En Güzel İsimler O’nundur: ALLAH (C.C.)

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com

 

“O’nun pek çok güzel ismi vardır. Bu isimlerle O’na duâ edin.” (el-A‘râf, 7/180)

 

Bismillâhirrahmânirrâhîm

 

En güzel isimler O’nundur. 

 

Allah اَللّٰهُ -celle celâlühû-, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. (Tâhâ, 20/8)

 

er-Rahmân اَلرَّحْمٰنُ -celle celâlühû; dünyada bütün mahlûkatına karşı merhamet sahibidir.

 

er-Rahîm اَلرَّح۪يمُ -celle celâlühû; âhirette sadece mü’minlere merhamet eder.

 

el-Melik اَلْمَلِكُ -celle celâlühû; mülkün, bütün mevcut olan şeylerin tek sahibidir.

 

el-Kuddûs اَلْقُدُّوسُ -celle celâlühû; her türlü eksiklik ve kusurdan münezzehtir, bütün kemal sıfatları kendi zâtında toplayandır.

 

es-Selâm اَلسَّلَامُ -celle celâlühû; her türlü eksiklikten sâlim olup, mahlûkatını selâmete ulaştırandır.

 

el-Mü’min اَلْمُؤْمِنُ -celle celâlühû; emniyet ve güven veren, koruyan, gözetendir.

 

el-Müheymin اَلْمُهَيْمِنُ -celle celâlühû; her şeyi görüp gözeten, koruyandır, mahlûkatının yaptıklarından haberdar olandır.

 

el-Azîz اَلْعَز۪يزُ -celle celâlühû; izzet sahibidir. Dengi ve benzeri bulunmayacak şekilde üstün olandır. Mağlûp edilmesi mümkün olmayandır.

 

el-Cebbâr اَلْجَبَّارُ -celle celâlühû; azamet ve kudret sahibidir. Dilediğini yapar ve yaptırır.

 

el-Mütekebbir اَلْمُتَكَبِّرُ -celle celâlühû; azamet ve yüceliğinde eşi ve benzeri olmayandır.

 

el-Hâlık اَلْخَالِقُ -celle celâlühû; her şeyi yoktan var eden, yarattığı her şeyin ayrıntılarını bilendir. 

 

el-Bârî اَلْبَارِئُ -celle celâlühû; yarattığı her şeyi, kusursuz ve âhenkli bir şekilde, herhangi bir modele bağlı kalmadan yaratandır.

 

el-Musavvir اَلْمُصَوِّرُ -celle celâlühû; varlıklara şekil verendir, her varlığa ayrı bir şekil ve özellik verendir. Öyle ki; bir insanın parmak izi, bir başkasının parmak iziyle asla karışmaz. Her insanın kendine has bir parmak izi vardır.

 

el-Gaffâr اَلْغَفَّارُ -celle celâlühû; mağfireti ve bağışlaması sonsuz olandır. O, daima affedicidir.

 

el-Kahhâr اَلْقَهَّارُ -celle celâlühû; yenilmeyendir, her şeye istediğini yapacak sûrette yegâne galip ve hâkim olandır. 

 

el-Vehhâb اَلْوَهَّابُ -celle celâlühû; bağışı çok olan, bütün yarattıklarına karşılıksız nimetlerini ihsân edendir.

 

er-Rezzâk اَلرَّزَّاقُ -celle celâlühû; yarattığı bütün mahlûkatının rızkını verendir. Öyle ki O; toprak üstünde ve altında, havada ve denizde yaşayan tüm canlıların rızkını, hiçbirini unutmadan verendir.

 

el-Fettâh اَلْفَتَّاحُ -celle celâlühû; her türlü sıkıntıları giderendir. O; her müşkile çaredir, kuluna mânevî kapıları açandır, kalplere inşirah lutfedendir.

 

el-Alîm اَلْعَل۪يمُ -celle celâlühû; küçük, büyük; gizli, açık; geçmiş, gelecek; her şeyi hakkıyla bilendir. 

 

el-Kâbıd اَلْقَابِضُ -celle celâlühû; dilediğinin rızkını daraltır, dilediğince kullarının ruhlarını alır.

 

el-Bâsıt اَلْبَاسِطُ -celle celâlühû; dilediğinin rızkını genişletir, ruhları huzura erdirir.

 

el-Hâfıd اَلْخَافِضُ -celle celâlühû; hak edenleri alçaltıp zillete düşürür.

