EN ZİRVE FARZ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

 

Mâden gibidir cevher-i insan,

İşlendiği yer, rahle ve kürsü.

Kimden şekil alsın diliyorsan,

Göster ona sen balyozu, örsü.

 

Tezgâhta körükler ile közler,

İlgiyle mülâyimleşir özler,

Çok nâra ısındırdı o yüzler;

Beyhûde mi bey, verdi o bursu?..

 

Mektep, hoca elbette mühimdir,

Lâkin şunun ihmâli vahimdir:

Bak silsilenin en başı kimdir;

Ondan alacak son kişi dersi.

 

Âlemdeki ihyâya bakar kör,

Kudretteki imzâya bakar kör,

Kim Hakk’a ve Kur’ân’a bakar kör;

Câhil biridir görse de Mars’ı.

 

Nîmet çoğalır gör ki utanmaz,

Artar yine nankörlük azalmaz,

İnkârı yayar, altta da kalmaz;

Tek şükrü onun garsona mersi!

 

Her hergelenin mektebi belli,

İffetle savaş, tâlibi belli,

Fıtratla cedel, gālibi belli;

Kim dost edecek, ceylâna parsı?

 

Yangın ebeveynlerde etekler,

İzler bırakır kalpte emekler,

Üç günlük okuldan neyi bekler?

Yetseydi şu yaz câmisi, kursu?..

 

Peygamber’in evlâdıyız aslen,

Âdem Baba’nın nesline bak sen,

Soydan ne gelir, yolda değilsen;

Ahlâkı korur sanmayın irsi.

 

İnsan ne büyük sırr-ı Hudâ’dır,

Elmas gibi işlense sezâdır,

En zirvede bir farzı edâdır;

Tâlî buna göstermeli hırsı.

 

vezni: mef’ûlü / mefâîlü / feûlün