Bağışıklık Sistemimiz -28- TEMİZ HAVA

Uzm. Dr. Abdurrahman SARMIŞ asarmis@gmail.com

 

Sanayi inkılâbı sonrasında muhtelif kimyevî ve zehirli maddeleri solumak zorunda kalan insanoğlu; bazı maddelerin zararlı olduğunun sonradan anlaşılmasıyla bazı önlemler almış olsa da, hâlâ birçok zehirli gazlara maruz kalmaktadır. Bu gazlar özellikle solunum sistemine zararlıdır. Bunun yanında, vücudumuzdaki her sistemle irtibatı bulunan bağışıklık sistemine de zarar vermektedir. Bu ayki makalemizde;

 

“Bu maruziyetin sıhhatimize etkileri ve buna karşı bizler fert olarak neler yapabiliriz, bu zararlardan nasıl korunabiliriz?” konusunu ele alacağız.

 

Hava kirliliğinin tarihine baktığımızda; 

 

•1930 yılında Belçika’da büyük bir sis dalgası görülmüş ve üç günde 60’tan fazla insan ölmüştür. 

 

•1948 yılında ABD’de 7 bin kişi hastalanmış 20 kişi can vermiştir. 

 

•1952’de Londra’da ise yaklaşık 12 bin kişi hava kirliliği yüzünden hayatını kaybetmiştir.1 

 

Bu acı vakalardan sonra, hava kirliliğinin ciddî bir problem olduğu anlaşılmış ve önlemler alınmaya başlanmıştır. Ancak yine de günümüzde hava kirliliği ciddî bir problem olarak devam etmektedir. Günümüzde, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; her yıl yaklaşık 12 milyon insan hava ve su kirliliği, kimyevî maddeye maruziyet ve diğer çevreyle alâkalı âmiller sebebiyle hayatını kaybetmektedir

 

Hava, su ve toprak kirliliğinin yanı sıra sigara dumanına maruziyet demek olan pasif sigara içiciliği, iklim değişikliği, ultraviyole radyasyonuna ve muhtelif kimyevî maddelere maruziyet de dikkat çekmektedir. Bu durumlara bağlı en yüksek ölüm oranları ise, orta ve düşük gelirli ülkelerin bulunduğu; Güney Asya, Afrika ve Batı Pasifik’te görülmektedir. En çok küçük çocuklar ve yaşlılar risk altındadır. Küçük çocuklar solunum yolu enfeksiyonları ve ishal gibi sebeplerle kaybedilirken; yaşlılar daha çok inme, kalp krizi, kanser ve müzmin solunum yolu rahatsızlıklarıyla mücadele etmek zorunda kalmaktadır.2 

 

Hava kirliliğinin bağışıklık sistemi üzerine etkisi için yapılan araştırmalara baktığımızda; 

 

2022 yılında prestijli bir tıp dergisinde yayınlanan bir makalede, vefat eden organ bağışçılarının bedenlerindeki lenf nodları araştırılmıştır. Lenf nodları, bağışıklık sistemi hücrelerinin olgunlaştığı organlardır. Çalışmadaki en önemli sonuçlardan biri olarak; atmosferde bulunan partiküllerin (küçük maddelerin) akciğerle ilişkili lenf nodlarında biriktiği, bağırsaklarla ilişkili lenf nodlarında birikmediği bulunmuştur. Özellikle 40 yaş üzeri bedenlerde daha fazla biriktiği tespit edilmiştir. 

 

Yani hava kirliliğinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisinde 40 yaşın kritik bir sınır olduğu görülmüştür. İlgili kaynak üzerinde, dokuların siyahlığının yaşla birlikte artışı fotoğraflarda görülebilmektedir.3 

 

Bu çalışmadaki sonuca göre; hava kirliliğine uzun süre maruz kalan kişilerin alt solunum yolu enfeksiyonları, zatürre, bronşit gibi rahatsızlıklar açısından daha riskli oldukları söylenebilir.

 

Çin’de yapılan bir araştırmada da, trafikle irtibatlı hava kirliliğine maruziyetin kalp sağlığı ile ilgili birçok genin DNA’sında metilâsyona sebep olduğu görülmüştür. DNA metilâsyonu, alâkalı genin çalışmasının değişmesine sebep olabilecek mutasyonlara yol açabilir.4

 

Yine yapılan bazı araştırmalarda, dizel egzoz gazına az da olsa maruz kalmanın hem sağlıklı hem astımlı kişilerin hava yollarında iltihâbî durumları artırıcı etkilere sebep olduğu görülmüştür. Dizel egzoz gazına maruziyet sonrası kontrol edilen hem sağlıklı, hem de astımlı kişilerde (iltihapta artan) nötrofil ve lenfosit hücreleri bronşlarda artmıştır.5

 

Çalışmaların bu minval üzere devam ettiğini; hava kirliliğinin en başta solunum sistemi olmak üzere, uzun dönem ağır metal birikimi sebebiyle diğer sistemlere de zarar verdiğini görmekteyiz. 

