Zamana Sığmayan Sözler

İbrahim Hakkı UZUN Sözlerin en güzeli Kur’ân-ı Kerim’de Cenâb-ı Hak; “Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.” (Zâriyât, 55) buyurarak hikmetli sözün, insanı daima olgunlaştırmaya medâr olduğunu vurgulamaktadır. Yani ey Peygamber! Sözlerin, söz okyanusunda yüzen o insanların canlarına gıda ve ruhlarına şifadır. Sen o mübarek gönülden, daima insanları Allâh’a götürecek sözler sun. Sen, merhamet menbaısın. Çünkü o […]

Continue reading »

Aynadan Yansımalar

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Dışımı dürüstçe gösteren ayna gibi bir de içimi gösteren bir ayna olsaydı… Böyle bir ayna olsaydı, çekinmeden bakabilir miydim «gözlerimin içine…» Korkularımı, zayıflıklarımı, komplekslerimi sahte bir özgüvenle örttüğüm sosyal maskem düşse; içimdeki gerçek ben; sûretlense ve görünse… Hiç kuşkusuz ben de ne zaman dışımdaki kargaşadan sıyrılıp içime yönelsem; «gammaz can aynamda» görüyorum gerçek yansımamı. Çünkü kendimi […]

Continue reading »

Fenâ-fi’llâh ve Fenâ-fi’ş-şeyh

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Bilindiği gibi, tasavvuf; İslâm’ın özüne nüfuz amacıyla, bu inancın temel ve değişmezlerine dayanarak nefsi arıtıp, ahlâkı güzelleştirerek dini yaşamak ve bu şekilde Allâh’a ulaşmak bilgisi veya yaklaşımıdır… Tasavvuf; bir bakıma ruhta bedeni, bedende rûhu eriten, yok olmakla varlığını arıtan, dünya ile ukbâyı iç içe, hayat ile ölümü birlikte yaşamak gibi engin duygular manzûmesidir… Nurettin TOPÇU’ya göre tasavvuf; […]

Continue reading »

ROPÖRTAJ – Şerbet Şişesiyle İlâç İçirmek

Dr. Sâfi ARPAGUŞ Kimdir? 1967 yılında Amasya-Gümüşhacıköy’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada yaptı. 1990 yılında Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılında Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak akademik hayata başladı. 1994 yılında Aziz Mahmud Hüdâyî’nin «Nasâyıh ve Mevâiz» isimli eseri üzerine yapmış olduğu çalışma ile yüksek lisansını; 2001 yılında «Mevlânâ’nın Dîni Anlatım Metodu» […]

Continue reading »

Kurtar Beni Oğlum!

Ali Rıza BUL Yurtdışında çalışan bir gurbetçimiz, oğlunu İstanbul’a getirmişti. Yaban ellerde kayıp gitmesinden korktuğu oğluna millî-dinî şuur kazandırmak için, onu bir eğitim müessesesine emanet etmeye karar vermişti. Veda ederken; çocuğuna, nasıl bir sorumluluk üstlendiğini şu cümleyle özetleyiverdi: «–Oğlum, beni cehennem azabından kurtar!» Aslında şuurlu baba; “Ey îman edenler! Kendilerinizi ve ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan o müthiş ateşten koruyun.” […]

Continue reading »

Hem Zor, Hem Kolay

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Mutlaka kestane ağacı görmüşsünüzdür. Görmüşseniz, üzerindeki dikenli kestanesini de bilirsiniz. Henüz dalındaki kestane sadece bir kirpidir. Dikenli duvarlar içindedir. Elle tutmaya gelmez. Avucunuzu kan revan eder. Erbabı; Onu dalından uygun bir sırıkla toprağa silkeler. Sonra kirpisinin ağız kısmını bir nesne ile açtırarak dikenlerin içinden çıkarır. Güzel güzel taneleri artık elinize alabilirsiniz. Fakat o hâlde yiyemezsiniz. Serttir. […]

Continue reading »

Tecellî Sırrı…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İslâmiyet’te, onun rakik boyutu olan tasavvufta ve bu iki harç ile yoğrulmuş olan edebiyatımızda Hakk’ın mâsivâ ile alâkasını ifade için çok elverişli bir kavram kullanılır: Tecellî… Tecellî; zuhur etmek, ortaya çıkmak, hafî (gizli) iken, celî (açık) hâle gelmek temel mânâlarına gelir. Allah Teâlâ hem Zâhir’dir hem Bâtın. Nur Sûresi’ne ismini veren âyet-i kerîmede Allah Teâlâ kendini […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 7 (Manzum Tarihî Tiyatro)

Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] YEDİNCİ SAHNE (Yıl 475/1082. Mûtemid nedimleriyle saz ve söz meclisindedir.) Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Zeydun, Kumandan Halef bin Necah, Kumandan İbn-i Martin, teşrifatçı, ulak, Şehzade Yezid. Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye […]

Continue reading »

Söz Üzerine

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr Yuhanna İncili’nin ilk cümlesi şöyle başlar: “Önce söz vardı…” İslâm inancında da söz, diğer yaratılmışlara takaddüm eder. Çünkü kâinat Allâh’ın «Kün!: Ol!» emri ile vücut bulmuştur. Dolayısıyla söz çok önemlidir, hattâ şairler onda diriltici bir güç görmüşlerdir. Sâmî’nin ifadesiyle söz olmasa kâinat ortaya çıkmazdı: Sözdür olan ârâyiş-i mecmû‘a-i cûd Sözden düzülür dü-mısra-ı bûd u nebûd […]

Continue reading »

Yağmur Duası

Ayla AĞABEGÜM Ben geldim geleli açmadı gökler, Ya ben bulutları anlamıyorum, Ya bulutlar benden bir şeyler bekler, Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum, Ben geldim geleli açmadı gökler. Sezai KARAKOÇ’un «Yağmur Duası» şiirini okurken ben de çocukluğumu hatırlamıştım. Çocukluğumda yağmur duası ile ilgili hâtıralar dinlemiştim. Folklor araştırmacısı, Sabri KOZ’un «Yağmur Duası» kitabında, Sezai KARAKOÇ; “Babamın çocukluk hâtıralarından biri de yağmur […]

Continue reading »
1 919 920 921 922 923 1.015