EY OĞUL! -2

Kemal AKGÜL kemalakgul1903@gmail.com

 

 

Ben gidersem sana hâtıra kalır,

Sanma bu sözlerim dildedir oğul!

Yazılmayan sözler uçar, yel alır,

Kuru yaprak gibi yeldedir oğul!

 

Oğul! Kaderdeki gelirmiş başa,

Kadere sözümüz olmaz ki hâşâ!

Sıla sıla diye sızlanma boşa,

Belki rızkın gurbet eldedir oğul!

 

Doğmadan bitermiş oğlağın otu,

Rızık, kader sana kapalı kutu,

Dünya nimetleri birer avuntu;

Zannetme zenginlik maldadır oğul!

 

Gelir seni bulur payına düşen,

Bazen üzülürsün, bazen gönül şen,

Gülden ibaret mi sanırsın gülşen;

Gül dikenle aynı daldadır oğul!

 

Şikâyet eylemez kılıcın kını,

Parça parça kesilse de her yanı,

Dikenleri batsa aksa da kanı;

Bülbüllerin gözü güldedir oğul!

 

Uyumsuzluk bulamazsın birinde,

Gördüğün ne varsa yerli yerinde,

Balık uçmaz, kuş yaşamaz derinde;

Kuş havada, balık göldedir oğul!

 

Ömür yolu yokuş, bazen dölektir,

İnsan eler, dünya koca elektir,

Günahlardan hâlî olan melektir;

Sevap da günah da kuldadır oğul!

 

Hatayı bilmemek hatadan beter,

Günah işleyip de övünme yeter,

Yanlış yaptığında nedâmet göster;

Hakikî tövbeler hâldedir oğul!

 

Canı yok, kanı yok, nasıl yorulur?

Güç yetmez ki sanma karşı durulur,

Ne yulara gelir ne gem vurulur;

Zaman atı dâim yoldadır oğul!

 

Oğul! Bu sözlerim artık senindir,

Yetimi, öksüzü kolla, sevindir,

Şefkat kanadını üstüne indir;

Belâ yağmuruna duldadır oğul!

 

Akgül’ün öğüdü olmasın heder,

İki melek vardır hep seni güder,

Tüm ameli bir deftere kaydeder;

Biri sağda, biri soldadır oğul!

ای اوغل ! – ۲