İNSANLIĞIN YÜZ KARASI…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) 

 

Bir ülke var; dokunulmaz, şımartılan, küstah!

Sürekli katlanan açgözlülük, vahim iştah!

Görünce şerrini, herkes diyor: «Bu bir tehdit!»

Hazırda yaftası mevcut: «Tutun, bu antisemit!»

Gözünde başka kavimler, birer küçük yaratık,

Bu ırk özel yaratılmış, kalanlarıysa atık!

Bu kavme tanrıdır ancak, gazaplı Rab Yehova,

Kalan bütün beşeriyyet demek ki aldı hava!1

 

Bu din değil; şovenizmin, cehâletin özüdür,

Bu din değil, siyonizmin yalan dolan sözüdür!

Bu anlayışla çocuklar, basitçe öldürülür,

Bu anlayışla kadın, hasta, ihtiyar sürülür.

 

Sen ey, vasıfları şeytanla hayvanın arası!..

Sen ey, bütün beşeriyyet içinde yüz karası!

Seninki din değil örgütlü suç teşekkülüdür!

Telef edilmene engel, kimin tahammülüdür?!.

 

Tutar, Cemiyyet-i Akvam karar alır ve susar,

Gelir Sam Amcasının îtirâzı orda pusar! 

Ezik büzük kara vicdanda çiğnenir şu sakız:

«Orantısız gücü kullandığın için kınarız!..»

Bütün demokrasi, insan hukûku martavalı,

Çalarsa sâdece mağdûr için çalar kavalı! 

Irak’ta yok yere işgāl için sebep mâlûm! 

Çıfıt elindeki fosfor silâhı? Hep mâsûm!

 

Sen ey, büyük bir adamdan kalan uyuz zibidi!

Nebî diliyle de lânetlenen kuduz Yahudi!2

Övünme «Tevrat’a nâil kavim benim.» diyerek,

Vurunca sırtına nîçin götürmesin ki eşek?3

Asıl önemli olan; kalbe indirip o sözü,

Yudum yudum içerek gönle işlemektir özü.

Seninse ey koca merkep, ihânetin ne büyük!

Değiştirip duruyorsun, ağır gelince o yük!4

 

Boğazlamış Firavun hânedânı dün soyunu,

Bugün Filistin’e yaptıkların, onun oyunu…

Nasıl çıkıldı Mısır’dan, nasıl yarıldı deniz?

Neden bugün Firavun’dan beter zulümdesiniz?5

Ne derdi Hazret-i Mûsâ bu fitnebazlığına,

«Ölün!» mü der; «Çöle sürgün!» mü der yobazlığına?!.6

Ki sen savaşmayı sevmez, zavallı bir korkak,7

Biraz hatırlatayım, dinleyip de geçmişe bak:

 

Yağardı yerlere nîmet, inerdi bıldırcın,

Soğan-sarımsağa düşmüş tamah senin harcın!

«İnin şu şehre cihâd eyleyin!» denildi size,

«Hem ordadır yiyecekler, çeşit çeşit sebze!»8

Fakat oturmayı seçtin o gün, savaş yerine,9

Senin gücün yeter ancak şehid yetimlerine!

Modern silahların ardında sen de Câlut’sun!

Soyun sopunla övünmekle sanma Tâlut’sun!10

Düşün bütün beşer, Âdem Nebî’nin evlâdı!

Fakat bir olmadı Hâbil’le Kābil’in yâdı! 

Cenâb-ı Hak seni seçmişti kaç nebî vererek;11

Teşekkür etmeye kalktın nebîler öldürerek!12

Gelince Hazret-i Îsâ; inanmadın, kaçtın,

Yazık o Rehber’e, herkesten önce muhtaçtın!13

Bütün nebîleriniz sözler aldı sizlerden,

“Gelince bir Yeni Mûsâ, Faran denen yerden;

Gecikmeden hemen îmân edin ve destek olun!”14

Muâvenet edecekken ihânet etti kolun!

Ağır vebâlin ağır! Çünkü bilgiliydin sen,

Kitapla, dinle, nübüvvetle ilgiliydin sen!15

 

Bahîra, Hazret-i Peygamberim için, ne dedi?

«Götürmeyin Şam’a, anlar ve öldürür Yahudi!»

Alıştılar Zekeriyyâ Nebî’yi katlederek!

Hüküm: «Nebî, soyumuzdan değilse katli gerek!»

 

Dalâletin bine katlandı bak geçen her asır,

Azâba, kahra alıştın, suratta tuttu nasır!16

Fırat ve Dicle’de sönmez bu ihtirâs ateşin!

Yılan hasette ve akrep, nifakçılıkta eşin!

Bakışlarında, çakaldan beter parıldama var!

Boğazlarında köpekten beter hırıldama var!

Habis domuzluğun, ispâtı burnunun şu kiri!

Nefis elindeki maymun ve şahsiyet fakiri!17

 

Günâha saplanışından şikâyet etmedeyim,

Değilse ben niye bir ırkı böyle ta‘n edeyim?