 

er-Râfi‘ اَلرَّافِعُ -celle celâlühû; hak edenlere şeref verip yükseltir.

 

el-Muizz اَلْمُعِزُّ -celle celâlühû; dilediğine izzet ve şeref verir.

 

el-Müzill اَلْمُذِلُّ -celle celâlühû; dilediğini de zillete düşürüp rezil eder.

 

es-Semî‘ اَلسَّم۪يعُ -celle celâlühû; gizli, açık kâinattaki her sesi işitir, duâları kabul eder.

 

el-Basîr اَلْبَص۪يرُ -celle celâlühû; gizli, açık her şeyi görür.

 

el-Hakem اَلْحَكَمُ -celle celâlühû; mutlak hâkim olandır, hikmet sahibidir.

 

el-Adl اَلْعَدْلُ -celle celâlühû; mutlak adâlet sahibidir. Kullarına asla zulmetmez, âdil olmayı emreder. 

 

el-Latîf اَللَّط۪يفُ -celle celâlühû; sonsuz lütuf ve kerem sahibidir.

 

el-Habîr اَلْخَب۪يرُ -celle celâlühû; mülkünde olup biten her şeyden haberdardır.

 

el-Halîm اَلْحَل۪يمُ -celle celâlühû; cezalandırma imkânına ve gücüne sahipken suçluların cezasını hemen vermez. O, hilm sahibidir.

 

el-Azîm اَلْعَظ۪يمُ -celle celâlühû; pek azametli ve yücedir.

 

el-Gafûr اَلْغَفُورُ -celle celâlühû; kullarına karşı mağfireti bol, affedişi sonsuz olandır.

 

eş-Şekûr اَلشَّكُورُ -celle celâlühû; az bir ibâdetin karşılığında çok sevap verendir.

 

el-Alîyy اَلْعَلِيُّ -celle celâlühû; her şeyin ötesinde ve üstünde olandır, yüceler yücesidir.

 

el-Kebîr اَلْكَب۪يرُ -celle celâlühû; hiçbir kulun kavrayamayacağı kadar büyük ve ulu olandır. Büyüklükte O’nun bir benzeri yoktur.

 

el-Hafîz اَلْحَف۪يظُ -celle celâlühû; koruyup gözetendir.

 

el-Mukît اَلْمُق۪يتُ -celle celâlühû; mahlûkatın azığını temin edendir, bedenlerin ve ruhların açlığını giderendir.

 

el-Hasîb اَلْحَس۪يبُ -celle celâlühû; kulların hesabını en çabuk ve en hassas şekilde görendir.

 

el-Celîl اَلْجَل۪يلُ -celle celâlühû; celâl ve azamet sahibidir.

 

el-Kerîm اَلْكَر۪يمُ -celle celâlühû; kerem ve ikrâmı sonsuzdur. Hiçbir karşılık beklemeden verir.

 

er-Rakîb اَلرَّق۪يبُ -celle celâlühû; her şeyi denetimi altında tutan, gözetleyip denetleyendir. Kullarını murâkebe altında tutandır.

 

el-Mücîb اَلْمُج۪يبُ -celle celâlühû; kullarının dilek ve duâlarına karşılık veren, icâbet edendir.

 

el-Vâsi‘ اَلْوَاسِعُ -celle celâlühû; rahmeti geniş ve sonsuz olandır. O’nun rahmeti, kudreti ve ilmi her şeyi kuşatır.

 

el-Hakîm اَلْحَك۪يمُ -celle celâlühû; bütün işleri yerli yerince ve eksiksiz yapar. O, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

el-Vedûd اَلْوَدُودُ -celle celâlühû; sevgiyi yaratan, aşkı ile yanan kullarını seven, sevilmeye en lâyık olandır.

 

el-Mecîd اَلْمَج۪يدُ -celle celâlühû; şânı büyük, lütuf ve keremi çok olandır.

 

el-Bâis اَلْبَاعِثُ -celle celâlühû; öldükten sonra tekrar diriltendir. Kullarına rehberlik edecek peygamberleri gönderendir.

 

eş-Şehîd اَلشَّه۪يدُ -celle celâlühû; hiçbir şey kendisine gizli kalmaz. O, her şeye şâhid olandır.

 

el-Hakk اَلْحَقُّ -celle celâlühû; varlığı ve ulûhiyeti hak ve gerçektir.

