ŞAİRLERLE HASBİHÂL -2-

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)
-müşâare, tanzim, yeniden söyleyiş-

Aynî:

Salâh-ı hâli mahveyler dem-i pîrîdeki gaflet,
Tecellî-i füyûzât-ı sabâha hâb olur mânî.1

Tâlî:

Seherde kalkamadıysan fecirde bâri uyan!
Sabah feyizleri gökten yağarken etme ziyan!
Şebâb-ı ömrü harâb eyledinse şehvet ile,
Şu ihtiyarlığı olsun geçirme gaflet ile…2

Kuss bin Sâide:

مَا بَالُ النَّاسِ يَذْهَبُونَ وَلَا يَرْجِعُونَ ؟!،
أَ رَضُــوا فَـأَقَامُوا ، أمْ تُرِكُـوا فَـنَامُـوا ؟
Gidiyor mevt kapısından, ama yok hiç dönen âdem,
Beğenip kaldı mı onlar, uyuyup daldı mı bilmem?3
(Nazmen tercüme Tâlî)

Koca Râgıb Paşa:

Bir giden bir dahi gelmez ne aceb hikmettir,
Âlem-i râhata benzer gibi iklîm-i adem.4

Yahya Kemal:

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.5

Tâlî:

Keyfî mi ki gitmek, dönüş olsun dileğince?
Seyyah mı ki mevtâ dönüversin dileyince?
Bir tatlı sebep gösteriyorsun bize şâir,
Bir hüsn-i kuruntun mu bu ısrarlı düşünce?

«–Dönsem» diyecekler «Girerim cennete belki!»
Tek yön, bu yolun avdeti yoktur ne yazık ki!
«–Dönsem yine ölsem yine ölsem!» diyecektir;
Bambaşka dönüş arzusu, ulvî şehidinki…

İllâ dönen insân arıyorsan o cihandan;
Bir Zât-ı Kerim gitti ve hem eyledi seyran;
Mahşerde, cehennemde ve cennetteki hâli:
İklîm-i bekā şâhidi Peygamber-i Zîşan…5

1 mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün
2 mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
3 feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilâtün
4 feiâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fa’lün)
5 mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün