YÜZAKIYLA 200

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com
-Bütün Yüzakı çatısında Ahmet ZİYLAN’a-

 

Bir çekirdek, bir çınara dönüştü,
Uzaklar yaklaştı, yakın uz oldu…
Bu mektep, bu sofra, nasıl bir işti,
Bazen ballı kaymak, bazen tuz oldu…

Çok fidanlar diktik, çok meyve yedik,
Emekleri fazlasıyla ödedik,
Gayret bizden, tevfîk Mevlâ’dan dedik;
Azmettik, çalıştık, dağlar düz oldu…

Ezelden ebede kaç isim geçti?
Göz nûruyla yunmuş kaç resim geçti?
Seyrî’den Tâlî’ye kaç mevsim geçti?
Bazen bahar geldi, bazen güz oldu…

Bu tren, «Hû!» deyip gittikçe rayda,
Gözümden silindi köşk de, saray da!
Binlerce hamdolsun, iki yüz ayda,
Yüzakı bağında, benler biz oldu…

Nasıl bir bereket aklımız şaştı,
Binalar yetmedi, yurtlardan taştı!
Kur’ân bülbülleri kıtalar aştı,
Hamd ile yaşaran nice göz oldu.

Yıllar önce çorbacıda buluştuk,
Türlü türlü zorluklara alıştık,
Aşkla kenetlendik, aşkla çalıştık;
Yüreklerde volkan, elde buz oldu…

Her sayıda farklı nesir, şiir var,
Yüzakı’yla ediyoruz iftihar!
Dile kolay, kesintisiz istikrar,
Nice hoş hâtıra, nice iz oldu…

Peygamber yolunda vermedik mola,
Bu neslin her ferdi, bir gergef ola!
Sürç-i lisan ettik ise affola!
Dostluk sayfasında ünümüz oldu…

Rabbim, bozulmasın bu ağız tadı!
Yıllar uçup gitti, aklım almadı,
Şükür Celil şükür, mahzun olmadı;
Yüzakıyla sayı, iki yüz oldu…