 

el-Vekîl اَلْوَك۪يلُ -celle celâlühû; işlerini kendisine bırakanın işlerini en iyi şekilde yapan, kendisine dayanılan ve güvenilendir.

 

el-Kavîyy اَلْقَوِيُّ -celle celâlühû; çok kuvvetli, tam bir kudret sahibidir.

 

el-Metîn اَلْمَت۪ينُ -celle celâlühû; son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olandır.

 

el-Velîyy اَلْوَلِيُّ -celle celâlühû; mü’minlere yardım eden ve yardımcı olandır. O, mü’minlerin yegâne dostudur.

 

el-Hamîd اَلْحَم۪يدُ -celle celâlühû; bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye lâyık, bütün varlığın diliyle övülendir.

 

el-Muhsî اَلْمُحْص۪ي -celle celâlühû; sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatan, yarattıklarını bütün ayrıntılarıyla bilendir.

 

el-Mübdi’ اَلْمُبْدِئُ -celle celâlühû; mahlûkatı ilk ve örneksiz yaratandır.

 

el-Muîd اَلْمُع۪يدُ -celle celâlühû; öldükten sonra tekrar diriltendir.

 

el-Muhyî اَلْمُحْي۪ -celle celâlühû; yarattıklarına hayat ve can veren, kalpleri dalâletten kurtarıp, îman ve zikirle hayat verendir.

 

el-Mümît اَلْمُم۪يتُ -celle celâlühû; ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıların canını alandır.

 

el-Hayy اَلْحَيُّ -celle celâlühû; ezelî ve ebedî olarak diri olandır.

 

el-Kayyûm اَلْقَيُّومُ -celle celâlühû; her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, gökleri ve yeri ayakta tutandır.

 

el-Vâcid اَلْوَاجِدُ -celle celâlühû; her şeyi vücuda getirendir. Hiçbir şey, kendisine gizli kalmaz.

 

el-Mâcid اَلْمَاجِدُ -celle celâlühû; kadri ve şânı yüce olandır, keremi bol olandır.

 

el-Vâhid اَلْوَاحِدُ -celle celâlühû; bir ve tek olandır. Zâtında, işlerinde ve hükümlerinde O’nun asla şerîki ve dengi yoktur.

 

es-Samed اَلصَّمَدُ -celle celâlühû; hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, her şey O’na muhtaçtır.

 

el-Kādir اَلْقَادِرُ -celle celâlühû; her şeye gücü yeten, tanzim eden, plânlayan ve takdir edendir. Dilediği şekilde dilediğini yapmaya gücü yetendir.

 

el-Muktedir اَلْمُقْتَدِرُ -celle celâlühû; yarattıkları üzerinde dilediği gibi tasarruf eden, zerre kadar zorlanmayacak şekilde gücü yetendir.

 

el-Mukaddim اَلْمُقَدِّمُ -celle celâlühû; dilediğini öne geçirir.

 

el-Muahhir اَلْمُؤَخِّرُ -celle celâlühû; dilediğini sona bırakır.

 

el-Evvel اَلْاَوَّلُ -celle celâlühû; varlığının başlangıcı yoktur. O, ezelî olandır.

 

el-Âhir اَلْاٰخِرُ -celle celâlühû; varlığının sonu yoktur. Tüm varlıkların hayatı son bulsa da varlığı dâimî olandır.

 

ez-Zâhir اَلظَّاهِرُ -celle celâlühû; varlığı ve birliği açık ve âşikâr olandır.

 

el-Bâtın اَلْبَاطِنُ -celle celâlühû; mahiyetinin bilinmesi gizli olandır. O, idrak ve duygulardan aslını gizlemiştir.

 

el-Vâlî اَلْوَال۪ى -celle celâlühû; bütün kâinâtı sevk ve idare edendir.

 

el-Müteâlî اَلْمُتَعَال۪ى   -celle celâlühû; her türlü noksanlıklardan uzak, son derece yüce ve aşkın olandır.

 

el-Berr  اَلْبَرُّ -celle celâlühû; bütün iyilik ve güzelliklerin sahibidir.

 

et-Tevvâb اَلتَّوَّابُ -celle celâlühû; kendisine yönelen kullarının tövbelerini çokça kabul edendir.

 

el-Müntekım اَلْمُنْتَقِمُ -celle celâlühû; suçluları gerektiği gibi cezalandıran, mağdurların intikamını alandır.

 

el-Afüvv اَلْعَفُوُّ -celle celâlühû; günahları bağışlayan ve affı bol olandır.

