LEYLE-İ KADİR

Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com

 

 

Ol Muhammed Mustafâ’ya, Kur’ân indi bu gece.

Mazlumların gözlerinde, yaşı dindi bu gece.

 

Putperestlerin putları, yıkıldı birer birer,

Mecûsîlerin ateşi, derhâl söndü bu gece.

 

Gönülleri ak pak eden, Kelâm-ı Kadîm ile,

Yeryüzünün gördüğü, en güzel gündü bu gece.

 

Gündüzler yuttu geceyi, karanlıktan eser yok,

Aydınlandı âsuman, arz nûra döndü bu gece.

 

Bin aydan daha hayırlı bir geceyi ihyâya,

Güvercinler, en nâzenin dala kondu bu gece.

 

İslâm güneşi parladı; cenup, şimal, şark u garp,

Hayran kaldı ışığına, anı andı bu gece.

 

Zikre daldı gökte yıldız, güneş ayla beraber,

Secdeye vardı kâinat, Kâbe yöndü bu gece.

 

Övülmüş Leyle-i Kadir sırrına mâtufların,

Nasipdârın kalbi, gönlü, evi şendi bu gece.

 

Nicedir dil-i hâl ile neme hasret nebâtat,

Çatlamış çorak topraklar, suya kandı bu gece.

 

Dağlar-taşlar yeşillendi, bâtıl târumâr oldu,

İtilmiş kakılmış nice câna, candı bu gece.

 

Âyet âyet, sûre sûre Peygamber’in diliyle,

Bu geceyi zikredene, gül adandı bu gece.

 

Tefekkürle, tesbihatla geceyi ihyâ eden,

Mü’minlerin hayatında; şeref, şandı bu gece.

 

Rasûlullah huzûrunda, tövbe-istiğfâr edip,

Şahâdetle tanışana, bir amandı bu gece.

 

Karşılığını Allah’tan bekleyerek yapılan,

İbâdetin mükâfâtı bire bindi bu gece.

 

Boynuzsuz koyunun hakkı, boynuzluda çokça var,

Alır bu hakkı mîzanda, diyen dindi bu gece.

 

Canlı cansız tüm mahlûkat «Allâhu Ekber!» dedi,

Kırıldı zulmün pençesi, kanı dondu bu gece.