NAR

Dr. Ahmed Adnan Yâsîn Za‘bî
Trc. Muhammed Halil Nâşid ve İhtisas Talebeleri
Kontrol ve Notlar: Dr. Abdurrahman SARMIŞ

 

BİTKİ HAKKINDA

 

Nar; mersingiller familyasına ait, altı metre yüksekliğe ulaşan, uçlarında dikenli sarkık dalları bulunan bir meyve ağacıdır. Dalları ve yaprakları kırmızı renkte olma eğilimindedir. Çiçekleri açık kırmızı renkli ve güzel görünümlüdür. Meyvesi küre şeklindedir ve taçlıdır. Meyvenin kabuğu derimsi bir dokuya sahiptir ve çoğunlukla koyu kırmızı olmakta birlikte bazen beyazımsı da olabilen birçok tohum içermektedir.

 

KUR’ÂN-I KERİM’DE NAR

 

Nar, Kur’ân-ı Kerim’de üç yerde geçer. Böylece kıymeti, ehemmiyeti, sağlığa faydası ve besleyici lezzetine işaret edilmiş olur. İkisi dünya nimeti, biri de cennet nimeti olarak Kur’ân’da nardan bahsedilen yerler şunlardır:

 

“Hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar; üzüm bağları, bir kısmı birbirine benzeyen, bir kısmı da benzemeyen zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik. Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman her birinin meyvesine bakın! 

 

Şüphesiz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.” (el-En‘âm, 99)

 

“Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, mahsulleri çeşit çeşit, hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. 

 

Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin! Devşirilip toplandığı gün de hakkını (öşür ve sadakasını) verin! 

 

Fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (el-En‘âm, 141)

 

“(O cennetlerin) ikisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır.” (er-Rahmân, 68)

 

Kurtubî âyeti şöyle tefsir etmiştir:

 

“Âyet-i kerîmede meyve denmesine rağmen, tekrar hurma ve narın zikredilmesi bu meyvelerin ehemmiyetini göstermek içindir.” (Kurtubî, el-Câmî, XVII, 185)

 

Arap edebiyatında bir şeyi umûmî olarak zikredip ardından onu husûsî olarak tekrar zikretmek, zikredilen şeyin fazîletini ifade etmek içindir. (Lisânü’l-Arab, Rummân)

 

HADİSLERDE NAR

 

Nar, Sünnet-i Nebevî’de birçok yerde zikredilmiştir. Bunlardan bazıları: 

 

Râbia bint-i İyâz el-Kilâbiye şöyle demiştir: 

 

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’ın şöyle buyurduğunu işittim:

 

«Narı zarı ile yiyin. Çünkü o mideyi temizler.»” (Ahmed, XXXVIII, 273)

 

Narın zikri bir hadiste de kıyâmet öncesi dünyadaki bereketin çekilmesi ve sonra geri gelmesi hususunda geçmiştir. Kıyâmet alâmetlerinin zikredildiği uzun hadiste şöyle anlatılır:

 

“(Ye’cüc ve Me’cüc’ün yeryüzünden temizlenmesinden sonra); 

 

O gün dünyaya şöyle seslenilir:

 

«…Bitkileri yetiştir ve bereketini geri getir!» 

 

Artık o gün (on ile kırk kişi arasındaki) bir cemaat, bir tek nar meyvesinden yerler ve o nar kabuğunun çanağı ile de gölgelenirler.” (Müslim, Fiten, 20)

 

Nar başka hadislerde benzetme unsuru olarak geçmiştir: 

 

Peygamber Efendimiz bir gün evinden çıktı ve kader hakkında konuşan bir topluluğa rastladı. Öfkesinden yüzü nar tanesi gibi kıpkırmızı oldu…” (Ahmed, XI, 250)

 

Halk arasında dolaşan ve narın cennetten geldiğini ifade eden rivâyetler ise uydurmadır. (Bkz. Süyûtî, el-Leâli’l-Masnûa fi’l-Ehâdîsi’l-Mevdûa, II, 177)

 

KADÎM ECZAHÂNE ANLAYIŞINDA NAR

 

Nar meyvesi, kadîm eczacılıkta tedavide kullanılmıştır. Kadîm medeniyetler, onu tanımış ve kür olarak kullanmıştır. Hint beslenme ve sağlık sistemi olan «ayurveda» da bunlardandır. Çünkü narın, sağlıklı beslenme değerine sahip olduğu ve birçok hastalık ve ağrıya iyi geldiği biliniyordu. 

 

İbn-i Baytâr diyor ki:

 

“Bal ile karıştırılan nar taneleri, nezle ve kulak ağrısına iyi gelir. Suyunun içilmesi ise mide iltihabına ve ateşe iyi gelir. Nar çiçeği, diş etlerini sıkılaştırır ve yaraları çabuk iyileştirir. Çiçekleri kaynatılıp gargara yapıldığında, diş eti kanamasını keser ve oynayan dişlere iyi gelir. Nar suyu, bakır tencerede koyulaşıncaya kadar pişirilip sürme olarak kullanılırsa, göz kaşıntısını giderir ve görme keskinliğini artırır. Nar kabuğu, kaynatılırsa ve kadınlar içinde oturursa, kanamayı azaltır.”

