâkî-nâmeler» adlı çalışma ile Yüksek Lisans öğrenimini; 1992 yılında Lâtîfî’nin; […]

Continue reading »

Misafire İkram ve Bu Erdemin Âbideleştirdiği Bir Velî: Şeyh İmran

Prof. Dr. Ali AKYÜZ 1.Şeyh İmran ve Kimliği 2.Şeyh İmran’ı Ebedîleştiren ve İnsanlara Sevdiren Misafirperverlik 3.Peygamberlerin Örnek ve Ortak Davranışı Misafire İkram 4.Temel İhtiyaçların Karşılanması ve Güvenlik 1. ŞEYH İMRAN VE KİMLİĞİ Kimliği ve yaşadığı zaman hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Adı bile Umran Sülüst, Şeyhü’l-Umran, Şeyh Ümran, Şeyh İmran ve Şeyhu’l-İmran diye farklı tespit edilecek kadar saklı ve gizli kalmıştır.1 […]

Continue reading »

Seferler, Zaferler ve Eserler

M.Ali EŞMELİ Yıllar geçti. Hiç durmaksızın seneler aktı. Yollarda koşturanlar, asılı levhalara göre gaza yüklendi. Levhalar, herkesi gideceği yöne doğru yönlendirdi. Bazen rüzgârlar esti, fırtınalar cirit attı, hortumlar tozu dumana kattı. Levhaların yeri değişmeye başladı. Kuzeyle güney, doğuyla batı karıştı. İyiyle kötü karıştı. Cennetle cehennem karıştı. Yolcuların çoğu bu duruma bakmadan hedeflerine doğru yine levhalara göre yarıştı, yarıştı. Ancak dere-tepe […]

Continue reading »

O BENİM CANIMI ALSIN

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK Nükte, ancak dikkat edildiğinde anlaşılan ince söz ve mânâ diye tarif edilir. Başka bir ifadeyle söz ve ibareden hususî bir dikkatle çıkarılan gizli mânâ demektir. Nükte; bazen insanların düşünmeden konuştukları, alaya aldıkları şeylerde gizli olan bilinmeyen önemli hususlara dikkat çekmektir. Nüktedan insan, basit görünen bir meseleyi tersine çevirerek onu önemli kılabilir. Nüktedan söz fırsatçısıdır. Yeri ve […]

Continue reading »

En Büyük Zafer

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Maalesef şiir hakkında bazen bilenlerden ziyade bilmeyenler, anlayanlardan ziyade anlamayanlar yoruma hevesli. Tespitler doğru yanlış üzerinde pek durulmuyor. Hele tefekkür derinliği bazen tamamen unutuluyor. Meselâ geçenlerde bir şiir hakkında şöyle bir yoruma rastladım: “Şiirinle İstanbul’un fethi ya da Çanakkale Zaferi’ne yardımcı olmaya çalışıyormuş gibi bir hâlin var. Ama aradan çok zaman geçti. Köprülerin altından çok sular aktı.” […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 3 (Manzum Tarihî Tiyatro)

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında İşbîliye’de (Sevilla) geçmektedir.] ÜÇÜNCÜ SAHNE [(Yıl 467/1075) Mûtemid, devlet ricâli ve kumandanlarıyla dîvan toplantısındadır. Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Ammar, İbn-i Zeydun, kumandanlar Halef Bin Necah ve Muhammed Bin Martin.] Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye emiri. İBN-İ […]

Continue reading »

İnsan Ömrü

Ahmet SEVGİ Klâsik Türk şiirinde insan ömrü değişik açılardan ele alınarak «ömür tarlası, ömür bahçesi, ömür rüzgârı, ömür sermayesi, ömür nehri» gibi birçok benzetmelere konu edilmiştir. Ancak, bana sorarsanız bu benzetmeler içinde en anlamlı olanı «ömür-nehir» ilişkisidir. Gerçekten bir nehrin kenarına oturup da ömrün bir su misali akıp gitmekte olduğunu düşünmemek mümkün değil. Kastamonulu Lâtîfî ne güzel ifade etmiş: Ömrün […]

Continue reading »

Zafer veya Hiç

Ayla AĞABEGÜM Nedense dergilerimiz Mayıs ve Ağustos aylarında dosyalar hazırlarlar; fetih, İstanbul ve zaferler gündeme gelir, heyecanla anlatırız. Gururlanmak hoşumuza gider. Sonra kendimize dönüp: «Ben ne yaptım, biz ne yaptık, eksiklerimiz neler?» sorularını sorup, verdiğimiz cevaplarla yeni projeler yapmanın gayreti içinde olmayız. Bu durumda yıllar önce kazanılan zaferler için «zafer veya hiç» mi demeliyiz? Zafer yalnız bir savaş kazanmak mıdır? […]

Continue reading »

İdeal İnsan ve Hizmet – İHTİŞAMLI VE MAHZUN DEVİRLERİN FARKI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi On dört asırlık İslâm tarihinin ihtişamlı devirleri vardır. Bir Hulefâ-i Râşidîn devri, bir Ömer bin Abdülaziz devri, Endülüs’ün ilk 250 senesi, Osmanlı’nın ilk üç asrı böyle şanlı, haşmetli devirlerdir. Temelinde ise iki mühim husus vardır: Yetişmiş ideal insanlar ve hizmet… O devirlerde insan yetiştirme meselesi ve hizmet hiçbir zaman ihmal edilmemiştir. Birçok vakıflar kurulmuş, […]

Continue reading »

Vasiyet ve Hikmetler – MUHYİDDÎN-İ ARABÎ’DEN VASİYETLER

Muhammed YETİM – Dr. Âdem AKIN Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri, öncelikle Kur’ân ve sünnetten süzdüğü bilgilerin, sonra da kendisinden önce yaşayan ulemâ ve evliyânın eserlerinin ve başta Fütûhât-ı Mekkiyye’si olmak üzere bütün kendi kitaplarının özünü 201 vasiyette toplamıştır. VASİYET 17-B Allah Teâlâ kulları üzerine günahı ancak istiğfar etmelerine karşılık mağfiret buyurmak ve tevbelerine karşılık bu tevbeleri kabul etmek için takdir eder. […]

Continue reading »
1 927 928 929 930 931 1.002