Günün Yusufları Şeyh Ahmed’in yetimleridir!

Hasetçiler ise, İsrâil’in şu timleridir!

O gün biraz daha insafla, attılar kuyuya,

Fakat Hudâ götürüp koydu bir güzel saraya!

Bugünse evleri bizzat çevirdiniz mezara!

Kalırsa sağ, gider organlarıyla şer pazara! 

 

Elektrik suyu kesmek, vakâ-yı âdiyedir,

Bu bed muâmele, gitsin bu yerliler diyedir!

Dağıldı yüz bini aşkın çeşitli ülkelere,

Süründürenleri sürsün, Hudâ ateşli yere!

İlâçsız, aşsız o mâsum çocukların âhı,

Geçirsin alnına bin kerre lânetullâhı!

 

Bugün Filistin’e yaptıkların nedir, zorba?!.

Çoluk çocuk demeden yağdırış nedir, bomba!

Evangelist avanaklar güvendiğin dağdır!

Bu zâlimâne devir, son azıttığın çağdır!18

Fesat çıkarmada yettin de geçtin engereği!

Sorun ne söyleyecek: “Yurtsuzluğun gereği!”

Cihânı avcuna aldın, senin bütün piyasa,

Bir ahtapot gibi kollar, ya dişlerin; yarasa! 

Fakat gelip yine mâsum Filistin ellerine,

O taş yürekle vurursun, nasırlı ellerine!

Alırsın arkana sermâye devleriyle gücü,

Zavallı halkı yayınlarda gösterirsin, öcü!

 

Neden duvar örüyorsun, ilâhla sen arana?

Nasıl şifâ bulacaksın kapanmayan yarana?

Duvarların ötesinden duyulmayınca figan,

Rahat mı etti o nefsin de sustu kör vicdan?

Betonla gizleyebildin mi «son» hakîkatini?

Ölüm aşar, geçemez sandığın barîkatini!

Korur mu hiç, bakalım Sûr’a üflenince yarın,

O güçlü zelzelelerden, güvendiğin duvarın!

Duvarlar ardına düşmenden ibret almalıdır!19

Soyun karantina altında saklı kalmalıdır!

Toparlanın ki hisarlar içinde bir bölüme;

Kolayca gitmeli toptan, soyun sopun ölüme!

Cenâb-ı Hak seni gûyâ yakın, özel görerek,

Bağışlamış sana Nil’den Fırat ve Dicle’ye dek!..

Bu sâde hüsn-i kuruntun, avuntu târihler, 

Kur’an buyurdu ki: “Vâristir, Arz’a sâlihler!”

İnanmıyorsan eğer, aç, Zebur da öyle diyor,

Hakîkatin dili Kur’an, Hudâ sözüyle diyor!20

 

Cenâb-ı Hakk’ın o va‘diyle şenlenirsin de!

O va‘de bağlı vazîfen, sorumluluk nerde?

Hudâ’ya sevgilisin sen! Cihanda hiç sürtme!.. 

Eğer sözünde samîmî isen, buyur ölüme!21

Nasılsa âteşe düşsen, yatarsın, üç gün için(!)22

Nasılsa cenneti halk etti Rabbin, arzun için(!)

Değil ölümle barışmak, hayâta hırs dolusun,

Kovulmuş iblisin, insan içinde sağ kolusun!

Ölüm sıkıntısı, dehşet ve korkusuyla dolan

Bir insanın yücelik iddiâsı küllü yalan!23

 

Kovuldu cedlerin İspanya’dan, sürüldü yine,

Kabûl edildiler Osmanlı’nın şehirlerine. 

Neden bırakmadı ecdat, düşünmüyor değilim!

Fakat ben insanım, insanca iş tutar bu elim!

Safâ sürüp yaşıyordun şehirlerimde rahat,

Utanmıyor ne rezil yüz, ne müptezel şu surat!

Yedir, içir ve barındır, emân içinde yaşat,

Hıyânetiyle teşekkür eder bu pis haşerat!

Geçer şu kargayı, nankörlüğün rezil Yahudi!

Bu minnetin yükü altında hep ezil Yahudi!

 

İkinci harb-i umûmîde soykırım oyunu,

Bu kez de Alman’ı, kırmış senin habis soyunu!

Bu boş hikâyesi, dünyâya, müfterî dedenin;

Sabun olur mu? Necâset, senin o pis bedenin!

Belin bükülmüşe hiç benzemez, demir gibisin!

O Hitler’in de Nazizm’in de gizli sâhibisin!24

Bitince son işi, destekçinin; olur hedefin, 

Birinci darbeyi vurmak olur, senin şerefin!..

Ya kulların ya Hudâ’nın ipiyle kurtuluşun, 

«Cahîm»e toslayacaksın, peşinde Son Kopuş’un!25

Cenâb-ı Hak’la kopardın aranda her bağını,

Yakında sen yakacaksın güvendiğin dağını!

