NİL MAVİSİ UMUTLAR

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com

 

 

 

-Umudunu kaybedenlere-

 

Acının enkazında sükûta bürünerek,

Geçmişten geleceğe karanlık taşınır mı?

Hicran yangınına bir ömür dayanmaz yürek,

Zemherî soğuğunda hüzünle yaşanır mı?

 

Can yakar, kalp kanatır, ayrılığın ağusu,

Hasretin kıyısında hâtıralar med cezir.

Kuşluk vakti dağılır aynaların buğusu,

Gün gelir neşelenir, bugün ağlayan şehir.

 

Asma bahçelerinden yayılır kuş sesleri,

Kara toprak süslenir, renkler yağar kırlara.

Karanfiller sevgiyle sararken nergisleri,

Gönlüne güneş doğar, kapanır derin yara.

 

En içli duâlarla Arş’a çıkan çığlığın,

Sıcacık tebessümün ikliminde kaybolur.

Gözlerden çağlayanlar akıtan yalnızlığın,

Sevdanın erguvânî mevsiminde son bulur.

 

Sahrânın yüreğinde gülistan filizlenir,

Güllerin gamzesine, seherler şebnem döker.

Kâbus dolu uykular, ipek düşle sözlenir,

Gecenin hükmü biter, özlenen şafak söker.

 

Bir kumsalda yürürken mehtabın ışığında,

Yağmur, o saçlarına nazlı nazlı çiseler.

Mutluluğun peşinde, hayaller kayığında,

Solgun yanaklarına konar ılık bûseler.

 

Kar taneleri saklar, nice coşkun ırmağı,

Nağmeler dalga dalga âsumâna yükselir.

Bir Ankā kanadından süzülür gök kuşağı,

Zamanın terkisinde muştular çıkar gelir.

 

Her baharda çiçekler açılır gonca gonca,

Mor dağlara taç olur, kar beyazı bulutlar.

Akşamdan sabaha dek yıldızlar sayısınca,

Ufukta kümelenir Nil mavisi umutlar.