 

PEKİ NELER YAPABİLİRİZ?

 

Fert olarak yapabileceklerimiz kısıtlı olsa da, bazı önlemler bir nebze korunmamıza imkân sağlayabilir. Özellikle müzmin solunum yolu rahatsızlığı olanlar, mümkün mertebe havası temiz olan veya daha az kirli beldelerde ikamet etmelidirler. Yaşadığımız yerin hava kirliliği durumunu ilgili kuruluşlar üzerinden araştırabiliriz. 

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı yetkililerinden bilgi alınabilir. 

 

https://www.havaizleme.gov.tr/ web sitesi üzerinden anlık olarak birçok yerin hava kalitesi görülebilmektedir. 

 

Yaşadığımız yerde çok fazla sayıda fabrika mevcutsa, bu fabrikaların filtre kullanım durumlarını araştırabiliriz. Şayet havası kirli bir bölgede ikamet ediyorsak ve etrafımızda çok fazla kanser, KOAH (müzmin bronşit gibi) ve astım gibi hastalığı olanlar varsa başka bir yere taşınmamız daha hayırlı olabilir. 

 

Trafikte çok fazla hava kirliliğine maruz kalınmaktadır. Yerli arabamızla birlikte; sadece elektrikle çalışan arabaların daha yaygın kullanılması sayesinde birkaç sene içinde trafikteki kirli hava maruziyeti ciddî bir oranda azalacaktır inşâallah. 

 

Ancak şu anda ciddî bir maruziyet olduğu için, mümkün mertebe -zarûret durumları haricinde- özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde araç kullanmamak daha münasip olacaktır. Geçen ayki makalemizde belirttiğimiz gibi; -imkân varsa- bisikleti daha çok kullanmak sıhhat için daha faydalı olacaktır. Tabiî ki kask, dizlik gibi gerekli tedbirleri almak şartıyla…

 

Bir de ne yaparsak yapalım maruziyetten kaçamasak da; yine imkân dâhilinde havası temiz köylerimize, en azından birkaç haftalığına da olsa gidebilirsek ciddî faydalar görebiliriz. Isparta Kızıldağ Millî Parkı’nda yazın iki hafta kalan 23 KOAH ve astım hastasının kışın atak geçirmedikleri, toplam 39 hastanın da büyük oranda fayda gördükleri raporlanmıştır.6 Bu sebeple özellikle kalabalık şehirlerde yaşayanlara; senede en az iki hafta, havası temiz bir beldede ikamet etmelerini tavsiye ederiz. 

 

En mühim tavsiyelerimizden biri de asla sigara içilmemesidir. Zaten birçok sebepten dolayı yeterince kaliteli hava soluyamayan yakınlarımızı, bir de sigara dumanına maruz bırakarak sıhhatlerinin bozulmalarına sebep olmayalım. Şahsen gördüğüm en büyük hatalardan biri de, balkonda veya dışarıda sigara içip çocukların yanına gelinmesidir. Hâlbuki sigara kokusu o kadar ağır bir kokudur ki; kıyafetlere sinmekte, özellikle astım gibi müzmin solunum rahatsızlığı bulunanlarda ciddî tıkanmalara yol açabilmektedir. Bu yüzden sigara içenler; en büyük zararı, en yakınlarına vermektedirler. 

 

Astımlı çocukların yakınları illâ sigara içeceklerse; dışarıda içip, kıyafetlerini değiştirip ve -mümkünse duş alıp- çocuklarının yanına gelmelidir. Sigarayı bırakma konusunda, ciddî bir nefis mücâhedesi ve mânevî destek ile muvaffak olmak mümkündür. 

 

Bir de evimizde muhtelif çiçekler, yeşil bitkiler yetiştirerek, yaşadığımız ortamın havasının bir nebze daha temiz olmasını sağlayabiliriz. Güneş almayan evlerde bu biraz zor olsa da, çiçekleri araştırmak faydalı olacaktır.        

 

Cenâb-ı Hak afiyet ve sıhhat üzere dâim eylesin!.. 

 

_______________

 

https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-hava-kirliliginin-tarihsel-gelisimi-53281.html

 

https://www.healthline.com/health-news/deaths-worldwide-attributed-to-unhealthy-environments

 

Effect of air pollution on the human immune system. Nat Med. 2022 Dec;28(12):2482-2483. 

 

Du X, Jiang Y, Li H, et al. Traffic-related air pollution and genome-wide DNA methylation: A randomized, crossover trial. Sci Total Environ.

 

Holgate ST, Sandström T, Frew AJ, et al. Health effects of acute exposure to air pollution. Part I: Healthy and asthmatic subjects exposed to diesel exhaust. Res Rep Health Eff Inst. 2003;(112):1-67.

 

6 https://hastane.sdu.edu.tr/haber/6024/astim-ve-koah-hastalari-icin-ortak-calisma?AspxAutoDetectCookieSupport=1