 

Gazapla, kahr ile geçmiş bütün bir ömrünü sen,

Fesatla, kinle yoğurdun, buyur say istersen:

Sen iftirâya nebîlerle başladın, Yahudi!

Kur’an’da her kötü isnâdının gelir reddi.26

Tutar da Hazret-i Hârûn’a putçu dersin sen,

Büyük günahları Dâvûd’a hamledersin sen!

Senin dilinde Süleyman sihirbazın tekidir!27

Senin gözünde Üzeyr, oğludur; ilâh ikidir!28

Mücevherattan ibâretti taptığın buzağı!

Geçirdi boynuna Kahhâr o kurduğun tuzağı!29

Senin birinci işin söyle neydi pis tefeci?!.

Varınca mahşere fâizle âkıbet ne feci!

Merâk eden koca târîhi gözlesin ve desin:

Silah, kadın, köle tüccarlığında zirvedesin!

Ne yanda bir kötülük, bir fesatçılık varsa,

Araştırın kime gitmektedir esas parsa?

Sapık, muzır cereyanlar, yalancı felsefeler,

Freud’u, Darwin’i, pislikle hep dolan küfeler!

Yalancı medya ve ahlâkı mahveden Holivut,

Ve hepsi, Hak yola mânî olan birer koca put!

Hedef, günahları hep yükleyip senin küfene,

Sövüp de bir daha geçmek değil bozuk düzene.

Hedef, senin kötülüklerde öncülük rolünü,

Cihâna gösterip, anlatmak attığın golünü…

 

Şu müslüman geçinen kitle bir tükürse bile,

Boğardı fitneni, tûfan misâli güçlü sele.

Fakat cesâretimiz yok, inancımızsa zayıf,

Girince tefrika, ümmet bu hâle düştü, hayıf!

Senin şu vurduğun aslā acıtmıyor canımı!

Asıl uyandırıyor, her vuruş asil kanımı!

Hatırlarım şu rezâletlerinle Kaynuka’yı,

İhânetiyle Nadîr nasıl yutar zokayı!30 

Ne hâle düştü o küstah, zehir kusan Hayber!

Senin de kahrına me’mur gelir birer Haydar!

 

Kıyâmetin sayılan bir büyük alâmetisin!31

Helâk olunca bütün âlemin selâmetisin!

Düşün, neden seni destekliyor Mesîhîler?

Senin Filistin’e dönmenle nîçin ilgililer?

Belânı bulmaya koştur, çeşitli hîle çevir!

Senin helâkini izler, güzel ve mutlu devir,

Örüp çorapları kendin o pis domuz başına!

«Kaşındı hergele!» yazdır, mezârının taşına! 

 

Muzaffer eyle İlâhî, bugün de Dâvûd’u…

Şu zâlim ırka mezâr eyle Arz-ı Mev‘ûd’u!..

 

Bkz. el-Mâide, 18.  –  Bkz. el-Mâide, 78.  –  Bkz. el-Cum‘a, 5.  –  Bkz. el-Bakara, 79; el-A‘râf, 162.   –  Bkz. www.yuzaki.com/2009/02/zalimlere-tarih-dersleri-i/  –  Bkz. el-Bakara, 54; el-Mâide, 25-26.   –  Bkz. el-Haşr, 13-14.  –   Bkz. el-Bakara, 61.   –  Bkz. el-Mâide, 21-24.  –   10 Bkz. el-Bakara, 246-252. Bkz.
www.yuzaki.com/2009/02/zalimlere-tarih-dersleri-i/ – 11 Bkz. el-Bakara, 47, 122.  –  12 Bkz. el-Mâide, 70.  –  13 Bkz. el-Bakara, 87.   –  14 Bkz. Âl-i İmrân, 81.   –  15 Bkz. el-Bakara, 41.   –  16 Bkz. el-Bakara, 88; en-Nisâ, 155.  –   17 Bkz. el-Bakara, 65; el-Mâide, 60; el-A‘râf, 166.  –  18 Bkz. el-İsrâ, 4-8.  

19 Bkz. el-Haşr, 14.  –  20 Bkz. el-Enbiyâ, 105.  –  21 Bkz. el-Bakara, 94; el-Cum‘a, 6.   –   22 Bkz. el-Bakara, 80; Âl-i İmrân, 24.  –  23 Bkz. el-Bakara, 95; el-Cum‘a, 7.   –  24 Bkz. Roger GARAUDY, İsrail Mitler ve Terör.     25 Bkz. Âl-i İmrân, 112.   –  26 Bkz. en-Neml, 76.  –  27 Bkz. el-Bakara, 102.  –  28 Bkz. et-Tevbe, 30.  –  29 Bkz. Tâhâ, 83-98.  –  30 Bkz. el-Haşr, 2.   –  31 Bkz. el-İsrâ, 4-8; Müslim, Fiten, 82.

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün

Ocak 2009-Ekim 2023