 

Narın faydaları hakkında Tıbb-ı Nebevî kitaplarında bahisler geçmektedir. İbn-i Kayyım el-Cevziyye diyor ki:

 

“Nar, mide için çok iyidir ve onu kuvvetlendirir. Boğaza, göğüse ve akciğere faydalıdır, öksürüğe iyi gelir. Suyu, karnı yumuşatır. Ekşisi; soğuk ve kuru olup, iltihaplı mideye fayda sağlar, ishali keser, kusmayı önler, karaciğer hararetini alır, organları kuvvetlendirir, kalp ve mide ağzında görülen ağrılara iyi gelir. Mideyi kuvvetlendirir. Nar suyu, kabuğuyla beraber çıkarılıp biraz balla merhem kıvamına gelinceye kadar kaynatılarak göze sürme çekilirse, gözün sarılığını keser ve yoğun nemden arındırır.

 

NARDAKİ EN ÖNEMLİ KİMYEVÎ MADDELER

 

Nar, oldukça etkili kimyevî elementler ve bileşikler içerir. Bunlardan en önemlileri, büzücü bir madde olan tannik asit ve mannitol şekeridir. Narın kabuğu ise tanen, mum (%8,0), ağaç yağı (%8,1; %5,4) mannitol içerir. 

 

Ayrıca polifenoller, flavonoidler, antosiyanidinler, tanenler, pektinik, protopektin gibi organik asitler içerir. Narda bulunan fitokimyevîlerin ana sınıfı polifenollerdir. Nar suyunda bulunan flavonoidler, kalıcı ve biyolojik olarak parçalanabilen yoğunlaştırılmış tannik içerir. Antioksidanlarla etkileşimi ve faaliyeti % 92 oranındadır. Muhtevâsındaki ellagik asidin de sağlık açısından ehemmiyeti büyüktür. 

 

NAR BİTKİSİNİN MODERN ECZAHÂNEDE TESİRİ

 

İlmî araştırmaların ve lâboratuvar analiz biliminin gelişmesiyle birlikte; nar meyvesi, bilim adamlarının deney ve analizlerinde büyük ilgi görmüş ve sadece ilmî tıp dergilerinde 190’dan fazla araştırmaya konu olmuştur. Bu durum, nar meyvesinin gıdâ değerinin yüksek olması, hastalıklara şifâ olmasının yanı sıra, kişinin beslenmesinde ihtiyaç duyduğu birçok kimyevî bileşimi ihtivâ ettiğinin bir göstergesidir. Bilim adamları ve araştırmacılar; nar çekirdeklerinin, kabuğunun, çiçeğinin, sapının ve köklerinin vücut üzerinde sıhhî etkileri olan birçok fonksiyonel bileşik içerdiğini ortaya koydular. 

 

NARIN FAYDALARININ BAZILARI ŞÖYLEDİR

 

Kalp kasını, sinir sistemini ve kasların kasılmasını güçlendiren potasyum maddesini içermesi sebebiyle, yüksek tansiyonu düşürür ve damarları genişletir.1 

 

Kabızlığı azalttığı ve atıkların geçişini hızlandırdığı için, bağırsak hastalığına ve kolon kanserine maruz kalma riskini azaltır. 

 

Oksidasyonu önleme, kanser ve tıkanmış damarlar gibi birçok ciddî hastalığın gelişiminde en önemli rolü oynayan serbest radikallere karşı direnme özelliğine sahip ve sağlığa yararlı etkileri olan birçok tabiî bitki bileşiği içerir.2 

 

Yaşlılıkla mücadele eden polifenoller içerir. Son araştırmalara göre; gelenekli Çin tıbbının, nar meyvesinin köklerinden, ağaç kabuğundan ve suyundan müstahzarlar kullandığı tespit edilmiştir. Özellikle meyvenin kuru kabuğu; alkali kan, hemoroid, ishal, kurtçuk ve mikrop yuvası enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılır. 

 

Nar kabukları; antiviral, antioksidan ve ishal önleyici olarak kabul görmektedir. 

 

Kabuklarından özellikle deri tabaklamada ve kına ile boyamada renk sabitlemek için de istifade edilir. 

 

ÎKAZLAR

 

Yüksek dozda alınmamalıdır. Kalp ritmini bozabilir.

 

Tansiyonu düşük seyreden kişilere, nar meyvesinin saf suyunu içmeleri tavsiye edilmez.

 

Ameliyatlardan önce iki hafta kullanılmaması tavsiye edilir.

 

_______________________________

 

Aviram, M., Dornfeld, L., Rosenblat, M., Volkova, N., Kaplan, M., Coleman, R., … & Fuhrman, B. (2000). Pomegranate juice consumption reduces oxidative stress, atherogenic modifications to LDL, and platelet aggregation: studies in humans and in atherosclerotic apolipoprotein E-deficient mice. The American journal of clinical nutrition, 71(5), 1062-1076.

 

Chidambara Murthy, Kotamballi N., Guddadarangavvahally K. Jayaprakasha, and Ravendra P. Singh. “Studies on antioxidant activity of pomegranate (Punica granatum) peel extract using in vivo models.” Journal of Agricultural and Food Chemistry 50.17 (2002): 4791-4795.

 

Türkiye İlâç ve Tıbbî Cihaz Kurumu, https://titck.gov.tr/storage/Archive/2022/dynamicModulesAttachment/PunicagranatumL.3540d1c882b24adda011fca731dd5fe3_2f69395c-ac05-40f4-a618-0ef934e1ecd4.pdf