 

er-Raûf اَلرَّؤُفُ -celle celâlühû; yarattıklarına karşı çok şefkatli, merhametli olandır.

 

Mâlikü’l-mülk الْمُلْكِ مَالِكُ -celle celâlühû; bütün mülkün, kâinâtın tek gerçek sahibidir.

 

Zü’l-celâli ve’l-ikrâm ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ -celle celâlühû; azamet, yücelik ve kerem sahibidir.

 

el-Muksit اَلْمُقْسِطُ -celle celâlühû; adâletle hükmeden, bütün işlerini yerli yerinde yapandır.

 

el-Câmî’ اَلْجَامِعُ -celle celâlühû; bütün iyilik ve güzellikleri, övgüleri Zâtında toplayandır. O, kıyâmet günü hesaba çekmek için mahlûkatını bir araya toplar.

 

el-Ğaniyy اَلْغَنِيُّ -celle celâlühû; her şeyden müstağnîdir, hiçbir şeye muhtaç değildir.

 

el-Muğnî اَلْمُغْن۪ي -celle celâlühû; kullarından dilediğini zengin kılandır.

 

el-Mâni‘ اَلْمَانِعُ -celle celâlühû; dilemediği şeylerin olmasına asla izin vermez.

 

ed-Dârr اَلضَّآرُّ -celle celâlühû; dilediğinde zarar ve elem verir.

 

en-Nâfi‘ اَلنَّافِعُ -celle celâlühû; dilediğinde fayda ve yarar verir.

 

en-Nûr اَلنُّورُ -celle celâlühû; varlığı nurlandıran, nûrun kaynağı, gönülleri, âlemleri nurlandırandır.

 

el-Hâdî اَلْهَاد۪ى -celle celâlühû; kullarını hidâyete erdiren, mârifetullah yolunu öğretendir.

 

el-Bedî‘ اَلْبَد۪يعُ -celle celâlühû; bütün varlıkları, eşi ve benzeri olmaksızın, sanatkârane bir şekilde yaratandır.

 

el-Bâkî اَلْبَاق۪ي -celle celâlühû; ebedî olan, varlığının sonu olmayandır.

 

el-Vâris اَلْوَارِثُ -celle celâlühû; her şeyin asıl sahibi olan, servetlerin geçici sahipleri âhirete intikal ettikten sonra da varlığı devam edecek olandır.

 

er-Reşîd اَلرَّش۪يدُ -celle celâlühû; irşâd edicidir. İşlerini nizam ve hikmetle yürütendir.

 

es-Sabûr اَلصَّبُورُ -celle celâlühû; çok sabırlı olandır. Günahkâr kullarını cezalandırmakta acele etmeyen, tövbe etmesi için zaman tanıyandır.

 

Yüce Rabbimiz’in burada zikredilen ve zikredilmeyen birçok güzel ismi vardır. En güzel isimler O’nundur. Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyuruyor:

 

وَلِلّٰهِ الْاَسْمَاءُ الْحُسْنٰى فَادْعُوهُ بِهَا

 

“O’nun pek çok güzel ismi vardır. Bu isimlerle O’na duâ edin.” (el-A‘râf, 7/180) 

 

Yine hadîs-i şerifteki; «Allâh’ın isimlerini sayma» ifadesi; Esmâ-i Hüsnâ’nın anlamlarını bilme ve bu güzel isimlerin tecellîlerine mazhar olarak, Allâh’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya çalışma anlamına gelmektedir. Buna göre Allah nasıl, Rahîm, Ğafûr, Sabûr ise; mü’min de aynı şekilde merhametli, bağışlayıcı ve sabırlı olmalıdır.

 

Öyleyse mü’minler olarak Rabbimiz’in güzel isimlerini duâ ve zikirlerimiz arasına alalım ve bu isimlerin tecellîlerine mazhar olmaya çalışalım. Böylece dilimiz, O’nun zikriyle ıslak kalsın; kalplerimiz, O’nun isimlerinin füyüzâtı ile huzur bulsun; hayatımız da, O’nun isimlerinin tecellîleri ile hayat bulsun…

 

Ne mutlu Allah Teâlâ’nın isimlerini öğrenip gereği ile amel edenlere!

 

Rabbimiz, cümlemizi O’nun güzel isimlerini öğrenen ve bu isimlerin tecellîlerine mazhar olanlardan eylesin!

 

Âmîn…