ASALAK!

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

 

Gönlü Kur’ân’la dolan kul, olamaz hiç asalak.

Hâfızın topluma bin faydası vardır a salak!

 

İki-üç yıl yüce Kur’ân’a adansın da ömür,

Seyret, en az bire on kat bereketler görülür.

İki-üç yıl ara vermiş nice hâfızlara bak,

Kapatır farkı, geçer en öne, dâim yüzü ak.

Hâfızın öyle parıldar ki zihin dünyâsı,

Başka uğraşlara meyletmesin ister hocası.

Nice âlim, nice şâir, nice hattatlar var,

Nice hâkim, nice doktor, nice üstatlar var.

Ama hepsinden aziz, hepsine üstün rütbe;

Ehl-i Kur’ân olabilmek ve duyurmak kalbe…

İki dünyâda mübârek bu makam, lâkin sen,

Ne kadar ayrısın, örfünden, aziz milletten!

 

Önder olmaktır imâmet, baş olur her bapta,

Telefondan değil, ezberden okur mihrapta…

Câmi, mektep, eğitim yurdu ki hiç tâtili yok,

Câmi, hastâne, kütüphâne, imâmın işi çok!

Öndedir Hâfız imam, kalpleri hep takviyede,

Önce söz onda şehîd asker için tâziyede.

Üretim; bir satılan madde değil, mânâ da,

Hizmet eyler onu bir yük görenin na‘şına da.

Medya «sosyal» bugün, internete herkes yazıyor,

A salak! Mantığının altına pislik sızıyor!

Sen de bir gastecisin, hizmetin insanlara ne?

Hezeyandan öte anlat, ne ürettin bugüne?

 

Gönlü Kur’ân’la dolan kul, olamaz hiç asalak.

Hâfızın ümmete bin katkısı vardır a salak!

 

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

(fâilâtün)                        (fa’lün)

آصالاق