HASRET

Basri DOĞAN basridogan@hotmail.com       Yağmura çevirir küçük damlayı, Gönlüme derdimi diyemiyorum. Bırakıp kaçmaktır işin kolayı, Verdiğim sözlerden cayamıyorum.   Dönüşür kavrulan çöle, bozkıra, Dilimden tek hece düşmez satıra, Uçuşur cümleler, gelmez hatıra; Mânâyı kalıba koyamıyorum.   Rûhumda açılan derin vadide, Üstüme yıkıldı usûl, kaide, Utancım çoğaldı yolda gitgide; Sevdanın ritmine uyamıyorum.   Son bulur, aklıma çizilen sınır, Bir […]

Continue reading »

GÖZLERİMİZ YAŞ DOLU, BOYNUMUZ BÜKÜK KALDI

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com     Dökülse deryâ bulanır, benim gamım ve elemim, Onu nasıl vasfeylesin; âciz, günahkâr kalemim?   Rabbim ne güzel yaratmış; o sûreti, o sîreti! Nebî’nin kılıncı gibi, keskin idi basîreti.   Görmemiştim bir beşerde öyle sîmâ, öyle bakış, Harap olan gönüllerdi, işliyordu nakış nakış.   Allâh’a vuslat yolunda âh u enîni dinmemiş, Ömür boyu, hiç kimseyi incitmemiş, […]

Continue reading »

NİL MAVİSİ UMUTLAR

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com       -Umudunu kaybedenlere-   Acının enkazında sükûta bürünerek, Geçmişten geleceğe karanlık taşınır mı? Hicran yangınına bir ömür dayanmaz yürek, Zemherî soğuğunda hüzünle yaşanır mı?   Can yakar, kalp kanatır, ayrılığın ağusu, Hasretin kıyısında hâtıralar med cezir. Kuşluk vakti dağılır aynaların buğusu, Gün gelir neşelenir, bugün ağlayan şehir.   Asma bahçelerinden yayılır kuş sesleri, Kara toprak […]

Continue reading »

İBÂDETLERİN RÛHÂNİYETİ

Osman Nûri TOPBAŞ İBÂDETLE GEÇEN ÖMÜR Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- naklediyor: “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sağlığında Kudâa Kabîlesi’nin Beliyy boyuna mensup iki zât, birlikte İslâm’a girmişlerdi. Bunların birisi şehid düşmüş, diğeri de bir sene daha yaşayıp öyle vefât etmişti.  Talha bin Ubeydullah -radıyallâhu anh-; «–Rüyamda; bir sene sonra vefât eden şahsın, şehid düşenden daha önce cennete girdiğini gördüm ve hayret ettim.» dedi. Sabah olunca […]

Continue reading »

MÎRACDAN KALAN HÂTIRALAR

Osman Nûri TOPBAŞ   ÖYLE SIKINTILAR Kİ…    Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:   “O gece (mîrac gecesinde) Abdurrahmân bin Avf’ı gördüm. Cennete, oturduğu yerde emekleyerek giriyordu. Ona dedim ki:   «–Niçin bu kadar ağır geliyorsun?»   Dedi ki:   «–Yâ Rasûlâllah! Malımın hesabı dolayısıyla, çocukları bile ihtiyarlatacak kadar ağır sıkıntılar geçirdim. Öyle ki, bir daha sizi göremeyeceğimi […]

Continue reading »

Aziz Bir Dost, Asil Bir Mü’min; MAHMUT DOKUMACI

Osman Nûri TOPBAŞ       İnsanlar vardır; daha yaşarken mâzî olmuşlardır.   İnsanlar vardır; yaptıkları gönüllere hayat bahşeden hayır-hasenatları ve sadaka-i câriyeleriyle vefatlarından sonra dahî dipdiridirler. Üzerlerinden ne kadar zaman geçerse geçsin onlar, asla mâzî olmazlar. Gönüllerde dâimâ rahmetle yâd edilirler.   Onlar;   Hak dostlarının ardınca yürümüş ve onların bereketli ahlâkından feyz alarak Allâh’a râm olmuş bahtiyarlardır.   […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -36- İNÂYET-İ RABBÂNİYYE

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) TEFVİZİ SARSMADAN… Ahmed Zerrûk Hazretleri, 48’inci kaidede, hulâsa olarak;  “Nasslarda gerek ulûhiyet ile gerek nübüvvet ile alâkalı akāid mevzularında; muhâl (imkânsız) olanı reddettikten sonra, müşkil olan hususları tefviz (Allâh’a havâle) etmek sûfîlerin yoludur.” […]

Continue reading »

NASIL İHYÂ OLURUZ?

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    VARLIK SEBEBİMİZ   Cenâb-ı Allah bizi niçin yarattığını beyan sadedinde şöyle buyuruyor:   “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56)   Yani bizim yeryüzünde bulunma maksadımız Allâh’a kulluktur.    Allâh’a kulluğun nasıl yapılacağını gösteren ve öğreten ilim adına da fıkıh diyoruz.    Tarihimizin önemli sîmâlarından biri İmâm-ı Gazâlî’dir. Onun çok önemli bir eseri var. […]

Continue reading »

SIRÂT-I MÜSTAKÎM

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com   BİR HADİS:   عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :    لَا يَسْتَق۪يمُ إ۪يمَانُ عَبْدٍ حَتّٰى يَسْتَق۪يمَ قَلْبُهُ ، وَلَا يَسْتَق۪يمُ قَلْبُهُ حَتّٰى يَسْتَق۪يمَ لِسَانُهُ   Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-’tan nakledildiğine göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:    “Kalbi dürüst olmadıkça, kulun îmânı doğru […]

Continue reading »

Gönüllerin Yönelimi KIBLE MESELESİ -2-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr    Bundan önceki yazımızda, kıblenin değişikliği ile ilgili genel malûmat vermiş ve yüce Allâh’ın emri ile bu değişikliği kısaca anlatmıştık. Aynı konuya devam ediyoruz…   وَلَئِنْ اَتَيْتَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ اٰيَةٍ مَا تَبِعُوا قِبْلَتَكَۚ وَمَٓا اَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْۚ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ اِنَّكَ اِذًا لَمِنَ الظَّالِم۪ينَۢ ۝١٤٥   “Andolsun ki (ey Rasûlüm!) Sen, […]

Continue reading »
1 83 84 85 86 87 1.032